Korku..

136 4 0
                                    

Zor bir gecenin başlaması, iki haftanın yorgunluğu herkesi sessizliğe bürümüştü. Teker teker dinlenme odasına geçtiklerinde herkes elindeki bardaklarla oynuyordu.

"Zor bir gün.." dedi Ali Asaf saate bakarken..

"Ve daha iki saat var.." dedi Oğuz sessizce.

"Uzun zaman oldu. En son biraya gelişimiz hastanenin en acı günüydü." Dedi Eylül üzgünce.

Fatih tepkisiz kalmış, Samet ise başını sallamakla yetinmişti..

"Oysa elimizden geleni yapmıştık ama olmadı işte." Dedi acıyla gülüp Alp.

"Esma kadar şanslı değildi." Fatih bunu söylerken herkes derin bir nefes aldı.

İpek ise bu ortamın artık onu germesiyle sıkıntıyla konuşmaya başladı.

"Anladığım kadarıyla Bahar diye bir kızdan söz ediyorsunuz ve şu senin en en yakın arkadaşın hani beni sürekli kıskanmakta olan. Ama burası hastahane ve bizde doktoruz. Kendimizi herşeye alıştırmak zorundayız bu en yakınımız da olsa ya da yedi kat yabancı. Eğer bu gecenin eziyet gibi değil de normal bir gün gibi olmasını istiyorsanız hayatınıza her gün olduğu gibi devam edin."

"Sen bence hiç konuşma hele şimdi hiç konuşma."

"Alp kız arkadaşın psikolojik olarak birkaç gün böyle olacak sussam da konuşsam da. O yüzden bence sen kendine dikkat et." Masadaki kağıtları alıp kapıdan cıktı İpek.

"Şu kızı Esma'nın yanına zorunlu nöbetçi doktor yazdırsak ya. Çok güzel hakkından gelir Esma! Hem içindeki siniri, sıkıntıyı, korku her ne varsa bizden ayrı atlatmak istediği deney olarak kullansın Ipek'i çok iyi olur. Hem belki o havada olan burnu düşer biraz."

Herkesin yüzünde tebessüm oluşmuştu. Kapı çalınınca içeriye giren Mehmet ile Alp ayaklandı.

"Birşey mi oldu?"

"Yok yok herşey yolunda da.. Şu kapıdan çıkan kız kim ya? Kendini ordinaryus profesör mü sanıyor nedir?" Mehmet Ipek gibi sesini incelterek "Noldu arkadaşınız yine mi hastaneyi birbirine kattı diyerek geçti yanımdan zaten sinirim tepemde.." dediğinde bütün oda gülmeye başlamıştı. Eylül sinirden kendini daha fazla tutamayıp kahkaha atınca Mehmet garip garip baktı. "Topluca gülesiniz mi geldi sizin hayırdır ne bu neşe ?"

"Yok birşey neyse ben bir Esma'ya bakayım hem ilaçları yapılması lazım.. İzninizle hocam." Herkes onaylayınca Alp hemşirelerden birini çağırarak Esma'nın yanına gitti.

"Geçmiş olsun delikanlı.." Arkadan gelen sesle irkilsede hemen toparladı alp. "Sağolun efendim."

"Şaşırıyorum açıkçası Baharın elimizden kayıp gittiği gün bu kadar birlik olmadı bu hastahane."

"Yok hocam olmuştuk siz farketmediniz herhalde.."

"Sende artık ekip arkadaşlarını topla acile gidin bu kadar aksatma yeter bende hocalarınızı uyarayım." Diyerek gitti Bahar hocanın babası.

Alp aldırmadan bakmaya devam etti Esma'ya. Hemşireler içeriden işlerini bitirip çıktılarında kapıyı kapatıp girdi. Yatağın hemen yanındaki koltuğa oturup kaldı. İçini kemiren düşüncelere boğularak tüm geceyi geçirmeye başladı.

Alp'in Ağzından..

Haftalardır buradayız.. Hepimiz neredeyse aile gibi olduk hatta Mehmet bile var. Tabii en çok korktuğum inkar etse bile Esma hakkında bize doğru söyleyip söylemediği. Gerçekten abisimi yoksa Eylül hocadan ümidi kestikten sonra Esma için kardeşten öteye bir sevgi mi besliyor bilemiyorum. Ama tek korktuğum Esma'nın nu yorgunluğunun son bulmasında bizi unutması. Ya silerse kalbinden ya tamamen yok ederse bizi o zaman ne yaparım bilmiyorum.

EsAlp Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin