Cümleten Esselamü aleyküm❤✨ Öncelikle geciktiğim için üzgünüm bayram telaşesiyle anca yetiştirebildim. Ve yeni kapağımız için HKBRUNL 'a çok ama çok teşekkür ederiimm❤✨ Emeklerine sağlık. Bu bölümü de bana hep destek olduğun için sana ithaf ediyorum❤ Keyifli okumalar!
Yatağımın üstünde hoplayan iki canavara bakarak gözlerimi kırpıştırdım. Gözlerim duvardaki saate ilişince anlık bir şok dalgası yaşayarak kafamı yastığıma bastırıp ufak bir çığlık attım. "Sabahın yedi buçuğunda, daha kargalar şeyini yemeden, yatağımda zıplamanızın umarım düzgün bir açıklaması vardır." diyerek hızlı bir nefes aldım. "Zira eğer ki bir açıklamanız yoksa beş saniye sonra o çok sevdiğiniz saçlarınız yolunmuş olacak."
"Ya abla bugün şivlilik, bütün çocuklar çıkmıştır toplamaya şimdi. Bize şeker kalmayacak." dedi Aysima. Gözlerimi kapatarak "Peki benim bu durumda ne yapmam gerekiyor?" dedim. Ellerini beline koyarak "Beni gezdirmeye Hüma Ablam ve sen çıkaracaksınız." dedi. "Bak sen?" dedim yerimden doğrularak. "Pekı bundan şeyin haberi var mı?" her ikisine de bakıp "Benim." dedim
"Ya abla mızıkçılık yapma ya, bak Hüma ablam hemen kalktı." dedi Aysima. Hüma'ya bakarak hızlıca söylendim "Hüma Ablan dünden razı zaten Aysima."
Hüma "Kanka hadi ya hem bize de bir değişiklik olur en son lise ikide çıkmıştık." deyince gözlerimi devirdim. "Ya kanka tabii şeker toplamayı on beş yaşımızda bırakmışız, ne büyük marifet öyle değil mi?" dedim.
Hüma hep çocuk gibi olan taraftı ikimizin arasında. Sivri dilli, aklından ne geçerse söyleyen ucu kaçık bitmek tükenmek bilmeyen hayalleri vardı. Bende hep olgun olan taraftım. O ne yaparsa onu uyarmaya çalışsamda, yaptığı bazı hareketleri onaylamasamda çocuk gibi ona uyar ve birlikte yine rezil olacağımız bir işe itinayla adım atardık. Hüma'nın bu sivri diline çoğu zaman özenmişimdir. Çünkü ben hayır demesini bilmeyen, içindekilerini söyleyemen biriydim. Söylemediğim içime attığım şeyler biriktikçe sonra bir anda patlardım yapım gereği bu böyleydi. Ve sonra insanlar abartıyorsun, sen böyle değildin zırvalıklarıyla gelirdi karşıma.
Hatta bazen benim söylemediğim şeyleri Hüma benim yerime söyler ben utanıp, ezişip büzüşürdüm ve bu huyumdan hep nefret ederdim.
"Tamam çıkın da giyineyim bari." dedim. Aysima yataktan hoplayarak inerken bir yandan da sevinç naraları atıyordu. Hüma ise önce gözlerime uzun uzun baktı sonra yataktan indi. Kapıya doğru ilerlerken "Aferin, böyle yola geleceksin işte." diye söylendiğini duyunca komidinimin üstünde duran deodarantımı fırlattım. O hızlıca odadan tüyerken bende üzerime feracemi geçiriyordum.
Feracemi giydikten sonra elimi yüzümü yıkamadığım aklıma gelince hemen banyoya koştum. Altımdaki pijamalarımı değiştirememe gerek yoktu çünkü zaten feracemi hiçbir yerde çıkarmıyordum. Önceden ütülü olan siyah eşarbımı da yaptıktan sonra artık hazırdım.
Aslında çok düzenli biri sayılmazdım ama dağınıkta değildim. Eşarplarımdan sadece siyah olanı ütülüydü çünkü genelde onu kullanırdım.Odamdan çıkıp ayakkabılarını giymiş beni bekleyen Hüma ve Aysima'nın yanlarına gittim. Ayakkabılarımı giyerken bir yandan da esniyordum. İşim bitince doğrularak "Hadi gidelim." dedim.
Aşağı indiğimizde bazı çocuklar çoktan geziyordu. Aysima onları görünce:
"Bak sabahın körü diyordun, herkes bizden önce çıkmış işte." dedi.
Bir yandan da hızlanmamızı söylüyordu hanımefendi. Bir o apartman bir o apartman derken iyice yorulmuştuk. Zaten biz katlara çıkmıyor Aysima'yı diğer çocuklara gönderiyorduk. Aşağıda onu bekliyor gelince sokak sokak gezmeye devam ediyorduk. Artık bu şeker toplama işinin sonunun gelmeyeceğini anladığımda:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sokağın Başındaki Adam
Spiritualislami bir hikayedir. "Birincisi, etrafınızda dolaştığımız kanısına nereden vardınız? İki gündür üst üste karşılaşıyoruz ki aynı mahallede ikametgah ediyoruz bu nedenle bu çok normal. İkincisi, amacımız dikkat çekmek olsaydı ne şu an burada olurduk...