Herkes tahirin nefese silahı sıkmasını merak ile bekliyordu. Hiç kimseye garip gelmiyordu. Ama aralarında en çok nefese üzülen tahirdi.Sevdiği kadını öldürmek tahir içinde kolay değildi.
Asiye arkada bir şey olmasın diye dua ederken tahir yapamayacağını anlayıp silahı bir tarafa atıp nefesi elinden tutup koşarak konaktan çıkardı.
Nefes dahil herkes olayın şokuyla tahire bakarken tahir nefesi arabaya bindirdi.
Mustafa olayın şokundan çıkıp yerde ki silahı alıp tahir ile nefesi öldürmeyi planlarken silahı eline aldığı gibi tahirin gaza basması bir oldu.
Mustafa sinirden deliye dönerken milletin konuşması tahire olan öfkesini besliyordu.
Harun:bu ne rezalet mustafa.
Mahir:töreyi bilmez misin sen mustafa?
Mustafa:necip herkesi yolla.Deyip bağırmasıyla necip ve korumalar gelip misafirleri dışarı çıkarmıştır. Herkes gittikten sonra
Mustafa sinir ile sametin yanına gitti.Mustafa:iki kızında namussuz çıktı samet.
Samet:doğru konuş mustafa. Hazan tahirden kaçmadı.
Murat:o adamın dudağından öpen nefes yengem değildi.
Saniye:sizin yüzünüzden tüm millete rezil olduk.Nefes zorlu
Tahirin yaptığı şeyi hala kavrayamıyordum. Beni öldürmesini beklerken beni kurtarmıştı. Arabayı son hız sürdüğü için biraz korkmuştum.
Nefes:tahir yavaşlar mısın?
Beni takmadan yola devam etmişti.
Nefes:tahir korkuyorum.
Demem ile arabayı kemara çekip bir anda durdurunca kafamı az kalsın çarpıyordum.
Tahir:neden?
Demesiyle sadece ona baktım. Bir cevabım yoktu. Vardı aslında ama bende o cesaret yoktu.
Tahir:gidince konuşucaz.
Deyip arabayı çalıştırıp yola devam etti.
1 saat sonra
Bir saat olmuştu. Nereye gittiğimizi çok merak ediyordum. Ama sormaya da korkuyordum.
Gerçi cevap vermezdi zaten.Kafamı cama yaslamış etrafı seyrederken arabanın durması ile
Tahire baktım.Solumuzda bir ev vardı. Büyüktü ama çok değil.
Tahir:in!
Nefes:tahir bak-
Tahir:sana in dedim.Diye bağırmasıyla korkudan hızla arabadan çıktım. Onunda çıkmasını bekledim. İnip yürüyerek evin kapısına gidince arkasından gidip kapıyı açmasını bekledim.
İçeri girdiğimizde tahire ne cevap vereceğimi düşünüyordum.
Tahir:otur konuşucaz
Koltuğa oturup derin bir nefes aldım. Karşımda ki koltuğa oturup baktı bana.
Tahir:evet?
Nefes:nerden başlıycağı mı gerçekten bilmiyorum? Cesaret edemiyorum.
Tahir:şurdan başla mesela ölümü göze alıcak kadar değerim yok muydu gözünde.
Nefes:tahir ben buraya isteyerek gelmedim. Siz benim özgürlüğümü elimden aldınız.
Tahir:bu mu yani? Beni terk etme sebebin bu mu?
Nefes:hazan geldi. Seni bu mardinden kurtara bilirim dedi. Okulunu oku gibi şeyler dedi. Bende ona güvendim. Ne yapsaydım tahir?" A yok ben buraya zorla getirilsem bile burda kalıcam. Mutsuz olmak istiyorum!" Mu deseydim? Senin gözünde normal birşey gibi gözükebilir ama ben zaten bu zamana kadar mutsuz oldum. Daha da olmak istemiyorum.
Tahir:sorunda bu zaten nefes. Bana güvenmiyorsun. Bir kez olsun beni sevmeye çalışmıyorsun.
Nefes:tahir yapamıyorum. Nolur ısrar etme. Ben bu bir yıl içinde hiç sevilmedim sevmedim. Sevmeyi unuttum tahir ben. Benim ilk aşkım babamdı. O bile beni bir kadın için harcadı. Ölümün eşeğinde bile yerinden kımıldayıp birşey demedi.Hıçkırarak ağlarken tahirin bana sarılmasını o kadar çok istedim ki. Bana destek olmasını. Ama sarılmadı. Bedeni ile değilde gözleri ile sarılmıştı.
Nefes:bana dokunmuycağını söyledin. Ama baba olmak isteyeceksin torun isteyecekler. Sabah odaya gelip çarşafı istediklerinde ben ne yapacaktım tahir? Bu da her ne kadar ihtimal olsa da bana dokunacağın anlamına geliyordu.
Tahir:sana dokunsaydım o silah elime geçtiği an vururdum seni. Sana zarar vericek olsam buraya getirmezdim kendi ellerim ile alırdım canını. Bana ne zaman güveneceksin nefes?Elim ile göz yaşlarımı silip ona baktım. Benden bir cevap bekliyordu fakat cevabı bende bilmiyordum. O yüzden sadece yüzüne bakabildim.
Benden ümidi kesip derin bir nefes alarak ayağı kalktı.
Yüzüme bakmadan konuşmaya başladı.
Tahir:bir süre burda kalıcaz. Abim sakinleşince onun ile konuşacam. Hal edecem. Fakat sende o zamana kadar dışarı çıkmayacaksın.
Biraz bekledi. Önemli birşey söyleyeceğini anladığım için ayağı kalktım.
Arkası bana dönüktü. Hafif kafasını çevirip omuzundan bana baktı.
Tahir:yarın bir imam getirip imam getiricem. İmam nikahımızı kıysın. Evli olmadığımız halde aynı evde kalırsak iyice namussuza çıkar adımız.
diyerek merdivenlerden yukarı çıktı. Son basamağa geldiğinde durup kalıcağım odayı eli ile gösterdi.
Tahir:burda yatıcaksın.
Deyip bir odaya girip hızla kapıyı kapattı. Koltuktan telefonumu alıp tahirin gösterdiği odaya girdim.
Dolabı açtığımda benim elbiselerimi görmem ile şaşırmam bir oldu. Bunları buraya kim getirdi?
Çok düşünmeyip içinden bir pijama alıp giydim. Sonra da yatağa yatıp düşünmeye başladım.
Acaba mustafa abi nasıl vazgeçecek?
Yarın ki nikah.
Herşey üst üste oluyordu. Ve bu beni gerçekten yormuştu.
Göz kapaklarımın kapanması ile derin bir uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN GÜNEŞİ
Ficção GeralSevilmeyen bir ailenin kızı olan nefes üvey ablası hazanın sözünde eniştesi olacak adam ile aşk masalı. Destansı olmaz belki ama her sevda gibi özeldir. Romanı olmasada masalı olur.