New World [] Park Jimin

20. Bölüm

Medya: Zayn
~Entertainer~

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

İki Gün Sonra

Bugün akşam parti vardı ve ben daha elbisemi almamıştım. Bugün okul tatildi. Akşam da Merillia denen salona gidilecekti. Herkes istediğiyle gidiyordu.

Düşüncelerimden ayrılıp bilgisayarımdan çok sevdiğim bir markanın sayfasına girdim. Elbiselere bakarken güzel bir şey bulmaya çalışıyordum. Hızlıca aşağılara inerken diğer yandan saatimi kontrol ettim.

17:30

Saat beş buçuğa geliyordu. İki buçuk saat sonra parti vardı. Kesinlikle geç kalacaktım.

O sırada telefonuma gelen bildirimle yatağın diğer ucundaki telefonuma uzandım. Kilidi açıktan sonra mesaja tıkladım.

Gönderen:Hera
Hey elbiseni aldın mı?

Ona daha almadığıma dair bir mesaj yazıp gönderdim. Ardından elbiselere bakmaya devam ettim.

Yeniden bildirim sesini duyduğumda bakışlarımı mesaja çevirdim.

Gönderen:Hera
Eğer geç kalacaksan Jimin bekleyebilir.

İnan bana hiç gerek yok. Aynen Hera'ya da mesaj atıp elbise bakmaya devam ettim. Hızlıca aşağılara indiğimde bir elbise gözüme çarpmıştı. Gayet güzel görünüyordu. Onu kaydedip biraz daha bakmaya başladım.

Birkaç dakika sonra bulduğum elbiseyle gülümsedim.
Kesinlikle bunu alacağım.

Hızlıca sipariş verip telefonumdan Hera'ya yazdım.

Gönderilen:Hera
Bana salonun adresini verirsen ve bir de araba bırakırsanız her şey daha kolay olur aslında.

Saniyeler sonra mesaj gelmişti.

Gönderen:Hera
Elbette.
Jimin arabasını sana emanet ediyor. Bizimle gelecekmiş.

Onayladığıma dair bir şey yazdığımda bana salonun adresini atmıştı. Saat altıya gelirken yaptığım tek şey elbisemi beklemekti. Aslında bu sabah sipariş edecektim. Hatta elbisemi falan bulmuştum. Ancak bedeni kalmadığından mecbur bu zamana kalmıştı.

O sırada duş almayı ve maske yapmayı akıl edebilmiş hızlıca ayağı kalkmıştım. Güzel bir duş aldıktan sonra bornozumu giyip başıma beyaz havlumu sardım. Alnımın tamamı açık kalacak şekilde havluyu geri ittikten sonra paketten maskeyi çıkardım.
Maskeyi yavaşça açıp yüzüme yapıştırdım. Şuan biri gelse ve beni bu şekilde görse çığlığı basardı. Tanınmıyordum çünkü. Kendi kendime gülüp ellerimi yıkadım. Maskenin yirmi dakika durması gerekiyordu. Derin bir nefes alıp telefonumu şarja taktım. Ne olur ne olmaz.
Bilgisayarımdan kaldığım diziyi açıp izlemeye başladım. Çin dizisiydi. "The Brightest Star İn The Sky" adlı bir diziydi. Başrolünde Tao adında bir çocuk vardı.
Çok güzel bir diziydi.

Yirmi dakika dolduğunda hızlıca banyoya gidip maskeyi çıkardım. Yüzümü de yıkadıktan sonra kuruladım. Yüzüm yumuşacıktı. Odaya geçip saati kontrol ettim.

18:40

Saat yediye geliyordu. Daha elbisem bile gelmemişti. Derin bir nefes alıp sakin olmak adına yatağa oturdum.
O sırada telefonumdan yine bir bildirim sesi yükselmişti.
Kilidi açıp mesaja tıkladığımda Hera'dan olduğunu gördüm.