6.bölüm

2.7K 128 11
                                    


Gözlerimi açıp elimi istemsizce boynuma götürdüm. tutulmuştu ve aşırı ağrıyordu. Camdan dışarı baktığım da üzerinde mardin yazan tabelayı gördüğümde içim değişik olmuştu. İlk defa evden bu kadar uzağı gidiyordum.

Nefes:m mardin demiyiz?
Tahir:gördüğün gibi.
Nefes:niye beni tersliyorsun?
Tahir:benden nefret etmiyor muydun? Bende nefret etmen için asıl sebebi buldum.
Nefes:keşke kendini bana sevdirmeye çalışsaydın. Beni böyle daha çok kaybedeceksin!
Tahir:bana bak kızım benim kaybedecek hiçbir şeyim yok! Zaten beni enin de sonunda seviceksin, ya da ben sevdirmesini bilirim.

Deyip arabaya durdurmuştu.

Nefes:ne yaparsın ha? Ne yaparsın? Döver misin, öldürür müsün, yoksa tecavüz mü edersin.
Ama bak sana bir şey söyliyeyim mi? Tecavüz edebilirsin. Ama diğerleri umurumda bile değil. Bende iz bırakmak istersen yaparsın. Ama sen bana babamdan daha kötü bir yara açamassın tahir kaleli!

Deyip hızla arabadan indim. O da arabadan çıkıp yanıma geldi. ağlıyordum ama ağlama sebebim üzülmem değil sinirdendi. Sinir krizi geçiriyordum ama bunu dışa vuramadığım için ağlıyordum.

Tahir:ne demek o?
Nefes:şu demek. Sen geceleri rahatça kafanı yastığa koyarken ben acaba üvey annem babamı yine gaza getirip beni dövtürtecek mi diye yastığa koyurdum. Sana herkes ağasın diye hürmet ederken beni kimse görmüyordu bile. Ben.. ben hergece acaba annem bugün rüyama girer mi diye bekleyen çocuktum. Belki o zaman 19 yaşındaydım ama insan annesi olmadığı her zaman çocuktur. Ben hergün suratım da ki sırtımda ki ayağım da ki yaraların acısıyla güne başladım. Hazan evde kahkahalar atarken ben evde acıdan inliyordum.
Ve en büyük yara da be biliyor musun? Bir babanın 17 yıl boyunca seni gözdesi olarak tutarken bir anda bu evin en kiıymetlisi canım kızım hazan demesi. Hele ki sizin gözünüzün önünde. Bana attığı dayaklardan daha kötüydü. Emin ol. İşte sen bu yüzden benim canımı anca tecavüz ederek yakarsın.

Dedim bağırarak. O da bir anbile düşünmeden beni göğsüne çekmişti

Tahir:özür dilerim, özür dilerim.

Ben hıçkırarak ağlarken yüzümü avuçlarının içine aldı.

Tahir:istanbula dönüyoruz!

Deyip gideceği sırada kolundan yakaladım.

Nefes:ne yapacaksın?
Tahir:benim sevdiğim kadının canını kimse yakamaz. Benden başka.
Nefes:s saçmalama. Mustafa abiler ne olcak?
Tahir:nefes bu durumda abimi düşünmiycem.
Nefes:ya mustafa abi çok kızar tahir hem o kadar yolu geri mi döneceksin?
Tahir:evet.
Nefes: tahir nolursun gidelim. Bak ben gerçekten yoruldum tahir. Hadi kırma beni nolur.

Derin bir nefes alıp onayladı. Ama hala sinirliydi. Bunun acısını çıkartacağını söyleyip durdu yol boyunca. En sonunda konağa geldiğimizde arabadan indim. Konak çok büyüktü ve etkileyiciydi. Kapıda olan korumalar yanımıza geldi. Bizden önce mustafa abiler gelmişti arabaları burdaydı.

Cihan:ağam hoşgelmişsin.
Tahir:eyvallah cihan.

Deyip elimden tutup içeri soktu.

Emine:hoşgelmişsin ağam. Sizde hoşgeldiniz gelin hanımım.

Deyince başımı sallayarak karşılık verdim. Merdivenlerden inen mustafa abiyi görünce ilk tahire baktım çünkü sinirliydi.

Mustafa:nerdesiniz siz?
Tahir:geldik işte. Noldu.
Mustafa:karalıların oğlu hazar dila yı kaçırmış.
Tahir:ne?

Dilanın kim olduğunu bilemem ama tahirin gözlerinden ateş çıkacak kadar sinirlenmesi önemli biri olduğunu çağırıştırıyordu.

Yukardanda saniye hanımın isyanları gelirken merdivenden asiye abla inip yanımıza geldi.

Asiye:tüm karıları aradım nerdeyse hiç kimse görmemiş.
Tahir:yav ne bekliyoruz burada
Gidip basalım oteli.

Otel deyince iyice karıştı kafam. Aşağı murat ve fatih te geldi. Kafam baya karışmıştı. Sorsam kızarlardı.

Murat:napıyoruz?

Dediği anda dışardan silah sesi gelmesiyle yerimden sıçradım.

Nefes:tahir?

Korkudan tahirin arkasına saklanmıştım. Daha gelir gelmez neler oluyordu?

Kapının hızlı bir şekilde açılmasıyla o tarafa baktım.

Mahmut:nerde lan oğlum?
Tahir:yenge siz nefesle yukarı çıkın.

Deyip beni itmişti. Asiye abla kolumdan çekerek yukarı sürükledi.

Nefes:abla neler oluyor.
Asiye:şuan olmaz.

Deyip beni oturma odasına sokacağı sırada kolumu hızla çektim.

Nefes:ben yanlarına gidiyorum.

Deyip gideceğim sırada koşarak önüme geçti.

Asiye:e gız delirdin mi? Adamların işine karışılmaz.
Nefes:abla görmem lazım.
Asiye:peki. Ama sadece avludan.
Gel peşime.

Deyince onu takip edip avluya geldim. Eğilerek onlara bakıyordum. Hepsi çok sinirliydi.

Nefes:abla bu dila kim?
Asiye:mustafa ların kuzeni. Annesi babası öldü. Bizimkilere emanet. O yüzden bu kadar telaşlılar.
Nefes:hazar peki?
Asiye:hazar bizim kızın sevdiği.
Ama kimseye deme. Tek bağa güvendi. Mustafalar duysa öldürür onu.
Nefes:neden?
Asiye:hazarın babası yani aşağıda ki bize ihanet etti. Mustafalarla yolları ayrıldı.
Nefes:ne yaptı?
Asiye:bence bunu tahire sor!

Deyip aşağı baktı. Belliydi ağzından laf alamıycaktım.
Aşağı baktım bende.

Nefes:birşey yapar mı?

Deyince asiye abla bana imalı bir şekilde bakmaya başladı.

Nefes:bizimkilere yani.
Asiye:bilmiyorum. Ben bu mardinde nelere şahit oldum.

Dedi korkarak. Artık bende korkmaya başladım. Bir
Dakika konuştuktan sonra adının mahmut olduğunu bildiğim adam bağırıp bizimkilere silah çekince direk asiye ablanın kolunu tuttum.

Nefes:a abla?

O da korkup bana bakmaya başladı. Ben dayanamayıp merdivenlerden inmeye başladım.
Asiye abla arkamdan nefes diye bağırıyordu onu dinlemeden aşağı indim.

Nefes:tahir!

Tahir arkasını dönüp bana baktığında kızgınlığına kızgınlık katmıştım.

Tahir:senin ne işin var burada çabuk yukarı çık.
Nefes:hayır. Seni bırakmıycam.

Deyip dibine girdim. Bu dediğime sevinmişti belliydi ama arkasından gelen ses ile yine sinirlendi.

Mahmut:ne o küçük kaleli eve karı mı atmaya başladın. Düğün göremedik de.
Tahir:lan bana bak ağzını topla yoksa o ağzını toplarım götüne sokarım anladın mı lan it.
Mahmut:son kez soruyorum. Oğlum nerde?
Mustafa:onu sana sormak lazım mahmut ağa. Oğlun kuzenimi kaçırdı. Bunun bedeli ağardır.
Mahmut:benim oğlumun senin orospun ile işi olmaz.

Deyince tahir dibine gidip yumruk atmıştı. Koşarak yanına gidip kolundan tuttum. Korumaları tahire silah doğrultuyorlardı.

Tahir:amına kodumun çocuğu sen kim oluyorsunda bize emanet olan bir kıza orospu diyorsun. bizim kanımızdan olan bir kıza hemde.
Nefes:tahir,silah.

Mahmut denen kişi çenesini tutarak bana baktı. Bakışları iğrençti. Tahir beni koluyla arkasına aldığı zaman daha çok sarıldım koluna.

Yazardan

Mahmut elini arkasına atıp silahını çıkardı. Nefese doğru doğrulttu.

Nefes:tahir!

Deyip daha çok sarıldı tahire. Gözlerini sımsıkı kapattı. Tahir söz konusu nefes olunca sesini çıkartamadı. Çünkü her an silah patlayabilirdi.

Asiye yukardan korkarak onlara bakıyordu. Yangazlar ve mustafa arkada ne yapacaklarını düşünürken kapıdan gelen ses ile herkes o tarafa baktı.

Hazar:indir silahını baba!

KARANLIĞIN GÜNEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin