Yoongi ertesi sabah uyandığında evde bir savaş havası vardı. Yatağın sol tarafında Jungkook yoktu ve aşağıdan bağırış sesleri geliyordu. Üzerine bir şeyler giyip uyku sersemi bir şekilde aşağı indi. Salonda tanımadığı bir kadın ve sevgilisi tartışıyordu. Asıl önemli kısım onu görmezden gelmeleriydi.
Hâlâ tam olarak ne döndüğünü anlamamıştı ki Jungkook birden ona döndü ve sarıldı. Sıkı sıkı sarıldığı için bir sorun olduğunu düşündü. Elbette ona karşılık verdi fakat suratında şaşkın bir ifade olduğuna emindi. Jungkook ondan ayrıldığındaysa kendisi sormadan o anlatmaya başladı. "Tanıştırayım, bu annem. Anne, bu da Yoongi. Sevgilim."
Yoongi karşısındaki kadının önünde saygıyla eğildi. "Memnun oldum efendim." Bayan Jeon, Yoongi'yi iyice süzdükten sonra gülümsedi. "Ben de memnun oldum evladım. Ee, otursak mı artık?" Jungkook hemen onlara engel oldu. "Bence biz bir ilk Yoongi ile odamıza gidip üzerimize bir şeyler giyinelim, hm? Ne dersin Yoongi?"
Bu tam olarak 'acilen konuşalım'dı.
"Ah, elbette. Karşınıza böyle çıkmak istemezdim, üzgünüm." Cümlesinin yarısında Jungkook elinden tutup yukarı çıkarmaya başladığı için biraz yüksek sesle söylemek zorunda kalmıştı. Son olarak hızla kapıyı da kapadı ve derin bir nefes aldı genç adam. Kendini yatağa atıp yüzünü gömdü. Yoongi onu ilk kez böyle gördüğü için izlemek istiyordu, karışmadı. Jungkook sonunda sakinleştiğinde, yüzü dağılmış görünüyordu ve bu seksiydi, gözlerini sevgilisine çevirdi.
"Dökül."
"Annem sabah bu semte gelmiş. Bugün geleceğini bilmiyordum. Hatta sabahın en erken saatlerinde geleceğini de bilmiyordum ve, sanki, benim hiç işim yokmuş, asla uyumuyormuşum gibi gelip beni azarlıyor. Evi bulamadığı için suçlu benmişim! Fazla üstüme gelmesinden nefret ediyorum, bunu biliyor da. Üstüne bir de evi merak ediyor, seni uyandırmak isti-" Fazla gergindi ve sarılmak gerginliği alırdı. Yoongi daha fazla gerilmesini istemediği için sarıldı ona sımsıkı. Boynunu öptü, kulağına güzel sözler fısıldadı. Üzerini giydirdi ve onu rahatlattı.
"Haydi aşağı inelim ve her şeyin tadını çıkaralım." Elinden tuttu ve aşağı geri indiler. Yaşına göre genç duran kadın salondaki berjerlerden birine oturmuş ve etrafı inceliyordu. "Güzel bir zevkiniz var Bay Min-" Yoongi kibar bir şekilde Bayan Jeon'un lafını böldü. "Lütfen bana Yoongi diye hitap edin." Kadın eve incelemeye devam etti ve konuşmasına yeniden başladı. "Pekâlâ. Yoongi cidden güzel bir zevkin var, sanatın sanırım her türlüsüne ilgin var?"
"Sanat benim için cidden büyük bir tutku. Sanattan öte, özelleştirecek olursam müzik. Hayatımın en zor dönemlerinde yanımda olan şey müzikti. Ben de ona hayatımı adamak istedim işte." Bayan Jeon kafasını sallayarak anladığını belirtti. Jungkook ise gergin bir şekilde ikisinin konuşmalarını dinliyordu. Beraber anlaşmaları çok önemliydi onun için, dünya üzerinde iki sevdiği insanın anlaşması fazlasıyla önemliydi hem de.
"Tutku cidden önemli, tutkusuz bir yaşam düşünemem ben. Jungkook da tıpkı senin gibi, neden sana hayran olduğunu sanırım daha iyi anlayabileceğim." Jungkook sahte bir öksürük ile tersçe annesine baktı. Böyle insanları bazen sevmiyordu çünkü bu, ona kalırsa düpedüz patavatsızlıktı. "Kahvaltı mı etsek ne?"
"Siz de acıkmışsınızdır, yorgun değilseniz dışarıda bir yerlere gidelim?" Şehir gezintisi iki tarafın da gerginliğine iyi gelecekti.
•
"Uzun zamandır buralara gelmiyordum, güzel oldu böyle." Bayan Jeon ile yaklaşık 8 saattir geziyorlardı ve Yoongi de artık sıkılmaya başlamıştı. Jungkook zaten günün başından beri gergin olduğu için, yaklaşık her saat başı lavabo bulmaya çalışmıştı. Tek eğlenen Bayan Jeon oluyordu bu durumda. "Ah, kesinlikle efendim. İsterseniz yarın devam edelim, hem sizde yol yorgunluğu da vardır şimdi."
Jungkook kaşlarını çattı ve sevgilisinin kulağına eğilip fısıldadı. "Anneme yalakalık yapmak zorunda değilsin, biliyorsun değil mi?" Yoongi sadece dönüp gülümsedi. Bu, genç olanı biraz sinir etmişti ama yine de sesini çıkarmadı. "Sanırım bu tavsiyene uyabilirim Yoongi." Jungkook derin bir nefes aldı, eve gittiği gibi uyumak istiyordu.
"Arabayı ben getiriyorum, siz yorulmayın otoparka kadar." Yoongi gittikten sonra Jungkook bakışlarını Bayan Jeon'a yöneltti. Suratından ne düşündüğünü ölçmek istese de bunun imkansız olduğunu o da biliyordu. "Gerçekten mi? Sana inanamıyorum. Sadece bunları söylüyorum anne sana, sadece bu kadar." Annesi tek kaşını kaldırdı ve yüzüne muzip bir ifade takındı. "Hmm, peki Jungkook. Bunu sonra konuşalım."
Yoongi'nin gelmesiyle aralarındaki gerginlik bulutu bir anda ortadan kalktı ve anne-oğul ikilisi huzurlu bir akşam geçirmeyi diledi.
•
döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
art ' yoonkook ✓
FanfictionMin Yoongi sanat akademisinde bir akademisyendi ve Jeon Jungkook'sa onun dersinden özellikle kalan bir öğrenci. tamamlandı!