Eurielle - hate me
-------
Bazı ölümler ruhsaldır.
Bazı intiharlar gerçektir.
"Mira emin misin? Bak, 2 gündür perişan haldesin ve hala toparlanamadın. En iyisi başka zamana erteleyelim. Gerçekten, sana bir şey olacak diye çok korkuyorum."
"Ölülere bir şey olmaz." diyerek yatağın üstüne attığım kıyafetleri elime aldım. Banyoya ilerlerken bakışlarımı beni iki saattir ikna etmeye çalışan ve her defasında başarısız olan Can'a çevirdim.
"Ben çıktığımda hazır olmazsan tek gideceğim." diyerek banyoya girdim. Can oflarken kıyafetlerimi küvetin içine atıp dağılmış sarı saçlarımı düzelttim. Taramaya vaktim olmayacağını bildiğim için kendimi zorlamadım ve bileğimdeki tokayla sıkı bir at kuyruğu yaptım. Ağlamaktan şişen ve yorgunluktan çökmüş göz altlarım için Hira'nın verdiği kapatıcıyı kullanacaktım.
Aynadaki yansımam biraz olsun iyi görünürken üstümdeki pijamaları çıkarıp Hira'nın dolabından aldığım siyah kot şortu giydim. Hira gibi olacaksam, açık giyinmeye alışmam gerekiyordu. Üzerinde rusça bir şeyler yazılı olan siyah tişörtü elime alıp giyindim. Son olarak bordo rujumu da sürdüm ve hızlıca banyodan çıktım. Hira'nın verdiği kapatıcı göz altlarımı biraz da olsa gizlemeyi başarmıştı.
Askılıktaki deri ceketi elime alırken içeriye girdim. Hira telefonla konuşurken Can televizyon izliyordu. Kaan ortalıkta görünmüyordu. Hafta sonları evde pek olmazdı ama birkaç gündür Kaan'ı görmemiştim.
"Gidiyoruz." dediğimde Can'ın bakışları kısa bir anlığına bana döndü. Geri önüne dönerken bir an dehşetle bana baktı. Beni birkaç senedir tanıyan tek kişiydi ve kot pantolon tişört kombinimden vazgeçtiğime şaşırmış olmalıydı.
Hira ifadesizce beni süzüp telefon görüşmesine devam etti. Ata'nın beni karanlık bir bodrum katına kapattığını sadece Can biliyordu. O günün yorgunluğuyla kimseye bir şey söyleyememiştim. Hira'ya söyleyip söylememekte tereddüt yaşasam da, Can koz olarak kullanmamı söylemişti. Bende konuyu şimdilik kapalı tutmayı tercih etmiştim.
"Sen şort giyer miydin?" Diye söylenerek peşimden gelen Can'a gözlerimi devirdim. Rahat olmak suç değildi. Tamam, bir kıza göre fazla erkeksi giyiniyor olabilirdim. Ama deniyordum. En azından bu bir şey sayılırdı değil mi?
"Şu meseleyi anlatacak mısın?" Diye sordu Can, merdivenlerden inmeye başlarken. Can'a güvenmediğim için hiçbir şeyimi paylaşmak istemiyordum ama dönüp dolaşıp paylaşacağım tek kişinin o olması sinirlerimi bozuyordu.
"Bilmiyorum," diye mırıldandım. 2 gün içinde sık sık kabuslar gördüğüm için Can bütün gününü bana ayırmıştı. Karanlıktan korkmuyordum ama kaldığım odaya bir gece lambası aldırmıştım. Bu şimdilik iyiydi.
"Bak," diye konuştu ve omzumu tutarak durmamı sağladı. İrkildim, temaslardan nefret ediyordum ve dünden sonra hiçbir erkeğin bedenime dokunmasına tahammül edemiyordum. Nasıl halüsinasyon gördüğümü bilmiyordum ama o an babamı gördüğüme yemin edebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNA
Mystery / ThrillerÖlmek istemiyordum. Ölümün kollarında yaşamı arasam ölür müydüm? Yaşıyor muydum ben? İnsan yaşadığını nasıl hissedebilirdi ki? İki cambaz bir ölüm oyununda dans ettik. Kılıçtan keskin bir ipin üzerinde dans ederken kanadık, bunu umursamamıştık. Kar...