New World [] Park Jimin

22. Bölüm

Medya: Tropkillaz, J Balvin ft. Anitta
~Bola Rebola~

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

22:35

Saat on bire geliyordu.

Hera
"Bence kalkalım artık."

Tae
"Evet ya. Hadi gidelim artık. Daha yurda uğrayacağız."

Herkes onaylayıp ayağı kalktığında ben de onları takip etmeye başladım. Geçen günkü gibi herkes arabalara dağıldığında yine Jimin'le aynı arabaya binecektik.

Çantamdan anahtarları çıkarıp ona uzattığımda garip garip bakmaya başlamıştı.

Ben
"Ne oldu?"

Jimin
"Benimle, arabayı kullanmak için kavga etmeyecek misin?"

Anahtarı elimden alırken sorduğu şeyle gülümsedim.

Ben
"Kavga edemeyecek kadar yorgunum. Sen kullan."

Başıyla onayladığında şoför koltuğuna geçmişti. Ben de yan koltuğa geçip kemerimi taktım. Başımı arkaya yaslayıp bakışlarımı camdan dışarı çevirdim.

Jimin
"İyi misin? Yorgun görünüyorsun."

Ben
"Aslında iyiyim. Sadece içimde garip bir his var."

Arabayı çalıştırırken meraklı gözlerini üzerimde hissediyordum.

Jimin
"Nasıl bir his?"

Arabayı çevirip yurda doğru sürmeye başladı.

Ben
"Böyle...nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Hüzünlü ya da kasvetli gibi. Bir değişik."

Jimin
"Uzun zamandır aklına takılan bir şey var mı? Belki sana sıkıntı yaratacak kadar büyümüştür."

Bakışlarımı Jimin'e çevirdim.

Ben
"Hayır...hayır aklıma takılan bir şey yok. Kendi kendime kuruntu yapıyorum sanırım. Neyse boşverelim beni. Nereye gideceğiz?"

Bakışları kısa bir süre bana dönmüş hemen ardından geri yola dönmüştü.

Jimin
"Aslında bara gitmeyi falan düşünüyorduk ama o kadar gürültüden sonra hiçbirimizin kafası kaldırmadı. Bir şeyler alıp sahile gitmeyi düşünüyoruz."

(Seulde sahil var mi bilmiyorum. Yüksek olasılık yok. Ama yoksa bile siz varmış gibi düşünün lütfen.)

Başımla onaylayıp önüme döndüm. Benim için sorun yoktu. Sahile gidip kafa dinlemek güzel olabilirdi.

Başımı camdan dışarı çevirip karanlık yolun, yanındaki ağaçları izlemeye başladım.
Bazen...yoruluyordum. Belli etmemeye çalışıyordum ama yoruluyordum aslında. Sinirlenmemek için kendimi sıkıyordum. İşte bu yüzden fazla yoruluyordum. Belli etmesem de Hera veya diğerleri de bazen beni yorabiliyordu. Hera ve diğerlerinin ısrarları beni öldürecek dereceye gelebiliyordu. Bazen düşünüyorum, beni sinir etmemesi için Zayn'den korumaya çalışıyorlardı ancak kendileri de aynı şeyi yapıyordu.

Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. Kısa bir süre öyle durduktan sonra gözlerimi açtım. Karşımdaki ağaçlara bakmaya devam ederken önümde beliren karartıyla kaşlarım çatılmıştı. Sanki...bir şey vardı.
Daha dikkatli bakmak adına gözlerimi kıstığımda gerçekten görmüştüm.
Birisi bizimle aynı hızla ilerliyordu. Sanırım bir vampirdi.