Stiles'ın ağzından ;
Güneşin gözüme çarpmasıyla uyandım.Uyurken sanki dinlenmemiş daha çok yorulmuştum. Yavaşça yatakdan kalkıp saate baktım.9'du Isaac depodaydı ve ona kan götürmem gerekiyordu. Lavobaya gidip telefonumu elime aldım.
Bi kaç kez çaldıkdan sonra Derek açdı.'' Sonunda uyanabilmişsin erken deyil mi ? '' ''Hahah yerlere yattım gülmekten.Telefonu Boyd'a ver!'' biraz durduktan sonra ''Bi sorun mu var ?'' bi an paniklesemde cümlemi kurabilmiştim.
''Hayır sadece okul ile ilgili bişi sorucam '' Peki deyip telefonu verdi.
Aldığını anlar anlamaz konuşmaya başladım.''Bak dostum uzun bi hikayeyi kısaltarak anlatıcam ve soru sormadan dediğimi yapacaksın tamam mı ?''
Kekeleyerek''Ta-mam Anladım'' dedi . Hemen konusmaya başladım '' Bak dosdum şu an da garajımda dönüşmek üzere olan bi vampir var ve ona kan götüreceksin.Anahtar heykelin altında . Ha bu arada Derek sorarsa ödev götürücem de va kimseye zarar verme!''
Görüşmemiz bittikden sonra tam arkamı döndüğümde Lydia yarı uyanık beni izlıyordu.Duymadığını umud ederek.''Günaydın erkencisin '' deyip yanağına öpücük kondurdum ve lavobadan çıktım.
Yarı açık yarı kapalı gözlerini tamamen açmya çalışarak konuştu.''Konuşma sesi duyunca kalktım.Bu arada kiminle konuşuyordun ?'' Hasss.
'' Okuldan bi çocuk ders notlarını alıcaktım.'' yalana gel.
''Benden alabileceğini düşünün mü ? Ayrıca yine kaçıp gideceksen ben duştayken gidebilirsin.'' Bekledimiz trip gelmiştir.''Yapma bebeğim . Bugün öyle bişi olmıcak '' deyip onu kendime çektim . '' Bugün tamamen seninim sen ne istersen onu yaparız '' deyip gülümsedim.
Biraz bekledikden sonra istediğim gülümsemeyi aldım. ''Şimdi ilk önce kavhaltı yapalım sonra ne yapacağımıza karar veririz.Ben dışarıya çıkıyorum sende hazırlan arabada buluşalım olur mu ?'' kafasını evet anlamında sallayıp banyoya girdi.
Kesinlikle onu kahvaltıya götüreceğimi zanediyordu. Markete girip kahvaltılık şeyler aldım Küçük tatlı bir piknik sepetide alıp hepsini içine dizip bagaja görmeyeceği bi şekilde koydum.
Sürücü koltuğuna geçip beklemeye başladım.15 dakika kadar bekledikden sonra arabanın kapısı açıldı onun geldiğini parfümünün kokusundan anlamıştım bile.
''Eee nereye gidiyoruz ?'' arabayı çalıştırdım.''Gidince görürsün '' deyip gülümsedim '' Süpriz deseydin daha cazip gelirdi ama bu da olur'' deyip güldü. Bi de beğenmiyo ya.
Orman yoluna girmedene gözünü bağladım. ''Hala cazip gelmiyor Stiles artık şuna süpriz der misin ? '' yüksek bi sesle '' SÜPRİZ BE SÜPRİZ , SÜPRİZ YAPASIM KAÇTI YA !''
''Tamam ya bağırma kapalı gözüm'' arabayı orman yoluna sürdüm sürerken bi anda Lydia'ya uzanıp yanağını hızlıca öptüm. Gülümsedikden sonra ''Stiles yola odaklan öldüreceksin bizi!''
''tamam tamam'' deyip sesli bi şekilde güldüm.
Arabamı yine yolun sonuna sürüp park ettim.'' Bak şimdi ben senin yanına gelene kadar ne kıpırdıycaksın ne de gözünü açıcaksın anlaşıldımı ? '' ''Stiles hadi git '' deyip güldü.
Hemen bagajdakileri çıkarıp uçurumun yanındaki kayaya yöneldim üstününe örtüyü serip kahvaltılıkları yerleştirmeye başladım.Herşeyin bittiğine emin olup elime bi çiçek alıp arabay doğru gittim .
''LYDİAAA!!''
