"Duyduğuma göre annen ve baban 3 günlüğüne akrabalarının yanına gitmiş ve ev boşmuş?" Diye sırama doğru uçarak gelen Doğukan'a tip tip baktım.
"Sen bunu nereden biliyorsun?"
"Kesinlikle Yaren söylemedi." Dedi. Yaren yanımda olsaydı ona kötü kötü bakacaktım ama şu an sınıfın en köşesindeki sırada sevgilisi Eren ile oynaşıyordu.
"Eee, gitmişlerse ne olmuş?" Diye sordum ama söyleyeceği şeyi çok iyi biliyordum. Zorla evimde parti yapacaktı psikopat.
"Diyorum ki biz senin evi bu akşam bir güzel dolduralım." Al işte.
"Ailem beni evde tek başıma bırakırken sorumluluk sahibi olduğumu bilerek bıraktılar. Yani Doğukan'cığım, sorry."
"Ya kızım hadi ama?"
"Doğukan seni yaklaşık 3 yıldır tanıyan biri olarak konuşuyorum, sen partiyi içkisiz yapmazsın. İyice keş edeceksin ya? ayrıca evimi dağıtmana izin veremem."
"Hadi ya, kimse anlamadan partiyi yapıp bitirmiş oluruz. Size son geldiğimizde babanın içki dolabını gördüm. Onlardan kullansak efsane olur."
"Oldu, buzlu badem de ister misin?" Diye sordum. Evimi alacağı yetmezmiş gibi, bir de babamın içki mahzenini açmayı düşünüyordu.
"Çok sıkıcısın. Baban anlamadan içkilerin yenisini alıp yerine koyarım. Sadece biz bize oluruz. Hadi lütfen." Dedi. Masum masum bakması iyice sinirimi bozarken kafamı salladım.
"Of, tamam."
"Adamsın." Diyerek yanağımı sıktı ve sıradan kalktı.
Dün Halil'in bana söylediği şeyler çok canımı sıkmıştı. Hem o kızı oynatıyordu, hem de bana kötü davranmıştı. Bugün o Buse ile hiç yan yana gelmemişlerdi.
Halil dün o şeyleri söyledikten sonra, Buse şoka uğrayıp orayı terk etmişti. Aynı şekilde ben de şoka uğramıştım ve hayal kırıklığı ile oradan ayrılmıştım.
Evet onu seviyordum, o da beni seviyordu.
Ama bir kızın kalbini böyle kıramazdı.
Sınıfa giren Halil'e bir iki saniye baktıktan sonra gözümü ondan çektim ve elime telefonumu aldım.
Tüm erkekler akıllı tahtanın önüne toplanırken Yaren yanıma oturdu.
"Uzun eşek oynayacaklar." Diye mırıldandı Yaren. O sırada ön sıramıza Tuğçe ve Damla gelip oturdu. İzlemeye hazırdık.
Doruk yastık olurken, Doğukan, Halil ve Arda bir grup oldu, Eren, Furkan ve Enes diğer grup oldu. Tarık'ın nerede olduğunu bilmiyordum ama muhtemelen İrem'in yanındaydı.
Yazı tura atmalarından sonra ilk Doğukan'lar atlayacaktı. Eren'ler yerlerine dizilirken biz de hiç çekinmeden popolarına bakıyorduk. Erkek popoları da bir ayrı güzel oluyor yahu.
Doğukan sınıfın en köşesinden koşarak geldi ve, öyle bir atladı ki Doruk'u bile geçip kafasını duvara gömçürmüştü.
"Nesin sen kanguru falan mı?" diyen Yaren'e güldük. Arda da sorunsuz bir şekilde atladıktan sonra sıra Halil'deydi.
Halil öyle bir atladı ki önündeki Arda'nın üstünden uçup onun önüne düşmüştü. Fakat bu hareketiyle dengesini kaybedip yana doğru devrildi.
"Eşek çöktü!" diye iftira attı Halil kendi yere düşmesine rağmen.
"Ne diyorsun lan sen düştün. Ayrıca hayvan gibi atladın kemiklerim kırıldı." diye söylendi Eren yerden kalkarken. Bu sefer Halil'ler dizilirken, Eren'ler atlamaya hazırdı.
•
"Kanka ben İrem'i de getirdim de sorun olmaz değil mi?" diye sordu Tarık kapıdan içeriye girerken."Sorun değil. Zaten buraya kadar gelmiş geri çevirecek değiliz." diye mırıldandım.
Eve ilk Doğukan ve Tuğçe gelmişti, karaoke malzemeleri getirmişlerdi. Doğukan geldiği anda babamın içki dolabına saldırırken, ben babamdan yiyeceğim dayakları düşünüyordum.
En son kapı çaldığında yerinden tekrar kalktım ve kapıya koştum. Kapıyı açtığımda karşımda Halil'i gördüm. Hava bugün biraz soğuktu ve Halil'in burnu kızarmıştı.
"Hoşgeldin," dedim geçmesi için kenara çekilirken. Geleceğini düşünmüyordum ama, gelmişti.
Kafasını sallayarak içeri girdi. Ben de kapıyı yavaşça kapatıp sallana sallana içeri geçtim. Evin içinde yüksek sesli şarkı çalıyordu. Umarım komşular ebemi biplemezdi.
Doğukan hepimizin eline bir bardak tutuşturup içkileri koydu. Bir yudum aldıktan sonra 'Bu ne aQ' dercesine yüzümü kırıştırıp bardağı yanımdaki masaya koydum.
Birkaç dakikaya yine herkes kafayı bulmuşken, herkesi incelemeye başladım. Hepsinin sarhoşlukları çok farklıydı. Ben bir yudumdan başka içmediğim için şu an iyiydim.
Tuğçe ve Doğukan hoplaya zıplaya evde resmen deprem yaratmışlardı. Dans ediyorlardı. Arda ve Damla yiyişiyordu ve onlara birkaç saniyeden fazla bakmak istemiyordum. İrem ve Tarık da saçma sapan kavgalar ediyorlardı.
Eren, Yaren, Asya ve Furkan bir şeyler konuşup hayvan gibi kahkaha atarlarken, Enes ve Dilara birbirlerine abur cubur yedirip gülerek sohbet ediyorlardı. Sena ve Doruk ise şarkı söylüyorlardı.
Herkes çift çift takılırken, ben bir köşede, Halil de diğer köşedeydi. Ve ikimizin de yaptığı tek şey etrafa boş boş bakmaktı.
O an göz göze geldik ve uzun uzun birbirimize baktık. İkimiz de gözlerimizi çekmiyorduk. En son pes ederek gözlerimi kaçırıp ayağa kalktım ve odadan çıktım.
Kendi odama girip yatağıma doğru ilerledim. Şu an tek istediğim parti bitene kadar yatağın içine girip uyumaktı. Yatağın üstüne oturdum ve halının desenlerini incelemeye başladım. Açtıkları şarkının sesi buraya boğuk bir şekilde geliyordu.
Bir anda şarkının sesi net gelmeye başladı. Kapı açılmıştı. Gelene baktım. Halil.
Birkaç saniye kapıda bekledi. Onu isteyip istemediğimi anlamamıştı herhalde.
"Otursana." Dedim elimle yatağıma vurarak. Kapıyı itti ve yanıma oturdu.
O da benim gibi yere bakmaya başlayınca gülümsedim.
"İyi miyiz?" Diye sordu gözleri hâlâ yerdeyken.
"Bilmem, iyi miyiz?" Diye soruyla karşılık verdim sorusuna.
"Nisa, ben anlamıyorum. Seninle bir gün iyiyiz, diğer gün kötü. Sen beni seviyorsun, ben seni seviyorum. Ama neden olamıyoruz?" Diye sordu bakışlarını bana çıkarırken. Çocuk haklı beyler dağılın.
"Halil yaptığın sence doğru muydu? Sırf beni kıskandırmak için başka birinin duygularıyla oynadın. Kızı sevmesem bile bu davranışın hoş değildi." Dedim.
"Hadi ben öyle yaptım, peki sen? Sana duygularımı açtığımda beni sevmene rağmen istemedin Nisa." Dedi haklı olarak. Buna nasıl yanıt vereceğimi bilmiyordum.
"İkimiz de hatalar yaptık. Ama sürekli bunun tartışmasını yapmak yerine artık geride bırakmalıyız." Dedi ve elimi tuttu. Kafamı salladım.
"Şu an her şeyi geride bırakıp sevgili olmamız yanlış. Her şey çok hızlı gelişti." Diye mırıldandım.
"O zaman arkadaşız? Ve birbirimizden kaçmak yok?" Diye sordu elini anlaşma yapmak için uzatırken.
"Anlaştık." Dedim elini sıkarken.
•
Çocuğum siz mal mısınız ne arkadaşlığı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
okulun ağası • texting
Short StoryOkulu birbirine katan bir kız. Kendini Okulun Ağası olarak tanıtan kız herkese mesaj atıyor. Oynat bakalım. Kapak: @GeceWeasley