[Tamamlandı]
Berbat bir hayattan ve berbat bir dünyadan
Yeni hayata ve yeni dünyaya geçmek...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Başlangıç: 17/08/2019
Bitiş: 04/09/2019
Jimin yanıma geldiğinde bedenimi baştan aşağı süzmüştü. Tişörtü fazla bol geldiğinden giydiğim şortu bile kapatıyordu.
Jimin "Tehlikeli sularda yüzüyorsun."
Yanına gidip kollarımı boynuna doladım. Kolları anında belime dolanırken sırıttım.
Ben "Sen boğulmama izin vermezsin, değil mi?"
Jimin "Neden beraber boğulmuyoruz?"
Gülüp başımı iki yana salladım.
Ben "Biz seninle boğulmayız Jimin. Aksine bulutlara uçarız."
Cümlemdeki imayı anladığında kahkaha atmaya başlamıştı. Ben de ona katıldığında başını iki yana sallamıştı.
Jimin "Gerçekten çok azgınsın.
Ben "Biliyorum."
Gülerek beraber odadan çıktık ve aşağı indik.
Yurttan çıktıktan sonra okulun ön bahçesine doğru yürümeye başladık.
Diğerleri yanlış anlamasın diye tişörtün önünü şortumun içine koymuştum. Çünkü gerçekten altımda bir şey yokmuş gibi görünüyordu.
Elimi tuttuğunda gülümseyerek ellerimize baktım.
Ani hareketle, ellerimiz hala birleşikken, kolunu başımın üzerinden geçirip omzuma attı. Jimin'in eliyle birleşik olan elim de otomatik olarak omzuma doğru gitmişti.
Gülerek beni kendine çekti ve başıma küçük bir öpücük kondurdu.
Ön bahçeye girdiğimizde bizimkilerin şaşkın bakışlarıyla karşılaşmıştık.
Sustuğumda ne demek istediğimi anlamış ve gülmüştü.
Jimin "Haklısın güzelim."
Güzelim...düştüm sanırım.
Yanlarına geldiğimiz de masadaki boş yere oturduk.
Hera "Siz sevgili misiniz?"
Jimin "Evet."
Gülümseyerek onayladığımda Jungkook, Tae ve Jin üçlüsü ayağı kalkarak dans etmeye başlamıştı.
Tae "Favori shipimiz real oldu."
Jin "MinRa real artık."
MinRa? O da ne?
Ben "MinRa?"
Jimin "Jimin'in Min'i; Arora'nın Ra'sı."
MinRa demek. Aslında güzeldi.
Ben "Güzel isimmiş."
Jimin "Kesinlikle."
Gülerek dans eden üçlüye döndüm.
1 Hafta Sonra
Yurttan çıktığım gibi ön bahçeye doğru ilerlemeye başladım.
Jimin'le bir haftadır sevgiliydik ve her şey çok güzeldi.
Beraber uyumayı çok seviyorduk. Bazen ben onun odasına gidiyorum bazen o benim odama geliyordu. Hayatımız güzeldi. Sonsuza dek bu şekilde yaşayacaktık işte.
Bizi ayıran bir ölüm yoktu. Ömrümün sonuna kadar onunla olmayacaktım. Sonsuza dek onunla olacaktım.
Bahçeye girip hızla bizimkilerin yanına ilerledim.
Jimin'in bakışları bana döndüğünde gülümsedim. O da gülümseyerek ayağı kalkmıştı. Yanına geldiğimde belimden tutup kendine çekmişti. Yanağıma kısa bir öpücük kondurduğunda gülümsemem artmıştı.
Yanındaki boş yere oturduğumda o da oturmuştu.
Bakışlarım sohbet eden diğerlerine döndüğünde Jungkook'un kolunun Hera'nın omzunda olduğunu gördüm. Bu ikisi gerçekten yakışıyordu. Sanırım birkaç gün önce onlar da sevgili olmuştu. Diğerleri hala bekardı.
Jin "Siz ne zaman evleneceksiniz ya?"
Jin'in bize bakarak söylediği şeyle bakışlarım Jimin'e dönmüştü. O da aynı şekilde bana baktığında sırıtmaya başlamıştı.
Jimin "Yarın."
Kaşlarım havaya kalkarken ciddi mi diye bakıyordum.
Ben "Benim neden bundan haberim yok?"
Jimin "Sürpriz olsun diye hayatım."
Başımı iki yana sallayıp önüme döndüm. O hala ciddi olduğuna dair bir şeyler söylerken onu umursamıyordum.
Ama sonra gayet ciddi olduğunu fark ettiğimde şaşkınca ona döndüm.
Ben "Jimin saçmalama yarın olmaz."
Jimin "Pekala yarın olmasın. Gelecek hafta nasıl?"
Gelinliğimin eteğini düzeltip derin bir nefes aldım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(
Sadece saç. Makyaj ve takı bulamadım maalesef. Siz saç ve gelinliğe göre düşünürsünüz.)
Bugün evleniyorduk. Bir hafta önce de dediğim gibi ikimiz de son derece ciddiydik. Bir hafta boyunca düğün hazırlıklarıyla uğraşmıştık. Jimin, aldığı yüzüğü düğün günü, yani bugün vereceğini söylüyordu. Makyajımı ve saçlarımı kızlar yapmıştı.
Onlar da çoktan hazırlanmış aşağı inmişti.
Heyecanla bay Will'i beklemeye başladım.
Biraz sonra kapı açılmış ve içeri siyah takımıyla bay Will girmişti.
Beni gördüğünde gülümsemişti.
Bay Will "Çok güzel olmuşsun. Linda görseydi, gerçekten çok duygulanırdı."