Hatalarım olabilir, fazla düzenleyemedim. Kusura bakmayın! :) keyifli okumalar...
🔥🔥🔥******
Oğuz çay getiren sevgilisinin elini tutup, yanına oturttu. “Gel, otur artık da yüzünü göreyim sevgilim,” derken bir yandan da onu çekiştirmişti.
Ayşim çekinerek oturdu onun yanına, sonra da adama döndü. “Şimdi ne olacak?”“Ne demek o?”
“Aileme ailenle olanları söylemedim Oğuz. Söyleyemedim.”
Oğuz kızı kollarına aldı, “Değişen bir şey olmayacak Ayşim. Biz evleneceğiz. Onlar da isterlerse yanımda olurlar, istemezlerse de kendileri bilirler. Benim kimseden çekineceğim bir şey yok.”
“Ama onlar senin ailen.”Oğuz nişanlısını kendinden uzaklaştırdı. Önce güzel yüzünü okşadı. “Benim ailem, senin gözlerin, o güzel aşkla dolu bakışların.” Elini kızın dümdüz karnına koyup okşadı, “Doğacak çocuklarımız benim ailem...” yavaşça eğildi, dudakları kızın dudaklarına çok yakınken tüy gibi dokunuşlarla geziniyordu dudaklarında, “Ayşim...”
Kız konuşamıyordu. Bedeninde gezinen bir sürü yabancı duygu vardı ve Ayşim hiçbirini tanımıyor, anlamlarını çözemiyordu. Özellikle karnından kasıklarına doğru bir ordu yürüyordu sanki.
“E... Efendim?” diyebildi zar zor.
“Çok istiyorum.”Ayşim de nefes almak istiyordu. Şuan gerçekten nefes alması gerekiyordu. Tabi dudakları artık sevdiği adamın dudakları ile örtülüyken bu imkansızdı.
Oğuz onu öperken ellerini kızın narin sırtına yerleştirip, onu içine alırcasına çekiştirip, öpüyordu. Ayşim biraz uzun süren öpücüklerin etkisi ile artık gevşemiş ve adama cevap verir olmuştu. Ama hala o kelimenin kapsamını anlamamıştı. Neyi istiyordu?
Mesela şuan o eller neden yavaş yavaş aşağı inmiş, kalçalarını deli gibi okşuyordu ve Allah aşkına Ayşim ne zamandan beri bundan inanılmaz bir haz alıyordu? Delirmiş olmalıydı. Çünkü daha fazlasını ister gibi adama yapışmaya çalışıyor, içindeki boşluğun nasıl dolacağını, ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Ama o eksikliğin bir şekilde giderilmesini istiyordu.
Elleri adamın ensesine gelip, onu sardığında ve saçları ile oynamaya başladığında kalçalarındaki ufak bir hareketle havalanmıştı. Ardından Oğuz da kalkmış, onu kucağında başka bir odaya götürmüştü. Ayşim hangi odaya geldiklerinin farkında bile değildi ama yabancı gelmiyordu o oda ona. Evet, burası geçen geldikleri yatak odasıydı.
Ayşim’in yutkunduğunu fark eden Oğuz gülümsedi. Bu sefer durması, durdurulması imkansızdı ve kızın gözlerinde gördüğü o istek onu delirtiyor, daha da fazla yakıyordu. Bu sefer Ayşim korkmuyordu. Heyecanlıydı, mutluydu, ama o korku yoktu gözlerinde. Bu da Oğuz’u daha da ateşlemişti.Yavaşça yatağa uzandılar. Oğuz onun yanına uzanmadan tişörtünü çıkardı. Sonra da kızın üzerindeki elbisenin eteklerini yukarı sıyırıp, dudaklarını göbeğine değdirdi. Aynı anda da kızın tepkilerini izliyor, dudağından kaçan iniltileri dinliyordu.
Ve o an Oğuz dünyadaki hiçbir şeye, hiçbir kimseye bu kızı, kendi yüreğinin sahibini değişemeyeceğine kesin karar verdi.
Ayşim yalnız onundu, o da yalnız Ayşim’in...
Sonsuza kadar...*
Oğuz onun kollarına sığınan küçük sevgilisini daha da kucağına çekti. “Biliyor musun bazı geceler burada uzanırken hep seni hayal ediyordum kollarımda.” Ayşim hiç konuşmadan onu dinliyordu. “Seni ilk gördüğüm gün, sağlık ocağında gözlerin kapalı sedyede baygındın. Hemşireyle seni muayene ediyorduk. Bir an hamile olacağın ihtimalini düşündük, ama o an yüreğime öyle bir sızı girdi ki...” Gözlerini yumdu, sanki o an ki acıyı yeniden yaşıyordu. “Ayşim bunu kelimelere dökemem. Yaşadığım o kıskançlığı sana anlatamam.” Sonra gülümsedi, “İki dakikada beynimden bir sürü çirkeflik geçti.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK' ÇIKMAZ SOKAK - AŞK SOKAKTA SERİSİ II - FİNAL
RomanceTam 9 yıl bekledi onu genç adam. Dönmesini, ona yeniden o ışıltılı gözlerle bakmasını... Ailesi sevdiği kızı zorla götürmüştü Almanya'ya. Bekledi... Senelerce bekledi onu, ama gelmedi. Onun yerine bir baş belası geldi ve önce askeriyeye, sonra mahal...