Eeee başlayalım mı? =)
-----------------------------
Genç kız işe geç kalmış aceleyle otobüs durağına doğru koşuyordu. Lanet olsun ki uyuyakalmıştı. İş yerine geçtiği an rahat bir nefes alıp verdi. Patronu daha gelmemişti. Hemen çantası ile paltosunu yerine koydu ve küçük büronun içindeki mutfağa yöneldi. Çayı ocağa verdikten sonra, kahve yapmak için cezveye su ekledi.
Kapının açılma sesi ile hemen o yöne doğru koştu. “Hoşgeldiniz Ha-run bey,” derken arkasındaki adamın keskin mavi gözleri ile dona kalmıştı.
“Hoşbulduk Burçin. Tanıştırayım Serdar Toprak. Kardeşi için ev baktık da o yüzden geç kaldık. Sonunda beğendirdik neyse ki.”
“Hayırlı olsun.”
Serdar kızın gözlerinin içine bakarak hafifçe gülümsedi, “Teşekkür ederim.”Ve sonrası tam bir masal gibiydi Burçin için. Serdar her yerde karşısına çıkmaya başlamış, haftalarca peşinden koşmuş, türlü sürprizler ve hediyelerle ne yapıp edip kızın gönlüne girmeyi, ardından da hayatına, aylar sonra da evine girmeyi başarmıştı.
Yaşadıkları o tek gecenin ardından adam afallamıştı. Onun bakire olması, dahası farklı beklentilerle dolu sözleri onu korkutmuştu ve kıza uzun bir seyahate gideceğini söyleyip, resmen ondan kaçmıştı. Bir ay sadece telefonda görüşmüşlerdi, o da çok ama çok nadir.
Ta ki o gün eşi ve çocukları ile onu gittiği bir kafede onları görene kadar...
Hayal kırıklığı, kalp kırıklığı... Hangisi daha çoktu o gün bilmiyordu ama içinde büyüyenler sadece bunlarla sınırlı değildi. Bir de küçük bir bebeği vardı içinde büyüyen. Küçücük masum bir bebek.Bir an sinirle kalkıp o masayı başına yıkmak istedi adamın. Ama sonra yanındaki iki küçük oğlanı gördü ve vazgeçip yerine oturdu. Onların bir suçu yoktu. Ne karısına ne de çocuklarına böyle bir şey yaşatmaya hakkı yoktu. Ama adamı korkutmaktan da zarar gelmezdi.
Yerinden yavaşça kalktı ve masalarına gitti. “Merhaba Serdar bey,” dedi gülümseyerek.Serdar duyduğu sesle birden başını kaldırıp, kadına şok olmuş bir şekilde bakakaldı.
“Bu-Burçin... Hanım.”
“Nasılsınız?”
Adam yutkunarak önce karısına sonra da yeniden Burçin’e baktı. “İyi-iyiyim. Siz?”“Bende iyiyim.” Sonra karısına çevirdi bakışlarını, “Merhaba, Burçin ben.”
“Memnun oldum. Bende Kübra.”
Burçin anlamıyordu, gerçekten anlayamıyordu. Eşi çok güzel, kibar biriydi. İnsan böyle bir kadını neden aldatırdı ki? Şerefsizliğinden tabiki.Sonrasında adam günlerce aramıştı onu. Hamile olduğunu ise, onu takip ettiği bir gün fark etmişti. Burçin’in karşısına geçmiş, ona ev tutacağını, çocuğuna ve kendisine bakacağını söylemişti. Ama Burçin asla böyle bir şeyi kabul edecek biri değildi ve uzun yıllardır görmediği teyzesinin oğlunun Manisa’da askerlik yaptığını öğrenir öğrenmez yanına gidip, İstanbul’daki adreslerini almış ve buraya gelmişti. Yani ondan kaçmıştı. İşte tüm hikayesi buydu Burçin’in. Tek hatası güvenmekti onun da bedeli ağır olmuştu çok ağır.
***
GÜNÜMÜZ
Birlikte o harabeye gelmişlerdi ve Burçin kendi isteği ile başından geçenleri anlattı ona.
Anlatacakları bittiğinde “Hata benim ya da suç her neyse. Buna rağmen, hala evlenmek istiyor musun benimle?” dedi adama bakışlarını çevirip.
Uğur da ona baktı. “Ben geçmişine hata olarak bakmıyorum Burçin. Yaşanması gereken bir şeydi. Seni bana getirecek bir nedendi. Belki bu olay yaşanmasaydı ya da bu karnındaki minik melek olmasaydı sen İstanbul’a hiç gelmeyecektin. Bende seninle hiç tanışmayacaktım.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK' ÇIKMAZ SOKAK - AŞK SOKAKTA SERİSİ II - FİNAL
RomanceTam 9 yıl bekledi onu genç adam. Dönmesini, ona yeniden o ışıltılı gözlerle bakmasını... Ailesi sevdiği kızı zorla götürmüştü Almanya'ya. Bekledi... Senelerce bekledi onu, ama gelmedi. Onun yerine bir baş belası geldi ve önce askeriyeye, sonra mahal...