apple banni, rosékook

sixteen

|O berrak gökyüzünde ışık saçarken ben, ölüm defterinin karanlığında can çekişiyordum. Parlaklığının ardından göz yaşı döküyor, sonsuzluğun boş rakamları kadar özlüyordum. Duy beni diye bağırıyor, artık sev diye çığlıklar atıyordum. O ise duymuyor, kalbini bana vermektense kanatmayı tercih ediyordu.|

***

j.tempestas: Hey

j.tempestas: Günlerdir göremiyorum ben bu kızı.

j.tempestas: Hemen, neden okula gelmediğini açıklamaya başla.

j.tempestas: Senin yüzünden yeme içmeden kesildim, elim ayağım tutmuyor.

Rosepark: Kendini mi acındırıyorsun sen bana?

Rosepark: Bensiz nefes alamadığını da söyle de, klişeleşmiş bir film senaryosu yaşayalım.

Rosepark: Mochi..

j.tempestas: İstersen söylerdim, ne diye beni geriyorsun?

j.tempestas: Bak tüylerim ürperiyor, rengim falan soldu.

j.tempestas: Deme şöyle.

Rosepark: Daha iyi bir fikrin yoksa, kim olduğunu söyle kurtulalım şu saçmalıktan.

  Rosepark: Ayrıca köpeğimin adını çaldığın için ben de mutlu değilim.

j.tempestas: Ben mi çaldım?

j.tempestas: Sen verdin o ismi bana.

j.tempestas: Ayrıca köpeğin bile yok ki.

   Rosepark: Neden bunu yüzüme vuruyorsun?

Rosepark: Babam evde istemiyor, sen al sevelim o zaman.

j.tempestas: Bugün ters tarafından kalkmışsın sen, ondan gelmiyorsun sanırım. Her gün böyle mi uyanıyorsun?

Rosepark: Okula gelmedim, o süreçte sen de bana yazmadın.

Rosepark: Yazsaydın nerede olduğumu öğrenirdin.

j.tempestas: Senin yazmanı bekledim.

j.tempestas: Artık bazı şeyleri aştığımızı düşünüyorum, sana sarıldım bile.

j.temlestas: Değil mi?

Rosepark: Meşgul bir insanım ben.

Rosepark: Birkaç günlüğüne şehir dışına çıktım, arkadaşımın yanındayım.

Rosepark: Ayrıca, sürprizlerle döneceğim.

j.tempestas: Bunun benim özlemimi dindireceğini mi sanıyorsun?

j.tempestas: O saçma kitabını okurken izleyemiyorum seni, yoksun çünkü.