4.bölüm

2.9K 127 20
                                    

Nefes zorlu

Asiye ablanın baktığı yere bakınca ağzım bir karış açık kaldı. Şoke girmiştim. Şuan karşımda sözlü bir kadın ve tanımadığım bir erkek öpüşüyordu. Hem de bu kadın hazan dı.

Nefes:hazan!

2 saat sonra

Samet:kızım sen ne yaptın?
Hazan:baba valla o öptü.

O olaydan sonra tüm eşyaları toplayıp eve gelmiştik. Mustafa abi ve saniye hanım baya sinirlenmişti. Sonuçta gelinleri olacaktı. Tahir o kadar tepki vermemişti. Sevmiyordu hazanı.

Asiye:yalan uydurma! Gördük nasıl öpüyordun. Çocuğu yiyecektin be!
Saniye:asiye haklı! Bana bak mustafa ben bu kızı gelin almam!
Sultan:saniye hanım çabuk karar vermeyelim.
Samet:evet!
Mustafa:maalesef. Hazan bu haltı yemeden önce düşünecekti. Sözü atıyoruz.
Samet:ne!Bunu yapamassın.
Mustafa:kusura bakma ama ben mardine namussuz bir gelin getiremem. Hem belki kız bile değildir.
Sultan:mustafa bey ağzınızı toplayın. Kimse benim kızım ile böyle konuşamaz.
Asiye:doğruları duymak zorunuza mı gitti.

Deyip ayağı kalktı. Hazan öfkeden delirmiş fakat dışa vuramadığı için sadece ağlıyordu. Ortalık epey karışacaktı.

Samet:peki ortaklık ne olacak?
Mustafa:tek bi çözüm var. Nefes!

Deyince herkes bana bakmaya başladı.

Nefes:ne?

Anlamamıştım. Yoksa...

Mustafa:mardine gelin geleceksin.
Nefes:ne! Asla hayır olmaz. Ben hazır değilim buna.

Deyip ayağı kalkınca tahir bana şaşkınlık ile bakmaya başladı. Umurumda değildi ben daha çok gençtim. Evlenmeyi düşünmüyordum. Okuyordum ben. Üniyi bitirip doktor olacaktım.

Sultan:nefes olmaz!
Asiye:niye? Hazan olunca postalıyordun bize. Şimdi noldu.
Samet:tamam. Hemen bitirelim şu işi.
Nefes:baba yapma.

Dedim yanına giderek. Kolunu tutmaya çalışınca hemen çekti.

Mustafa abi önüme gelip durunca korku ile ona baktım. Tahir de gelince o korku nefret olmuştu.

Mustafa:senin namusun yerinde mi?

Ne demeye çalışıyordu bua adam. Resmen bana sürtük muamelesi yapıyordu.

Tahir:abi sen ne dediğini farkında mısın?
Mustafa:belki bu kıza hazan gibidir ha tahir?

Deyip tahire bakmıştı.

Nefes,merak etmeyin benim namusum yerinde ama sizin vicdanınız nerede mustafa bey?
Bir kadını zorla evlendirerek siz namuslumu oluyorsunuz?

Deyince tam bana tokat atacağı sırada tahir elini tutmuştu.

Tahir:abi sakın!

Deyip öfkeyle gözlerine bakmıştı. Bu bakış korkmama neden olmuştu.

Tahir:bir daha nefese böyle bir benzetme yapma. Hatta yapmayın!

Deyip elimi tutmuştu.

Tahir:ben razıyım. Evlenelim.

Deyip elimi havaya kaldırdı. Şaşkınlık ile ve sinir ile ona bakıyordum. O ise bana çok değişik bakıyordu. Sinir desem değil,sevgi desem değil,hüzün desem hiç değil. Çok değişikti.

Elimi aşağı çekip arkama dönüp koşmaya başladım. Dışarı çıkıp bahçeden dışarı çıktım. Koşerken birinin kolumu çekip kendine çekmesiyle dengemi sağlayamayıp düşüyordum ki birinin tutmasıyla düşmedim. Gözlerimi açıp baktığımda karşımda tahiri gördüm. Dudaklarıma bakıyordu. Yavaşça bana yaklaşıyordu. Ne yapacağını anladığım zaman dudaklarımı elim ile kapattım. O da elimi öptüğünü anlayınca sırıtmaya başladı. Ama hala çekilmemişti. Kokusu burnuma geliyordu. Resmen sarhoş olmuştum. Kalbim çok hızlı atıyordu. Tahir çekilmeye başlayınca hemen kendimi düzelttim.

Nefes:ne var.
Tahir:kocaya ne var denmez nefes hanım.

Deyip yaklaşmaya başladı. O ban yaklaştıkça ben geriye doğru gidiyordum.

Nefes:nereden kocam oluyorsun.
Tahir:mardinden.

Dediği anda kendimi duvarla tahir arasında hissettim. Tam yanından çıkacakken iki tarafımı da koluyla kapattı.

Nefes:bırak.
Tahir:hayır! Sen benimsin!
Nefes:ben senin felan değilim.
Tahir:emin misin?
Nefes:evet!

Deyince kafasını boynuma getirip koklamaya başladı. İstemsizce gözlerimi kapatmıştım. Bir iki dakika sonra gözlerimi açınca karşımda gülerek duran bir tahir beklemiyordum.

Tahir:allahtan evlenmek istemiyorsun.
Nefes:ya

Dedim sadece utanmıştım. Ama içerde olanlar aklıma gelince yine sinirlenmiştim.

Nefes:evet istemiyorum.elimden geldiği kadar bu evlilik mevzusunu bozucam tahir kaleli.

Deyip oradan uzaklaştım. Evlenmek istemiyordum.

Akşam

Bir süre sahilde dolaşmıştım. Saate baktığımda 10:00 du. Yürüyerek eve geldiğimde dışarda sinirli bir tahir görmeyi beklemiyordum.

Nefes:tahir?
Tahir:nefes!

Deyip yanıma geldiği gibi beni kolumdan tutup kendine çekti. Kafasını boynuma koyup bir süre kokladı. Ben ne olduğunu anlamaz şekilde ona bakıyordum.

Tahir:ne kadar korktum senin haberin var mı?
Nefes:geldim işte.

Deyip ayrıldım.

Tahir:geç içeri herkes seni bekliyor.
Nefes:niye?
Tahir:yüzük takılcak.
Nefes:hayır.
Tahir:nefes hadi.
Nefes:hayır dedim ben senin ile evlenmiycem.

Deyip bahçeden dışarı çıkmaya çalıştım. Ama tahir kolumdan tutup beni içeri soktu.

Nefes:tahir yapma tahir. İstemiyorum yapma yapmayın. Ben okıycam. Bırak beni.

Deyip bağırsamda tahir dinlemeyip beni kalelilerin ve bizimkilerin yanına getirdi.

Asiye abla bana acıyarak,hazan,sultan hanım,babam öfkeli bakıyordu.

Mustafa:asiye yüzükler.

Deyince asiye abla tepsiyi uzattı.

Mustafa abi ikimizin aline de yüzüğü taktı. Benim gözlerim de ki yaşlar aralıksız akarken tahir gülüyordu. Artık ondan da nefret ediyordum. Sabah ve dün ki yakınlaşmamız onu sevebileceğim ifadesi yaratmıştı bende ama şuan bana ondan nefret ten başka birşey duyamayacağımın göstergesi oldu.

Mustafa:neyleyelim ki bu kadar hızlı oldu. Seni adetlerimize göre isteyemedik nefes bacım.

Deyip hazana gözlerini belertti.

Mustafa:hayırlı uğurlu olsun bir ömür mutlu olun.

Demişti. Ama bu sözü üzerime almamıştım. Biliyordum hayatımın zehr olacağını.

KARANLIĞIN GÜNEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin