4.BÖLÜM: KARŞILAŞMALAR VE YENİLGİLER(PART 1)

349 36 19
                                    

Hayata kırgın bir şekilde isyan etmeyi çocukken bırakmıştım. Canımı yakan aldığım yaralar değildi, canımı yakan bu hayatta sadece kırgınlığı, kızgınlığı ve hüznü tatmış olmamdı.

Nankör davranmıycam. Bu hayatın bana sunduğu değerli bir hediye vardı. Kardeşim; Buğra.

O hep gülerdi, güldürürdü.

Parmaklarım daha sıkı tuttu silahı.

Ölmeyecektim! Buğra' yı tek başına bırakmayacaktım.

Ağaçların içinden çıkan  katil sıska bir vücuda sahipti. Siyahlar içindeydi ve sadece gözlerini açıkta bırakan bir maske takıyordu.

Ağır adımlarla yürümeye başladı. Bana yaklaşmamalıydı. Bana yaklaşmamalıydı!
Düşünmedim ve ona bana ulaşamadan anlının ortasını hedef alarak vurdum. Adımları durakladı. Acı ve şaşkınlık içinde bana baktı ve saniyeler içinde yıkıldı.

Gözleri acıyla kapanmadan önce ona acıyarak baktım.

Ardıma döndüğüm an bir adım gerilemek zorunda kaldım. Yüzüme tutulan silahın namlusu o kadar yakındı ki gözlerimi alamıyordum.

Biri gitti diğeri kaldı. Bu oyun iki kişilikti ve kazanan her daim mağlup olandı.

"Fazla hızlısın"O da maske takıyordu ve sesi boğuk çıkıyordu."Şimdi o silahı bırak "Beni canlı istiyorlardı!Bu işimi kolayştırır.

Gülümsedim ve silahı göğsüne dayadım. Açıkta kalan gözlerine bakarak"Hiç sanmıyorum."Gözleri kısıldı.
" Ölüm için yalvaracaksın"

Anlamadığım bir hızda silahı tutan bileğimi kavradı. Parmağım tetiğe değdiğinde çıkan kurşun havaya gitti ve silah parmaklarının arasından kaydı. Acıyı düşünmeden karşı koydum. Boşta kalan elimle elindeki silahı almaya çalışsamda bileğimi bırakmadan hızla geri çekildi. Bir anlık boşluğundan faydalanıp kasığına tekme attığımda bileğimi bıraktı ve küfürler savurarak yüzüme yumruğunu savurdu. Yumruğu sert bir şekilde yüzüme çarpmıştı. Ondan kurtulduğum an hızla geri çekilip uzaklaştım. Aramızda biraz olsun mesafe açılmıştı. Elinden düşüremediği silahını tekrar bana doğrulttu." Seni küçük fare. Seni öldürmüycem. Seni öldürmekten beter edicem".
O konuşurken yan tarafımda yatan genç polisin elindeki silah gözüme çarptı. Üzerime koşarak atıldığı zaman bende silahı almak için haraket ettim. Silahı elime aldığım an üzerime atladı ve ben altta kalacak şekilde yere düştük. Beton zemine öyle sert çarpımştım ki nefesimin kesildiğini hissettim. Bunu o da fark etti ve nefesimi tamamen kesmek için tek eliyle beni boğmaya başladı.

Ciğerlerime giden nefesin kesilmeye başladığını hissetim. O büyük tek eliyle öyle sıkıyordu ki kendimi kurtaramıyordum. Diğer boş eliyle elimdeki silahı çekip aldığında karşı koyamamıştım bile. Bilincimi kaybetmeye başlıyor, kontrolümü kaybediyordum.

Gözlerim önünde bir sis perdesi belirdiğinde Buğra'nın uzattığı eli gördüm. Büyük bir heyecanla elini tutmaya çalışıyordum, çabalıyordum ama ulaşamıyordum.

Her şeyi hissediyorum.

Gözü kararmış katil üzerime daha çok yüklendi. O kadar ağırdı ki haraket edemiyorum. Elim yavaş bir şekilde eteğimin açıkta bıraktığı şorta gitti. Bıçağı parmağımın ucunda hissediyordum ama alamıyordum. Birazcık daha! Çok az kaldı!

Bıçağı elime alır almaz kalan son gücümle katilin boynuna sapladım. Boynuma çivi gibi saplanan parmakları  teması kesti, ciğerlerime giden oksijenin beni tekrar hayata döndürdüğünü an ve an hissettim.eli gevşedi ve yavaşça elini boynuna götürdü. Ben yaşama koşarken o ölüme kavuşuyordu.Boynumun bırakmasıyla tenimin üzerindeki sızıyı hissedebiliyordum.Acı verici!iliklerime kadar ciğerlerime ulaşan temiz havayı hissetim. Elim boynuma gitti. Ciğerlerim hasret kaldığı oksijene ulaşırken katil hala üzerimdeydi. Göz göze geldik. Göz bebekleri dehşetle büyüdü. Yutkunmaya çalıştı,  yapamadı. Dudaklarını diliyle yavaşça ıslattı ve ölmeden önceki son dediği şey katiline yapılan bir iltifattı."İblis". O da bir melekti dimi?

ÖLÜM KELEBEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin