crush ☆ﾐ kang minhee

🦋6

✨ödevlerini teslim etmelerinin üstünden bir hafta geçmişti.
bu bir haftada aralarındaki buzlar biraz daha erimiş, biraz daha yakınlaşmışlardı. sonuçta birbirlerinin sıra arkadaşıydılar, tüm gün oldukça yakın bir şekilde oturuyorlardı.

ayrıca belirtmeyi unutmamalıyım ki oldukça yüksek bir puanla sonuçlanmıştı ortak çalışmaları, sejin'in hayatında ilk defa gördüğü büyük sayılardan oluşan bir puan.
bunu minhee'nin çabasının sonucu olarak gören sejin, teşekkür amaçlı bir çikolata almış ve minhee'ye vermişti.

artık birbirlerini gizlice süzmekten ziyade, teneffüslerde ufak da olsa sohbet ediyorlar, ve kendilerine olan güvenleri biraz daha kendine geliyordu.

sejin o gün saçlarını hafif dalgalı yapmış, biraz da doğal makyaj yapmıştı. kirpik diplerine çektiği kahverengi eyeliner, uzun kirpiklerini belli eden rimel ve ufak bir lipbalm. aynaya baktığında, ilk defa kendini güzel hissetmişti o gün.

minhee'nin yanına yakışamasam da diye düşündü kız. ama kesinlikle yanılıyordu.

sejin sabah sınıfa girdiğinde minhee'nin gözleri üzerindeydi. kızdaki değişikliği hemen fark etmiş, ama nasıl dile getirse diye düşünmüştü.
sejin sırasına oturduğunda günaydınlaşmadan sonra, "bugün çok güzel olmuşsun." dedi minhee.

genç kız, yanaklarını ele geçiren pembeliğe engel olamamıştı. çok utanmıştı ve fazlasıyla heyecanlıydı. o yüzden bunu belli etmemek için işi şakaya vurup "ne yani, ben normalde güzel değil miydim?" dedi dudaklarını büzerek.

minhee genç kızın bu beklenmedik tavrı karşısında gerilmiş ve "hayır her zaman benim için çok güzelsin." demişti.

ikisi de bu çıkışı beklemediklerinden elleri ayaklarına dolaşmıştı. fakat fark etmedikleri bir şey vardı ki,,,,

tüm sınıf bu konuşmayı duymuştu.

sooah ellerini çırparak "yeni bir çift mi doğuyor yoksa." dedi.
bunu derken aynı anda kaşlarını yukarı kaldırıp indirmesiyle tüm sınıf kahkahalara boğulmuştu. yeni çift için destek sesleri, bağırışmalar yükselirken, bazı kızlar kaşlarını çatmış tüm bu curcunayı izliyorlardı.  evet, kıskanmışlardı. hem de çok.

bu sırada minhee ve sejin, sıralarında utanç içinde kıvranıp, birbirleriyle göz temasından kaçınmaya çalışıyorlardı.

sejin'in crush'ı gün geçtikçe daha dayanılmaz bir hal alıyordu. o, minhee'den fazlasıyla hoşlanıyordu. her an onun yanında olmak, kafasını gencin göğsüne gömmek istiyordu.
el ele turuşarak pamuk şekerini yemek istiyordu.
çok mu şey istiyordu sanki?

fakat ne yapacağını bilemiyordu.
minhee ile arkadaşlıkları gayet güzel ilerliyordu. bunu bozmak en son istediği şeylerden biriydi.

minhee için de durum benzerdi. bir süredir kendini sıra arkadaşının tatlılığına kaptırmıştı. her haline bayıldığı bu kızdan ziyadesiyle hoşlanıyordu. ve onunla çıkmak istiyordu. fakat biraz daha zaman gerektiğini düşünüyor, sejin ile yakınlaşmak için kendine zaman veriyordu.
ah, ne zaman istediği gibi sarabilecekti kollarını sejin'in bedenine.
tek hayali şu an buydu.

🦋
bir haftasonu daha geçiyordu. sinir bozucu aile yemeğinden sonra minhee odasına çekilmiş, yatağında sıkıntı içerisinde uzanıyordu. lisenin son senesiydi, sınavlar, ders ve üniversite hazırlıkları derken fazlasıyla stres içerisindelerdi.

özellikle 1. öğrencinin üzerindeki baskı çok fazlaydı.
yaklaşan sınavlardan önce kafasını dağıtmak istiyordu minhee, bu yüzden aklına gelen planla hızla telefonunı kaptı ve rehberinden "o" ismi bulup mesaj atmaya tıkladı.