Lydianın ağzından
Yatağımda oturmuş olanları sindirmeye çalışıyordum dün geceden beri uyumamıştım ve ağlayıp duruyordum.Öğlen olmuştu ve ben okula gitmemiştim yurta gittiğim yoktu zaten kendi evimden okul çok uzak sayılmazdı.Stilesı nasıl geri kazanacaktım.Ama bir dakika yaa o beni haftalarca tek başıma bırakmıştı ve hayatıma devam etmemi istemişti şimdi bu yaptığıda neydi böyle.Amacı benim kalbimi kırmak,beni hem pişmanlık hem üzüntü hemde söylemek istediğim en son şey olan aşk ile başbaşa bırakmaksa bunu başarmıştı.Artık altüst olmuştum.Ama unuttuğu birşey vardı ben lydia martindim her zaman ayağa kalkarım.Bu düşüncelerden sıyrılıp ayağa kalktım ve aynanın karşısına geçtim berbat görünüyordüm kızarık gözlerime krem sürdüm ve geri kalan makyajımı yaptım,saçıma hafif dalgalar yaptım ve üzerime kısa bir elbise giydim.Öğleden sonra derslerine yetişebileceğimi umarak arabama bindim ve okula sürdüm.
***
Stilesın ağzından
Gece boyu ormandaydım kulübeye vardığımda derek gitmişti kulübenin çilimsiz duşuna girdim ve ruhum sanki suyla temizlenecekmiş gibi kendimi yıkamaya başladım.Lydia bana bunu nasıl yapabilirdi.Onu böylemi kaybedecektim.Bi adamla beni aldatmıştı ve benim bilmediğim daha neler yapmıştı acaba başka kaç adamla-
Bir anda duşun duvarını yumruklamaya başladım bunlar benim için yeni duygulardı. onu karşılıksız sevmek başkaydı daha az acı veriyordu ve bazen mutluluk bile veriyordu ama bu tamamen acıdan ibaretti onu bu kadar severken bu kadar yakınındayken dokunamamak onu sevdiğimi yüzlerce kez söyleyememek.Ben lydiasız bomboştum bir hiçtim.
*
Altıma siyah bir kot ve üstümede koyu yeşil bir tişort geçirdim ayağımda siyah converselerim vardı.Okula gitmek istedim ve jeepime bindim kendimi kontrol edebilirdim acım öfkemi bastırıyordu.
*
Okula vardığımda sadece öğleden sonra derslerine yetişebildiğimi farkettim.Öğlenmi olmuştu? Dersimin ne olduğunu sekretere sordum ve bana "Dersin matematik stiles ve çoktan başladı 15 dakika geciktin."dedi.Teşekkür edip sınıfıma yöneldim sınıfa girmeden babama mesaj attım onu gormeyeli çok olmustu ama telefonda konuşuyorduk.
"Baba bugün sana uğrayacağım şuan okuldayım görüşürüz xoxo"
Sınıfa girdim ve boş bir sıraya oturmadan önce kafamı kaldırıp sınıfa baktım herkes bana bakıyordu.Biri hariç benim kızıl meleğim lydia matematiğe kendini fazla kaptırmıştı.Ne diyorum ben ona hala kızgınım.Lydia ders içinde beni farketti ve ders bitene kadar bakışlarını üzerimde hissettim.Ders bittiğinde burada daha fazla kalamayacağımı farkettim ve kana ihtiyacım vardı.Dersten koşarak çıktım ve jeepime atladım.
Lydianın ağzından
Stiles sınıftan afeleyle çıkmıştı.jeepine binene kadar onu bekledim ve arabamla onu takip ettim.Stiles bir ormanlık yola girdikten sonra arabayı kenera çektı benim onu takip ettiğimi anlamıştı.Sellektör(yazılışını bilmiyorum) yaptı ve kenara çekmemi istedi.Arabayı kenara çektim kendi arabasından indi ve benim arabama doğru hızlı adımlarla ilerledi.Kapımı açıp beni arabadan indirdi,kolum acımıştı "Stiles ne yapıyorsun kolum acıyor!!" dediklerimi umursamadı.Ormanda biraz ilerledikten sonra durdu ve bana döndü "Lydia neden hep peşimdesin ben senden uzak durmaya çalıştıkça hep yanımda bitiyorsun Artık buna bir son ver!!!Bu iş bitmeli!"sözleri karşısında gözlerimde yaşlar birikmişti "Nedenmi peşindeyim stiles çünkü sen benim kendim olmamı sağladın.Sana değer verdiğimi göremeyecek kadar körmüsün haa? Ben seni sevi-" ben sözümü bitiremeden stiles kafasımı kollarının arasına aldı acı çekiyordu "Stiles ne oldu?neyin var?" ağlamaya başlamıştım.stiles benden adım adım uzaklaşıyordu sonunda onu tuttum ve bana bakmasını sağladım gözleri siyahlaşmıştı ve koyu bir maviye dönüşüyordu Kokmuştum "Stiles sana ne oldu?" "Lydia git çabuk ol git buradan!!!" sesi korku ve telaş doluydu "Hayır seni tekrar bırakmayacağım." dedim ve sıcak dudaklarım soğuk dudaklarıyla buluştu onu o kadar çok özlemiştimki onu öperken gözlerimden akan damlalar dudaklarımıza değiyordu.Stiles yanaklarımı tuttu ve beni kendine daha güçlü bir şekilde çekti artık dudakalarımın kızardığına emindim.Dudaklarımız ayrıldığında stiles eskisi gibi olmuştu."Lydia Martin sen beni sana zarar vermekten kurtardın."sözleri davetkardı ve gülümsüyordu elleri hala belimdeydi ve artık öfkeli gözleri yoktu artık bana aşkla bakıyordu ve devam etti "Ama bu seni affettiğim anlamına gelmez." gülümsedim "Benimde öyle.Konuşacak çok şeyimiz var." kafasını salladı ve yere baktı.Ellerimle çenesini kavradım "Ama bugün seni seviyorum." ışıldayan gözlerini gözlerime dikti "Seni seviyorum" bu söz kalbime işliyordu.Ve dudaklarımız tekrar buluştu.
Elimden geldiğince uzun yazdım.Umarım beğenirsiniz canlarım.Iyi okumalar.Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin :**