twenty five

3.6K 377 160
                                    

|Onu istedim, Tanrı merhametine ulaştığı zaman. Çöle vuracak yağmura döktüm dertlerimi, ellerime batan kuru toprakla. Saçlarına dokundum, kılıcını kalbime sapladım. Ben kurudum, tükendim. Tanrı tarafından ona layık görülmedim.|

*

j.tempestas: Düşündüğümden farklısın, değil mi?

j.tempestas: Onca camı içeriye girebilmem için açık mı bıraktın?

j.tempestas: Sırf bir çikolata için?

Rosepark: Gerçekten çikolatanın umrumda olduğunu mu sanıyorsun?

Rosepark: Cesaretini görmek istemiştim.

Rosepark: Ne kadar ileriye gidebileceğini görmek.

j.tempestas: Sen deli misin? Camdan atlarken kaburga kemiğimi kırıyordum.

Rosepark: Yalan söyleme, gayet sağlıklı bir şekilde indiği biliyorum.

Rosepark: Ayrıca kapıdan da çıkabilirdin.

j.tempestas: Sana inanamıyorum, cidden.

j.tempestas: Gece 3'te demeseydin bari.

j.tempestas: Eve gidip nasıl uyuyacağım şimdi?

Rosepark: Evde olman gerekirdi?

Rosepark: Bizden gideli saatler oldu.

j.tempestas: Ah, konu değişiyor. Ne güzel..

j.tempestas: Bunu diyeceğim ve sen kemiklerimin sızladığına inanmayacaksın.

j.tempestas: Pekala.

j.tempestas: Dışarıdayım güzelim, eve geçiyorum.

j.tempestas: Çocuklarlayız ama merak etme dağıtmadım.

Rosepark: Seni neden merak edeyim ki?

Rosepark: Öylesine sordum.

j.tempestas: Öylesine mi?

j.tempestas: Tamam ben inanmış gibi yaparım.

Rosepark: Anlıyorum, kafayı bulmuşsun.

Rosepark: Gidiyorum ben, sana iyi eğlenceler.

j.tempestas: Nereye gidiyorsun? Burada kal.

j.tempestas: Seninle konuşmak daha önemli.

j.tempestas: Ayrıca ne eğlencesi eve yaklaştım bile?

j.tempestas: Arkadaşlarımla takılmaya devam mı edeyim?
(03.02) iletildi.

apple banni, rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin