13. Bölüm

1.4K 80 19
                                    

Medya: Katty Perry
~Never Really Over~

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Ağlamaktan acıyan gözlerimi yavaşça aralayıp yataktan kalktım. Banyoya gidip kısa bir duş aldım. Ardından giyinme odasına geçip bakışlarımı dolabımda gezdirmeye başladım. Yorgundum ve bitkindim. Hiçbir şey yapasım yoktu. Ama sanki aklımı okumuş gibi bay Will bunu fark etmiş ve okula gelmem için dün akşam mesaj atmıştı.

Sonunda siyah pantolon ve siyah, beyaz çizgili tişörtümde karar kılmıştım. Onları giydikten sonra banyoda saçlarımı kuruttum. Bugün saçlarımı düzleştirmek istiyordum. Kafamı dağıtmak istiyordum. Böyle boş işlerle uğraşmak da kafa dağıtmak için çok etkili oluyordu. Lavabo tezgahında duran düzleştiriciyi prize takıp saçlarımı düzleştirmeye başladım.

Saçlarım bittiğinde odama geçtim ve sarı ayakkabılarımı giydim. Bunlar bana Amanda'nın hediyesiydi. Evet doğru okudunuz. Bana on yedinci yaş günümde almıştı.

Burukça gülümseyip sarı beremi taktım ve siyah sırt çantamla telefonumu aldım.

Burukça gülümseyip sarı beremi taktım ve siyah sırt çantamla telefonumu aldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aynadaki yansımama baktım. Bir de kolumdaki dövmeye.
Dün öğrendiğim gerçekler bende büyük şok etkisi yaratmış olsa da yapabileceğim bir şey yoktu. İçim kan ağlamıyordu. Üzüldüğüm tek şey annemin yüzünü bir kez olsun görememiş olduğumdu.

Bunun dışında beni bırakıp giden babam için üzülmeyecektim. Kötü tarafım baskın olsun, önemli değil. Hatta ileride dünyanın en kötü insanı olayım, o bile önemli değil. Benim için önemli olan sadece iki şey vardı.

Amanda ve annem.

Amanda'nın ölüm haberinde sonra annemle ilgili öğrendiğim şeyler kalbimi acıtmıştı. En çok sinirlendiğim şeyse bunca yıl aileme kinle bakıyor oluşum. Ön yargılı pisliğin tekiydim farkındayım. Ama bundan sonra yapabileceğim bir şey yoktu.

Boğazımda oluşan yumruyla sertçe yutkundum. Gözlerimin dolmasına izin vermeden hızla odadan çıktım. Dün akşam yeterince ağlamıştım ki kızaran gözlerim hala yerinde duruyordu. Makyaj yapmayı da seven biri değildim. Mecbur o şekilde duruyordu.

Asansöre binip aşağı indikten sonra binadan çıktım ve okula doğru yürümeye başladım.

Ön bahçeye girdiğimde yine ve yine herkes bana bakmaya başlamıştı. Bakın...bu gerçekten sinir bozucu.

Hızlı adımlarla okulun merdivenlerini çıkıp içeri girdim. Aynı hızla üst kata çıkıp sınıfıma doğru yürümeye başladım.
Arkamdan birkaç adım sesinin geldiğinin farkındaydım ama umursamadım. Geldiğim sınıftan içeri girip sırama geçtim.

Telefonumu ve kulaklığımı sırama koyarken çantamdan çizim defterimle kalemlerimi çıkardım. Masanın üzerine koyduğum defter ve kalemlere bakarken sınıfta yalnız olduğumu o an fark etmiştim. Böylesi daha güzeldi.

New World [] Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin