Hakk'a aşkı olmayanın, aşka hakkı var mı?
Aşkı Hakk'a olmayanın başkalaşır aklı.
Sulhperverبِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Yazar Anlatımıyla...
"Son ana kadar mutluluk bekledim inan,
İnan bu sevdadan vazgeçtim şuan..."
Kulağına ulaşan şarkının sözleriyle hüzünle gülümsedi genç kız. Olmazdı, olamazdı işte. Tek engel gördüğü o isim miydi sanki? Bu sefer alaylı bir gülüş oluştu dudaklarında. Ne sanıyordu sahi? Kendini bu zamana kadar neye inandırmıştı?
"Hayat seni de sürükledi yanlış yere,
Tüm isteklerin geçti benim yerime..."
Şarkı bu sefer tam anlamıyla anlatmıyordu onun durumunu. Evet hayat Miraç'ı sürüklemişti yanlış yere, fakat zaten hiçbir zaman tüm isteklerinin önünde olmamıştı genç kız.
"En sonunda doğru yolu buldu ama." diye fısıldayarak şükretti. Sürüklendiği yanlış yerin sonunda doğru yolu bulması ne büyük şükür sebebiydi. Miraç doğru yolda da olsa yanlış yolda da olsa, yanındaki yoldaş hiçbir zaman Zeynep Saye olmayacaktı. Yol belliydi, ya yoldaş? O da bu iman yolu kadar güzel miydi?
***
Oturduğu sandalyede rahatsızca yerinde kıpırdandı Yiğit. Gözlerinin hedefi ise herkesten olabildiğince uzakta bir ağacın gölgesine kurulmuş kitabını okuyan genç kızdı. Kız yaklaşık yirmi dakikadır kitap okuyor, Yiğit ise yanında arkadaşlarıyla oturduğu banktan, genç kız geldiğinden beri onu izliyordu. Kollarını kapatacak kadar uzun ve geniş başörtüsünü, elindeki kitabı okurken daima çatık duran kaşlarını, çıkardığı not defterine ara sıra not alan parmaklarını...
Yanında konuşulanları duymuyor, o an orada genç kızdan başka kimse yokmuşçasına, her hareketini inceliyordu. Genç kız çantasından çıkardığı ufak post-it kağıdına hızlıca birkaç şey yazıp katladı. Oturduğu çimlere bırakıp elinde kitabıyla kalkıp oradan uzaklaştı. Kızın bu hareketiyle kaşları çatılan Yiğit eliyle arkadaşlarına bir hareket yapıp, oraya gittiğinde eline kağıdı alıp okumaya başladı.
"Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Allah onların bütün yaptıklarından haberdardır."
Nur Suresi 30. Ayet
Kaşları daha çok çatılan Yiğit, bir an düşündü. Onu izlediğini görmüş müydü? Genç kızın arkasından hızlı adımlarla ilerlerken, bir an kolundan tutmayı düşündü ama canını sevdiği için bu düşünceden hemen vazgeçerek seslendi.
"Bu senin galiba?"
Genç kızın arkasını dönüp Yiğit'in elinde tuttuğu kağıda bakarak "Hayır." diye kısık bir sesle mırıldandı ve yürümeye devam etti.
"Senin bıraktığını gördüm."
Genç kız sinirle bir nefes verdi ve arkasını dönmeden cevap verdi.
"Ama benim değil."
Yalan söylemiyordu Hifa. O kağıdı oraya o bırakmıştı, fakat ona ait değildi. O her zaman kitap okuduğu yere içinden geçen bir ayet, bir hadis belki bir alıntı bırakırdı. O an bu adamın bakışlarının hedefinde olduğunu anladığında aklına bu ayet gelmiş, ve aceleyle kağıdını bırakıp kalkmıştı oradan. Fakat o adamın kağıdı alacağı aklının ucundan dahi geçmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sokağın Başındaki Adam
Spiritualislami bir hikayedir. "Birincisi, etrafınızda dolaştığımız kanısına nereden vardınız? İki gündür üst üste karşılaşıyoruz ki aynı mahallede ikametgah ediyoruz bu nedenle bu çok normal. İkincisi, amacımız dikkat çekmek olsaydı ne şu an burada olurduk...