twenty nine

3.6K 410 170
                                    

|Gün biterken, yüzüne dokunan güneşi kıskandı kalbim. İstediğinde sana dokunamayan parmaklarım titredi, gözlerine bakamayan gözlerim ağladı.|

*

j.tempestas: Uyuyan güzel, kalkma vaktin geldi.

j.tempestas: Çoktan otobüse binmiş olman gerekirdi.

j.tempestas: Nerelerdesin sen?
(10.34) iletildi.

Rosepark: Uyuyan güzel mi?

Rosepark: Bir prenses olmadığıma eminim.

Rosepark: Ayrıca, ben çoktan okula geldim.

Rosepark: Asıl sen nerelerdesin?

j.tempestas: Ah, öyle mi? Bunun hakkında yorum yapmayacağım.

j.tempestas: Erkencisin sende benim gibi.

j.tempestas: Okuldayım, sabaha ders koymuşlar.

Rosepark: Bazen derslerimizin ortak saatlerde yapılması hoşuma gidiyor.

Rosepark: Sanki tek değilmişim gibi.

j.tempestas: Tek değilsin zaten Rosé.

j.tempestas: Böyle düşünmüyorsun ve hemen dersine giriyorsun.

j.tempestas: Aynı benim gibi..

Rosepark: Eve gidip uyuyasım var.

Rosepark: Son dersime gireceğim ve sonra gideceğim.

Rosepark: Sen ne yapacaksın?

j.tempestas: Ah, ben mi?

j.tempestas: Öğlene kadar okuldayım.

j.tempestas: Sonra bizimkilerle takılırım sanırım.

j.tempestas: Rutininde ilerliyor hayatım.

Rosepark: Sizinkiler?

Rosepark: Onlarla aynı bölümde misin?

j.tempestas: Bazılarıyla evet ama birkaçı çoktan üniversiteyi bitirdi.

j.tempestas: Okul sonrası onların evinde vakit geçiriyoruz.

Rosepark: Beraber okula da gidiyor musunuz?

j.tempestas: Bazen.

j.tempestas: Neden bunu sordun ki?

Rosepark: Sadece merak ettim.

Rosepark: Bana senden başka kimse eşlik etmemişti.

apple banni, rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin