61.BÖLÜM "Gün yüzü."

4.5K 312 38
                                    

Keyifli okumalar 💫🖤

Yolun sonuna gelindiğini nereden anlarız? En kötünün de kötüsü bir anda servis edildiğinde hayatın sahnesine, yolun sonu sandığınız nokta bir anda başlangıcınız oluverir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yolun sonuna gelindiğini nereden anlarız? En kötünün de kötüsü bir anda servis edildiğinde hayatın sahnesine, yolun sonu sandığınız nokta bir anda başlangıcınız oluverir.

Yıldızlar aydınlatır mı her daim haritamızı? Her bir kişiyi pay etsem gökteki yıldızlara, isimsiz kalır mı bazıları... Gözlerimi kapatsam şimdi, hemen şuracıkta gördüğüm yüzü unutur muyum?

Bu faleze yüzlerce kez çıkmama rağmen bu gece farklı bir heyecana sahibim. Bol yıldızlı bir gökyüzünün altında yani onlar önümüzü aydınlatıp yönümüzü belirlerken Emir'e her şeyi anlatacağım. Tıpkı babamın dediği gibi, harikalara sahip mira yıldızı gibi yol göstereceğim ona, ben bu gece ilk defa ışığımla birine yön vereceğim.

Tüm bu düşüncelerle yürüdüğüm yolun sonunda Emir'i görmem beni rahatlatmıştı. Gamze'ye vermesini istediğim not güvenli bir şekilde Emir'e ulaşmıştı ve tam da çatının ucunda dikilmiş uzaktaki şehri izliyordu.

Yolunu kaybetmiş bir savaşçı gibi uzaklara bakıyor gitmek istediği yeri çözmeye çalışıyordu. Her zaman takındığı kendinden emin duruşu bu gece öne düşmüştü, artık yorgunluktan olsa gerek hafif öne doğru duruyor tıpkı benim yaptığım gibi aşağı atlarsa ölüp ölmeyeceğini kestirmeye çalışıyordu.

Her şeyi kenara sürükleyip onun yanına vardığımda ona inat kafamı kaldırdım, onlarca yıldızdan birini seçtim kendime, en sönük ve en göze batmayanını. Sessizce anne ve babamı selamladım. Derin bir nefes aldım ama ne var ki arkamdan kapanan kapı nefesimi kesmeyi başardı.

Ciğerime sunduğum koca nefes bir anda boğazıma yerleşti ve dudaklarımdan ufak bir çığlık çıktı. Gözlerim şiddetle açıldı ve kafam istemsizce arkaya döndü.

"Rüzgar." dedi Emir.

Sesini duyduğum an sanki yanımda olduğunu yeni fark etmişim gibi manasız bir paniğe yakalandım. Heyecanlandım ve korkumu içime atmaya çalıştım.

"Sa...sanırım.." diyebildim sadece.

Sakince Emir'e döndüm aynı anda benden uzaklaşması ile de anlam veremediğim bir zaman dilimine giriş yaptım.

"Emir, oturalım mı?" işaret parmağımla koltuğu gösterdim ama o havalandırdığım parmağımın koluna bile değmesine izin vermedi.

Işığın vurduğu taraftan kaçıyor, kafasını geçirdiği kapüşonunu çıkarmıyor ve yüzünü görmemi sanki kasıtlı olarak engelliyordu.

"Seninle konuşmam gerek Emir."

"Böyle iyi." dedi soğuk enerjisiyle. "Oturmak istemiyorum."

"Neler oluyor?" ona doğru elimi uzattım. "Sen... biraz tuhaf davranıyorsun?"

En sakin anların adamı Emir Şahin, vebalıymışım gibi elimin altından kaçıp duruyordu. Kör ışık yüzünü bile görmeme fırsat vermezken tek yapabildiğim ona sorular sormak bu garip halini açıklığa kavuşturmaktı.

FALEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin