2▪️|İlk Aşk

2.1K 101 172
                                    




Medya: Rose Malfoy














Derin bir nefes alırken gürültülü kalabalık şimdiden içimi sıkmıştı. Heyecanlı birinci sınıflar ya da üstünlük taslayan üst sınıflara aldırmadan etrafıma bakınmaya devam ediyordum. 4. sınıf gelmişti bile. Göz açıp kapayıncaya kadar geçivermişti. Slyhterin masasındaki Scorpius'un bana baktığını fark ettiğimde ona sevgiyle tebessüm ettim.

En azından birimiz büyükbabamı gururlandırabilmişti.

Neyseki Gryffindor'a seçilmem ilişkimizde bir şey değiştirmemişti. Hala favori torunu da bendim. Hogwarts için ayrılmadan son haftalarda bana büyücü pokeri öğretmişti ve annemlerden gizli oldukça eğlenmiştik. Büyükbabamı seviyordum.

"Rose."

Rahatlayarak Lucas'ın çekik gözlerine bakıyordum şimdi. Yanıbaşıma oturmuştu bile. Nessa'nın yanından geliyor olmalıydı.

"Nasılmış görüşmeyeli?" diye sorduğumda çapkınca gülümsedi. Bütün yaz arayıp sormadığı kız arkadaşına okul başlayınca tekrardan dönmüştü. Kızın da gurur yaptığı yok gibiydi. Lucas'ın ağzından çıkan her bir cümleyi merakla bekliyor gibi bir hali vardı.

"Açıkçası tekrardan başlama kararı aldık."

"Şaşırmadım Luke." dedim gülerken. Bir yandan da tabağımdaki yemekleri çatalımla dağıtıyordum. Birinci sınıfların yerleri belli olurken onun sesini duymakta bile zorlanıyordum. Göz ucuyla masanın en uzağındaki kalabalığa baktığımda onu görmüştüm şimdi. Quidditch takımı onun etrafında toplanmıştı yine. Onu görmediğim aylarda içime bir özlem çökmüştü. Yutkunurken fark edilmemesi için gözlerimi çevirmiştim. Eh tabi ki sonrasında Lucas önce o tarafa sonra da bana bakmıştı iç çekerek.

"Rose hala mı Krum?" dediğinde kaşlarımı çatmıştım bile. "Bir şey demedim bile."

"Demene gerek var mı? Yıllardır aynı şey."

İç çekerken ayağa kalkmıştım. "Ben başka arkadaşlarıma bakayım Mclaggen."

Gözlerini devirirken arkamdan kafama kiraz fırlatmıştı. İç çektikten sonra yavaşça ona doğru döndüm.

"Şunu yapmayı keser misin?"

Sırıtırken tekrardan aldığı bir parçayı daha fırlattığında gülmemi tutamadan omzuna bir tane geçirmiştim.

"Çocuklaşma."

Ayarı fazla kaçırmış olmalıydım ki yanlardaki bir kaç kişi sanki gerçekten kavga ediyormuşuz gibi bize dönmüştü. Tam durumu açıklayacaktım ki Lucas mağdurmuş gibi kolunu tutuyordu.

"Rose, üzgünüm. Bir daha yapmam."

Gözlerimi kısıp ona bakarken etraftakiler tekrardan ne kadar korkunç bir insan olduğumu fısıldıyordu. Hepsine tehditkar bir bakış attığımda önlerine döndüler. Lucas sırıtırken ona yaklaşıp omzuna gelişigüzel bir kaç kere daha vurmuştum.

"Çocuk gibi davranmayı kes."

O kahkahalar atarken yanından uzaklaşmaya başladım. Kristoff'a bakmamaya çalışsam da bir kaç kez gözlerimi çevirmeden edemedim o tarafa. Bu yaz tatilinde kafamı yoran çok şey olmuştu. Önceliğim ise ailemin durumuydu. Annem ve babam o kadar çok kavga etmeye başlamışlardı ki bazen evde durmamak için Lucas'ın ya da Ginny'nin yanına gidiyordum. Büyükbabam sessiz kalsa da büyükannem bu durumdan oldukça şikayetçiydi. Kavganın ne hakkında olduğunu bile bilmiyordum. Ama bir kaç kez babamın misafir odalarından birinde kaldığına şahit olmuştum.

The Prophecy |Senseless 3. kitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin