Unutmak İstemiyorum
________Tahir, günün ilk ışıkları ile uyanan ilk isim olmuştu. Aslına bakarsanız gece de pek uyuyamamış olmasına rağmen kendisini dinç hissediyordu. Deniz fenerinde yaşadığı günleri göz önünde bulundurduğunda gerçekten uykusu yoktu. Göğsünde yatan kadından zor da olsa ayrılmıştı.
İlk işi kendisini duşa atmak olmuştu. Hastanede bunu pek onaylamasalarda kendisini rahat hissetmiyordu. Nefes uyanık olduğunda girse kesinlikle karşı çıkardı. Bu yüzden o uyurken bir an önce girdi duşuna.
Rahatladıktan sonra mutfağa inip kahve yaptı kendisine. Saat daha sekizi gösteriyordu ve karısı kolay kolay bu saatte uyanmamıştı daha önce. Kahvesini yudumlarken kapıdan gelen ses ile bu saatte kimin geleceğini bilemedi. Karısı uyanmasın diye deyim yerindeyse koşarak açtı kapıyı.
Kapı açıldığında kendisine gülümseyerek bakan kayınvalidesini gördü. Efe'nin de bacaklarına sarılması aynı anda gerçekleşmişti.
"Oğlum, düşüreceksin abini! Kusura bakma oğlum uyanır uyanmaz dikildi başımıza abime gideceğim diye. Tutamadım bir türlü." Kadın kendisine mahcubiyetle gülümserken, Efe'nin boyuna eğildi ilk önce.
"Sen çok mu özledin beni ufaklık?" Küçük çocuğun burnunu sıkarken girdiği yüz ifadesi ile gülümsedi.
"Ufaklık değilim ben bir kere." Dudağını düşürmesi ile tebessümünü durduramadı. Eli ile saçını okşadı şefkatle.
"Neden anneyi üzdün o zaman dostum? Yazık değil mi anneye?"
"Seni çok özlemiştim ama Tahir abi. Özür dilerim." Efe, Tahir abisinin gözünde kötü bir çocuk olmaktan çok korkardı. Korkarak özür diledi hemencecik.
"Gel buraya, gel." Çocuğu sıkıca göğsüne bastırırken saçına öpücükler konduruyordu sıkıca.
"Anne, ayakta kaldın geçelim hadi içeriye." Kendilerini gözleri dolu ama gülümseyerek izleyen kadını farketti hemen. Ayıp ettiğini düşündü davet etmemekle.
"Yok oğlum, bir sürü işim var aceleyle çıktım getirdim Efe'yi zaten. Yarın almaya geldiğimizde uzun uzun otururuz."
"Peki anne, sen nasıl istersen." Kadının kendisine sarılmasına karşılık verdi. Efe ile arkasından el sallarken arabanın uzaklaşması ile kapıyı kapatıp Efe'ye baktı.
"Ee kahvaltı yaptınız mı Efe Bey?"
"Yapmadım... Ama ablam uyanana kadar yapmayalım bence." Tahir, Efe'nin ceketini çıkarırken çocuğun dediğine güldü. Haklıydı.
"Ee, beklerken süt içer miyiz abi kardeş?"
"İçeliiim! Senin gibi uzun olmak istiyorum." Tahir, kahkaha atarak kucağına aldı ufaklığı. Mutfağa geçip bardaklara süt koyduktan sonra, Efe'nin sütüne bal koymayı ihmal etmemişti.
________
Nefes, huzurlu uyumanın verdiği rahatlama ile tebessüm ederek araladı gözlerini. Elini yana attığında yatakta yalnız olduğunu farketti. Dudakları hızla düşerken nerede bu diye düşündü. Gece mi gitmişti yoksa?
Ayaklarını çıkarıp terliklerini giydi ve odada bulunan banyoya geçti. Dişlerini fırçalayıp yüzünü yıkarken kafasındaki düşünce hala aynıydı.
Banyodan çıkarken aşağıdan gelen piyano sesi ile yerinde donup kaldı. O gittiğinden itibaren piyanodan tek bir ses duymamıştı. Birden her şeyin eskisi gibi olduğu hissi yerleşmişti. Demek ki kendisinden önce uyanıp evi keşfediyordu. Bu gülümsemeye yetmişti işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP
General FictionNe olduğunu bilmediği hastalık nedeniyle geçmişini günden güne unutan bir adam. Unutulan geçmişte yeri çok büyük olan bir kadın. Bir deniz fenerinde geçmişini hatırlarken, geçmişi karşısına çıkarsa neler olur?