"Tebrikler, buldun beni." Diye homurdandım.
"Merak etme sen söyleyene kadar kimseye söylemeyeceğim." Dedi elini saçlarından geçirerek.
"Sağol." Diye mırıldandım.
"Neden böyle bir şeye kalkıştın?" Diye sordu Halil.
"Herkes doğru yolu bulsun diye?" Dedim onun sorusunu soruyla cevaplar gibi.
"Yani aynı zamanda benden hoşlanıyorsun." Dedi alttan bir bakış atarak. Flörtleşir gibi söylemişti.
"Bu konu hakkında konuşmazsak mutlu olacağım." Dedim gülerek. Allah'ım nolur kızarmayım.
"Sen nasıl istersen." Dedi ve eliyle yolu gösterdi yürümem için. Önünden geçtim ve masaya doğru yürüdük.
•
Birkaç gün sonra:
"Tarık bak lütfen yapsan yapsan sen halledersin."
"Bana ne."
"Ya bak canım kuzenim! Ne istersen yaparım hadi ya bi iyilik istedik alt tarafı!"
"Tamam boş yapma işim var." Dedi ve telefonu suratıma kapattı.
Evet, şu nam-ı değer Okulun Yeni Ağası'nı bulmak için hackerlıkta master yapmış hayırsız kuzenimden yardım istemiştim.
Alt tarafı hesabını çalacaktı.
Tarık'a hesabın adını mesaj olarak gönderdim. Tarık da benimle aynı yaştaydı ama başka bir lisede okuyordu. Bu işleri bayağı biliyordu.
Bu yeni okulun ağası ile ilgili şüphelerim vardı. Mesela Dilara olması çok yüksek bir ihtimaldi çünkü o paylaştığı gönderideki olayı bir tek o biliyordu.
Bekleyip görecektik.
Ayrıca benim sırrımı öğrenenler çoğalıyordu. Bu işe artık son vermem lazımdı.
Bir hafta boyunca 'Okulun Yeni Ağası' Instagram'da bir sürü paylaşım yapmıştı. Gerçekten bunu yapan işsiz biriydi. Ki ben de işsizdim.
Resmen bir yarış işine gitmiştik. Öğrendiğimiz ilk dedikoduyu önce paylaşmak gibi bir çabamız vardı.
Bu arada küçük sırrımı(!) Halil'in öğrenmesi bayağı beni sarsmıştı. Ama o kadar şeye rağmen iyi davranıyordu bana.
Bugün pazar günüydü. Yarın okul başlıyordu. Evde kalmaktan delirme noktasına gelmiştim. Tek yaptığım şey Netflix izlemek ve sadece babam ve annemin beni tenis kurslarına götürmesiydi. Ki tribünlerde oturan herkesin annem babam yaşındaki kişiler olduğunu söylememe gerek yoktu sanırım.
Kapı çaldığında oflarayak kapıya doğru ilerledim. Annem ve babam bir yemeğe gitmişti. Yemekten sonra çay, kahve, sohbet faslını sayarsak bu saatte gelmeleri imkansızdı.
Kapıyı açtığımda karşımda bizimkileri görünce şaşırarak onlara 32 diş gülümsedim.
Her zamanki gibi Yaren, Eren, Arda, Damla, Doğukan, Tuğçe ve Halil vardı.
Hepsi güzel güzel giyinmişti. Benim ise altımda pijama şortum ve beyaz bir tişörtüm vardı. Saçımı da saçma sapan bir topuz yapmıştım ve yüzümde bir gram makyaj yoktu. Fuck.
"Gençler siz salona geçin ben geliyorum şimdi." Dedim ve odama yardırdım.
Saçımı açıp tokamı masaya fırlattım ve doğru düzgün giyinip parfüm sıktım. Yanlarına gittiğimde masayı aldıkları abur cuburlarla donatmışlardı ve televizyondan netflixi açmışlardı.
Sanki kendi evleri anasını satayım.
Koltuklarımızın hepsi yumuşak ve büyüktü. perdeleri sonuna kadar kapattım. Yaren ve Eren tekli koltuklara yayılmış, geri kalanlar da L koltuğa kendilerini atmışlardı. Fakat neden sadece Halil'in yanını boş bıraktınız kardeşim zaten onunla aynı ortamda bulunmak bile beni geriyorken?
Hatta mülteci gibi yere oturmayı bile düşündüm ama sonra dedim Nisa mallaşma.
Tereddütle yanına oturup arkama yaslandım.
SAKİNOLMALIYIMSAKİNOLMAL-
AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA
Kendi kendime sakin olmamı söylerken Halil ağzıma patlamış mısır tıktı. Ona doğru döndüm ve gülerek bana bakarak kendi de patlamış mısır yedi.
Patlamış mısırdan nefret ederdim. Çünkü ikide bir dişimin arasına giriyordu ama Halil verdiği için bir sorun yoktu.
Film sıkıcı ilerlerken telefonumu açtım ve bağdaş kurup sosyal medyada gezinmeye başladım. Bağdaş kurmamla bacağım Halil'in bacağına bayağı değiyordu ama yine de sakin olmam lazım.
"Telefonla oynaman için mi geldik buraya? İzle şu filmi lan." Dedi Doğukan.
"Ya çok sıkıcı. Korku filmi yok muydu?" Dedim.
Doğukan kumandadan aramaya başladı. O ararken mutfağa gittim su içmek için.
Sürahiden su doldurup kafama diktim. Sonra boş boş buzdolabını açıp içine baktım. Biraz daha mutfakta oyalandıktan sonra arkamı döndüğüm sırada kapıda duran Halil'i görünce ödüm bokuma karıştı.
"Ne dikiliyorsun orada?" Diye sordum.
"Ben de su içecektim."
Onu sevdiğimi öğrendiğinden beri daha çok yakınımda durma sebebi ne amk? Beni rahat bırak da ağız tadıyla utancımızı yaşayalım.
Uzattığım su bardağını alıp suyu kafasına dikti. Bardağın dibinde kalan azıcık suyu yüzüme attı.
BUNU YAPMAYACAKTIN.
Direk musluğa doğru gidip bardağa 100 ton su doldurdum ve Halil'e fırlattım. Kahkahalarla birbirimize su atarken mutfak R.İ.P
Üstümüz full ıslakken, en son sürahiyi elime almaya kalkıştım fakat Halil belimden tutup beni kendine doğru çekti.
OV SHİT.
Yüzümüz birbirine çok yakındı. İkimiz de seri nefesler alıyorduk. Mavi gozleri sonuna kadar açılmıştı, göz bebekleri büyürken ona öylece bakıyordum.
"Oooo asıl eğlence buradaymış, biz boşuna salonda oturuyormuşuz?"
Doğukan'ın sesiyle ayrıldık.
"Mutfak niye savaş alanından çıkmışsınız gibi?" Dedi Damla.
"Sanırım annemler beni öldürecek."
•
İlham bok bok bok
ŞİMDİ OKUDUĞUN
okulun ağası • texting
Short StoryOkulu birbirine katan bir kız. Kendini Okulun Ağası olarak tanıtan kız herkese mesaj atıyor. Oynat bakalım. Kapak: @GeceWeasley