Yara İzi
________"Tahir, sence boşanmalar neden bu kadar fazla?" Nefes, gece kocasının göğsüne uzanmıştı. Ama aklına takılan korkular vardı. Kendisi boşanma avukatı olduğu için her gün onlarca anlaşamayan çift ile uğraşıyordu.
"Birbirlerine aşk, sevgi ve özellikle saygı duymadıkları için, Nefes'im." Tahir ise karısının korkusunu anlamıştı. Saçlarını rahatlatmak için okşamaya başlamıştı bile.
"Ama hepsi ilk başlarda çok aşıktık diye geliyorlar." Ya bize de aynısı olursa diye düşünüyordu. Onlar da çok aşıktı birbirlerine.
"Onlar sadece birbirlerinin dış görünüşlerine aşıklar. Veya paralarına. Ama aynı eve girip, iki hayatı bir yaşamaya başlayınca ne para bir arada tutuyor onları ne de dış güzellik." Düşündü önce. Tahir'e parası için aşık değildi. Yakışıklı bir adamdı ama dış görünüşüne aşık değildi. Neyine aşıktı? Sevgisine, saygısına, sakinliğine, kendisine verdiği huzura... Daha aklına bile gelmeyen küçük detaylara.
"Biz onlardan değiliz. Değil mi?" Gözlerini yukarıya kaldırıp gözlerine baktı sevdiği adamın. İlk başta anlayışla gülümsedi.
"Sence öyle miyiz, güzelim? Ben senin parana veya güzelliğine aşık değilim ki? Zekana, düşünceli ruhuna, gülüşüne, gözlerindeki bana bakınca oluşan parıltıya, sinirlenince çatılan kaşlarına, şaşırınca hapşırmana, korkunca içinden en sevdiğin filmin şarkısını mırıldanmana, sevinince yanaklarının kızarmasına ve hava biraz soğusa bile buz kesen ellerini ısıtmaya aşığım. Bunları ne değiştirebilir ki?" Kocasının gülümseyerek saydıkları ile bir kere daha aşık oldu oracıkta. Ne güzel seviyordu böyle. Ne şanslıydı aşkına daha da güzel bir aşkla cevap veren kocası olduğu için. Gözleri dolu dolu yaklaşıp öptü kocasını.
Kadın, rüyasında gördüğü anı ile hep içinde hapsolmak istedi. Keşke oracıkta kocası ile hapsolsaydı. Ama olmadı. Gözlerini araladı yavaşça. Bir dakika? Neydi o? Sarıldığı şey neydi?
Biraz geriye çıkıp baktı. Kocasıydı... Yoksa dedi... Hatırladı mı? Sanmıyordu. Olsa uyandırırdı onu. Ama bunu düşünmek istemiyordu şimdi. Sıkıca sarıldı tekrar ve burnunu gömdü boynuna. Kokusunu doya doya çekerek ikinci bir uykuya doğru yol aldı.
________
"Kaçma, gel buraya!" Tahir, karısı ile beraber haftasonunda kampa çıkmıştı. Yemyeşil bir ormanda bol bol yürüyorlar, çiçek topluyorlar, buldukları nehirlerde yüzüyorlardı. Bu sabah uyandıklarında çadırlarını toparlayıp tekrar yürümeye başladılar. Yol boyunca birbirlerinin ellerini bırakmamışlardı. Şimdi ise, Nefes'in canı sıkılmış ve Tahir'i sinir edip, kendisini kovalamasını sağlamıştı.
"Hızlı koşan yakalar, kocacım." Hızını daha da arttırırken kahkahaları birbirlerine karışıyordu. Düz yolun devamında, hafif bir yokuş vardı. Oradan atlamaya başladı.
"Yavaşla, düşeceksin." Tahir ise karısına bir şey olmasından korkmuştu ve oyunu sonlandırmak istedi. Tam o sırada ise, Nefes ağaçtan uzanan ince ve sivri bir dala elinin dış kısmını kaptırmıştı.
Canının acısıyla bir feryat kopardı dudaklarından. Tahir, hızla yetişip kollarından yakaladı karısını. "Dur, şuraya otur da yarana bakalım."
Karısını, gölün kenardındaki ağaç kütüğüne oturttu. Çantasından ilkyardım kitini çıkardı. Gazlı bez ile kanı silince yaranın epey derin olduğunu farketti. "Güzelim, bunu dikmem gerekiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP
General FictionNe olduğunu bilmediği hastalık nedeniyle geçmişini günden güne unutan bir adam. Unutulan geçmişte yeri çok büyük olan bir kadın. Bir deniz fenerinde geçmişini hatırlarken, geçmişi karşısına çıkarsa neler olur?