İnstagram: nilgunkrcr12
Twitter: Nilayes1905Keyifli okumalar 🌹(Açıklamayı sonda yaptım)
Her gece bir ninni fısıldanırdı kulaklarımıza. Ruhumuzu kazınan, rüyalarımıza giren, hayatımıza yön veren bir melodi.
Zaman hızlanır, hayat çelme takar, gözümüzden yaşlar dökülürdü.
Her çocuk gibi düşerdik. Dizlerimiz, avuç içlerimiz, yüzümüz yaralıydı. Yeterki yüreklerimiz yaralanmasın. Bize fısıldanan ninnilere inat biz binbir gece masallarını yaşardık çünkü biz hayalleri uğruna yaşayan çocuklardık.
Yüzlerimiz birbirine bakmayacak şekilde sırt sırta duruyorduk. Yüzüne bakmak istemiyordum. Gözlerime bakmasını istemiyordum. Biliyorum ki saklanamayan tek gerçek gözlerde saklıdır.
Cevap vermedim ve hızlı adımlarla yanından uzaklaştım. Onu göremeyeceğim bir noktaya geldiğimde derin nefesler almaya başladım. Yine sinirlenmeye başlamıştım ve bu gece mantıksız hareketler yapmam benim aleyhime sonuçlar verirdi.
Ona kadar saydım. Yetmedi, tekrar saydım. Saydım, saydım...taa ki Taner Bey'in sesinini duyasıya kadar.
" Pınar Hanım iyi misiniz?
Kapalı gözlerimi hiddetle açıp kendisine baktım. Taner Bey'e baktığımda bile gözümün önünde o ukala herif canlanıyordu."Şey siz neredeyse beş dakikadır burada öylece dikilince bir şey oldu sandım"
Beş dakika mı?! Sakinleşmem lazım.Taner Bey'e doğru döndüğümde eli ayağına dolaştığını fark ettim.
Kendimi gülmeye zorlayarak
"Merak etmeyin Taner Bey. Ben gayet iyiyim."Söylediklerime pek inanmışa benzemiyordu.
" Gerçekten ben iyiyim.Başka söylemek istediğiniz bir şey var mıydı?"
Taner Bey kararsızlık içinde kalsada yanına gelen adamla kocaman sırıtıp " Evet aslında var. Sizi Mehmet Bey'le tanıştarayım. Buradaki bir çok tuvalin sahibi. Kendisi çok başarılı bir sanatçıdır". Bu adamda nerden çıktı şimdi. Şu an en iyi terapi benim için kum torbasını pataklamak olabilirdi ya da kafamı duvarlara vura vura rahatlayacaktım.Mehmet dediği kişi büyük bir hevesle elini uzattı" Tanıştığımıza memnun oldum. Ben Mehmet Çetin" Elini hafifçe sıkarak" Bende memnun oldum. Pınar Deniz".
" Pınar Hanım izninizle size tuvallerimden birini hediye etmek istiyorum " Hediye de nerden çıktı şimdi!
"Gerçekten çok kibarsınız ama hiç gerek yok" Yüzü düşmüştü. İstediği cevabın bu olmadığına eminim.
" Rica ediyorum lütfen. Sizin sayenizde birçok tablom alıcıya çıkacak" Yanlış kişiye minnettar kalmıştı. Bu ikiliden kurtulmak için kabul ettim.
" peki o zaman ben size"
" Hiç gerek yok hediyeniz paketlenmiş bir halde arabanızın bagajına yerleştirildi " Bu sefer içten bir şekilde gülümsedim" Beni ikna edeceğinize çok eminmişsiniz" Omzunu silkti ve kocaman sırrıttı. Bir şey diyeceği an çalan telefonumla susmak zorunda kaldı.Çantadaki telefonu elime alarak izninizle deyip yanlarından uzaklaştım. Arayan Buğra'dı. Gerçekten kendisiyle konuşmam lazımdı.
" Alo Buğra bu adam nerde? Hala gelmedi"
" Alya hemen çık oradan. Peşindeler"
" Ne! Kimler peşimde?"
" Sana yolda anlatırım. Şimdi hemen arabana bin"
" Kahretsin! çıkıyorum"Taner Bey'e acil bir işim çıktığını söyleyerek binadan hızlıca çıkış yaptım. Valenin gelmesi birkaç dakikamı alsada en fazla beş dakika sonra galerilerinden uzaklaşmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM KELEBEĞİ
Lãng mạnAlya için kurallar basitti. Düşünme, yap! Unutma, hatırlat! Acıma, öldür! Acımasız bir dünyanın kollarına atılan bir kız çocuğun güvendiği tek kişi kardeşiydi. Kardeşi için yapar, kardeşi için ölür ve yine kardeşi için yaşardı. Yeni bir kurbanın inf...