Medya: Rose
Kalemimin ucunu kemirirken Ginny koluyla beni dürttüğünde irkilmiştim. Tüm gece planlar kurmaktan uykusuz kalmıştım kalmasına ama Profesör Elizabeth Connel'ın dersinde uyuyacak kadar da canıma susamamıştım. Bu bir ilkti ve şimdi bana öfkeyle bakan kahverengi gözler sıkıntı olacağının göstergesiydi.
"Bayan Malfoy, sanırım bugün pek ilginizi çekemedik. Yoksa kendinizi kehanet dersinde mi zannettiniz?" Dediğinde başımı hızla iki yana salladım. "Hayır profesör sadece uyuyakalmışım ve-"
"Yani kehanet dersi sizin için uyunacak bir ders mi? Ders mi seçiyorsunuz?"
Beni düşürdüğü tuzağa karşın gözlerimi kısarak onu izliyordum şimdi. Madam Connel'la senelerdir KSKS dersi işlerdik ve bugüne dek tamamen katıldığım tek ders olmuştu belki de. Ayrıca çalışmazdım ama notlarım fena değildi.
Ben sessiz kaldığımda sınıfın geri kalanının gözleri de üzerimizdeydi. Profesör Connel dudaklarını araladı. "Tamam işlediğimiz böcürtlerle alakalı senden bir özet alalım o zaman Bayan Malfoy."
Derdi neydi gerçekten anlamıyordum. Ben de kararlı gözlerimi ona dikmiştim şimdi.
"Sihir bakanlığı onları canlı olarak tanımlamaz. Genelde Patronus büyüsünün denemeleri bunun üzerinde yapılır. Bir Böcürt ile mücadele etmek için kullanılan en bilindik büyü Riddikulus. Büyük bir konsantrasyon isteyen Riddikulus büyüsü, büyüyü yapan kişinin Böcürt'e karşı olan korkusunu onu gülünç bir nesneye çevirerek ortadan kaldırmaktadır. Böylece, Riddikulus büyüsü yapılan Böcürt, komik duruma düşerek tehlike yaratmayı bırakır."
Profesör Connel hafifçe gülümseyerek tekrardan başkalarına döndüğünde Ginny'nin de etkilenerek bana baktığını görebiliyordum. Ders bitene kadar gözlerimi açık tutmaya çalışmaya devam ettim.
"Ders çalışmıyorsun bile, bunu nasıl yaptığını anlamıyorum Rose." dedi fısıltıyla. Eşyalarımızı topluyor olsak bile Profesör Connel sınıftaydı ve oldukça sert bir şekilde etrafını izliyordu. Derin bir nefes alırken zar zor uyanık duruyordum.
"Sır Hermione Granger Ginny. Annem bebekliğimden beri neredeyse gerekli tüm büyüleri masal kitaplarına uyarlayıp bana öğretmişti. Şu an hepsi kafamda kodlanmış durumda sayılır." dedim açıkça. Etkilenmiş görünüyordu hala. Ona birazdan geleceğimi işaret ettiğimde önden çıkıp gitti, bense gözlerimi Profesör Connel'a dikmiştim.
"Madame Connel?" dedim usulca. " Uzun zamandır konuşamadık."
Elizabeth Connel gülümserken kahverengi gözlerini bana kaldırmıştı. "Narcissa Malfoy..."
Onun bana hep bu şekilde seslenmesine karşılık omuzlarımı silkmiştim. "Rose diye seslenildiğimi biliyorsun."
"Tercih etmiyorum." dedi kaşlarını kaldırırken. "Bugün niye böylesin peki?"
Ellerimde kitaplarım orta yaşlarının sonunda olan kadının yanına vardığımda ben de gülümsedim. "Kusura bakmayın Madam Connel. Bugün kafam oldukça karışık."
"Onu anladım zaten." dedi azarlar bir ses tonuyla. "Senden daha fazlasını bekliyorum Rose. Herhangi bir başarısızlığına kayıtsız kalamam." dedi bir elini omzuma yerleştirirken. Ona tebesüm ettikten sonra şimdi omuz silkmişti.
"Herneyse. Benim işlerime koşturmam lazım." dediğinde kapıdan çıkmadan seslendim.
"Bu arada Delphini'nin burada çalışmasını sizin sağladığınızı da biliyorum Madam. Yoksa bunun için izin alması onun için çok zor olurdu." dedim minnetle. Bir süre bekledikten sonra bana göz kırpıp dışarı fırlamıştı. Her zamanki gibi üzerinde kalem bir etek vardı. Siyah kemik gözlükleriyle orta yaşlarının sonlarında bir kadındı. Ben okula başladığımdan beri de üzerime düşmüştü, genelde beni cezalandırır, bağırır ve azarlardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/188580316-288-k272622.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Prophecy |Senseless 3. kitap
FanfictionSenseless ve Decision kitaplarının devamı ve üçlemenin sonuncusudur Roseline Narcissa Malfoy Hermione Granger'ın cesaretine ve Draco Malfoy'un hırsına sahipti. Lucius Malfoy'un gözdesiydi ve güzelliğiyle herkesi hayran bırakan bir veelaydı. Rose ke...