Senseless ve Decision kitaplarının devamı ve üçlemenin sonuncusudur
Roseline Narcissa Malfoy
Hermione Granger'ın cesaretine ve Draco Malfoy'un hırsına sahipti. Lucius Malfoy'un gözdesiydi ve güzelliğiyle herkesi hayran bırakan bir veelaydı.
Rose ke...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ginny Weasley
2 yıl önce
"Sessiz olsana."
Hermione içeri girerken bir yandan da kıkırdamadan edemiyordu. Ayağını sıkan topuklularını bir tarafa atarken Draco onu gülerek izlemişti. Genç kadın üzerinde siyah diz altı elbisesiyle yine olması gerektiğinden çok daha genç görünüyordu. Saçlarını da öteki tarafa atarken ona parmağıyla gelmesini işaret etmişti. Buna karşılık da Draco sadece onun tatlı hareketlerine karşılık tavana bakıp gülmüştü. Hermione zil zurna sarhoştu.
"Şşt. Babamlar uyanacak." dedi Draco dengesini zor sağlayan kadına yaklaşırken. Hermione ise onu tam kolları arasına alacakken çevik bir hamleyle kaçmış ellerini arkasında bağlamıştı.
"Sanırım Lucius Malfoy'un konforunu düşünmek istemiyorum."
"Öyle mi?"
Hermione kafasıyla onaylarken Draco da gülerek ona yaklaşıyordu.
"Evde kalan son çocuğunu da Hogwarts'a bırakmanı çok büyük üzüntüyle karşılıyorsun bakıyorum." dedi Draco kaşlarını kaldırıp. Hermione ise buna gözlerini devirmişti. "Bu günü gözleyen sendin, bana çamur atma."
Draco ellerini ceplerine yerleştirirken Hermione de ona yaklaşmıştı. İki elini adamın göğsüne koydu usulca. Sonrasında da gözlerini ona kaldırdı. Draco içini saran hisse aşinaydı. 17 yıldır, eskimeyen hisse. Hermione boynunu ortaya çıkarak şekilde onun yüzüne yaklaşırken Draco fısıldadı.
"Sonunda başbaşa kaldık, değil mi Granger?"
Hermione flörtöz bir şekilde omuz silkerken Draco'nun dudağının kenarına bir öpücük bırakmıştı. Sonrasında ikisi de üst kattan gelen sesi duydular.
"Başbaşa kalmadınız. Benim evimdesiniz!" dedi Lucius Malfoy yatakodasından onlara bağırarak. Narcissa gece uykusundan uyanıp bağıran kocasının omzuna bir tane vurmuştu şimdi. "Rahat bırak çocukları. Bana desen ses için büyü yaparım."
Draco ve Hermione bir kaç saniye nefeslerini tuttuktan sonra birbirlerinin gözlerine bakmış ve sonrasında kahkahalara boğulmuşlardı. Hermione onun koluna tutunurken bir yandan da sırtını onun göğsüne yaslamıştı. Draco onu kollarında sıkıca tuttu. Burnu saçlarında gezinirken fısıldadı.
"İşe gider gitmez seni nasıl özleyebilirim?" dedi usulca. Hermione ise boynunda hissettiği nefesle huylanmıştı. Eli onun elinde okşarcasına gezerken konuştu. "Alışkanlık Malfoy. Birbirimizi özlemeye alışmışız."
Draco gülümsedi. Onu kendisine çevirirken bir yanağını avucuna almış hafifçe okşamıştı.
"Artık özlem yok Hermione..." dedi dudaklarına fısıldarken. Hermione buna karşılık parmak ucunda yükselip onun üst dudağının kendininkilerinin içine aldığında Draco derin bir nefes verdi. Gözleri kapanırken genç kadını belinden kaldırıp kendine doğru bastırmıştı.