Bölüm-1-

2.5K 353 551
                                    

Sabah yüzüme çarpan güneşin o güzel sıcacık ışıklarıyla uyandım. Aklımdaki tek soru işareti bugün neler yaşayacağımdı. Yüzümü yıkamak için yatağımdan kalktım banyoya gittim. Tam yüzümü yıkıyordum ki annem o güzel ince ses tonuyla seslendi.

"Ahuzan,kızım sofra hazır."

Yüzümü yıkadıktan sonra banyodan çıktım. Hızlı adımlarla mutfağa geçtim.Ailedeki herkes masaya toplanmıştı. Karnım okadar açtıki sofrayı silip süpürebilirdim. Büyük bir iştahla sofraya oturdum. Annem kahvaltıda en çok sevdiğim o harika kaşarlı melemeni yapmıştı. Kardeşim Berk aç kutlar gibi ben daha melemenden bir lokma alamadan hepsini silip süpürdü. Off deli oldum açmı kalkıcaktım sofradan. iştahla sofraya bakan gözlerim kıtlıktan çıkmış Berke dogru yöneldi . Berke dik dik bakarak

"Aferim sana Berk maşallah tavayı silip süpürdün . Keşke birazda ablamı ve beni düşünseydin. Biz kuru ekmekmi yiyelim? Kardeşimden önce babam hemen bana o keskin bakışlarıyla bakıp" yediyse yedi açmı kalksın sofradan "diyerek beni azarladı.Babam beni ve ablamı hiç sevmiyordu. Neden mi?

(Suçumuz babam gibi bir adamın kız çocuğu olmaktı. Babam sadece erkek çocuğunu sever kızları da gözünde gereksiz ve değersiz bir varlık olarak görürdü. Babamın varı yogu her şeyi hayattaki tek tutanagı Berk'ti) Evimizin huzuru bu yüzden hiç yoktu.

(Babamın laflarına hiç bir zaman karşılık veremezdim. Babamın karşısında susup boynumu bükerdim. Babama karşı kendimi savunmaya kalksam pestilim çıkana kadar döverdi) Babamla Berk tıka basa karınlarını doyurdular. Masadan büyük bir mutluluk içerisinde kalktılar. Babamla Berk paşalar gibi hazırlandılar. İşe gitmek için evden dışarı çıktılar. Annemin yüzü düşmüştü, üzgündü. Ablam hemen gergin olan ortama el attı. Sofradan kalkıp tekrardan benim için kollarını sıvadı. İsteyipte yiyemedigim sevdigim melemenden yaptı.

Ablam bana dogru gülümseyerek "Ahuzan'ım için yapıyorum." deyince bütün neşem yerine geldi. Annemin asık olan yüzünde yumuşama vardı. Sonunda rahat bir şekilde ağzımızın tadıyla kahvaltımızı yaptık. Ablam "Ahuzan hava çok güzel hazırlan da dışarı çıkalım." dedi.

Yaz tatilindeydik. Lise 4e geçmiştim son senemdi. Ecem Ablam ise ilk okulu bitirmiş babam izin vermediği için okuyamamıştı.Okumuş olsaydı mesleğini eline almıştı. Babam taş devrinden kalmış geri kafalıydı. Babamın Zihniyetinde kızlar okumaz, evde oturur yedi yirmi dört saat erkeğine hizmet eder. Ben biraz dik başlı oldugu için babamı dinlemedim okuluma devam ettim. Berk ise lise 3'e geçmişti.Berk'le benim aramda bir yaş vardı. Aramızda yaş farkı az oldugu için ikiz gibi büyüdük.

"Olur ablacım,çıkalım" dedim. hazırlanmak için mutfaktan çıkıp odama gittim. Üzerimi giyinmek için gardolabımın kapağını açtım. Dolabımın içi bok gibiydi. insanın bir tane düzgün ele gelecek kıyafeti olmazmı en sıkıldığım yerdeydim kıyafet seçmece elime ne geçtiyse dolabımın içinden aldım. Bütün hıncımı Eski püskü olan gardolabımın kapağını hızlıca çarparak çıkardım.

Babam ablamla bana asla kıyafet almazdı. Söz konusu Berk olunca çarşıyı eve taşırdı. Annem ekmek parasından ne kadar biriktirirse o paraylada pazardan ablama ve bana kıyafet babında(kıyafetten sayılırsa) bir şeyler alırdı.

Üzerimi giyinmiş hazırdım.Yatak odamdan çıktım. Oturma odasında beni bekliyen Ecem ablamın yanına gittim. Annem evimizin arka bahçesinde çamaşır asıyordu. Ablamla birlikte annemizden birer yanak aldık dışarı çıktık.

Çarşıda geziniyorduk mağazanın vitrininde gözüme harika bir sivit takıldı. hemen vitrinin camına yapıştım. "Abla bu benim olmalı.
Lütfen, lütfen." dedim ama ablam "Ahuzan paramız onu almaya yetmez" deyince ben bir anda hayal kırıklığı yaşamıştım. Ablama hiçbir sey diyememiştim kelimeler boğazıma dizilmişti.

Bu nasıl bir hayattı. Ne zaman benim de istediklerim olacaktı. Hiçbir zaman istediğim olmuyordu. neden Allahım Tek suçum kız çocuğu mu olmaktı?

Hevesim yıkılmış bir şekilde ablamla birlikte oradan ayrıldık.

Ablam "Hadi gel pazara gidelim belki orada o sivitten bulabiliriz." dedi. Pazarın yolunu tuttuk.

Pazarı karış karış gezdik o beğendiğim sivitten bulamadık.O kadar Yorulmuşum'tumki adım atacak halim kalmamıştı ayaklarımın altı çok acıyordu.

Bulamadığıma mı yoksa yorulduğumamı yanaydım?

"Ablacım sen de benim yüzümden yoruldun hava da kararmaya başladı
artık eve gidelim boşver olmasa da olur." dedim.

Canım ablam benim için üzülüyordu. İkimizin de yüzü beş karıştı...

Eve doğru hızlı adımlarla yürümeye başladık tam eve yaklaşmıştık 'ki benim yaşlarımda esmer uzun boylu hafif kilolu çok yakışıklı bir erkek bize sesleniyordu."Bir şey sorabilir miyim?"
Ben gözlerimi yerden kaldırıp dikkatli bir şekilde ona doğru yöneltip baktım. Ablam çok kibar yavaş bir sesle "Buyur kardeşim" dedi.

"Buralarda kiralık bir ev varmış nerede acaba biliyor musunuz?"

Ben hemen ablamdan önce davranıp "Evet ben biliyorum bizim evin az aşağısında bizimle gelin gösterelim." dedim. Onunla konuşurken sanki kalbimin ritmi degişmiş hızlıca atıyordu. Yerinden fırlayacaktı. Bana ne oluyordu anlayamadım. Hep birlikte hiç konuşmadan yola devam ettik.

Ablam yanıma sokuldu ''Ahuzan inşallah babamla Berk bizi görmez, eger bir görürlerse babam gözünü kırpmadan ikimizide öldürür." dedi. Korkular bizi almıştı. Hızlı hızlı adımlarla kiralık olan evi gösterdik. '' İşte burası" dedim.

"Çok tesekkür ederim benim adım Alptuğ" dedi elini bana doğru uzattı.

Ben de hiç tereddüt etmeden hızlıca elimi Alptug'a dogru uzattım. Tokalaşırken utancımdan yanaklarım hafif kızarmıştı " İyi günler" dedik.

Hemen hızlı adımlarla oradan ayrıldık. Evimizin yolunu tuttuk. Babamlar eve girmeden biz girmeliydik.

Oh nihayet sonunda evimize gelmiştik hava kararmaya yüz tutmuştu.

Zili çaldım kapıyı annem açtı. Annemin yüz ifadesi çok farklı sanki moreli bozuktu.

Eve girer girmez kapının örtülmesiyle sesimizi duyan Berk oturma odasından çıkıp "Bu saate kadar neredeydiniz?" deyip bağırmaya başladı. O arada babamda içeride kendi kendine homurdanıyordu.

Anlamıştım kötü şeyler olucaktı. Annem ve ablam benim yüzümden üzüleceklerdi.

AHUZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin