İki Kalp

1.1K 109 83
                                    

İki Kalp
________

Tahir'ime...

Merhaba sevgilim. Bu merhabayı yüzüne karşı söylemek için nelerimi vermezdim. Ama yapamadım. Sen zihninde kaybolurken, bir de kalbini karıştırmak istemedim. Korktum, şimdi olduğu gibi beni bırakıp gitmenden korktum.
Korkular, kaderimizi ele geçiren şeylermiş... Bunu acı bir şekilde öğrendim.
Sana kızgın değilim, kırgın değilim. Ama yarımım... Sen yokken ben hep yarımdım. Tam seni bulmuşken tekrar yarım kaldım ben. Sana gerçekleri anlatamadığım her gün, benden bir parça kayboldu.
Artık mektubu okuyorsan gerçeği biliyorsun. Kaybolan parçalarımın sende saklı olduğunu biliyorsun. Ama kalbimin ne kadar yandığını, ne kadar acıdığını bilmiyorsun. Eğer öğrenmek istersen, eğer içinde hala benim kocam varsa, evimizde seni bekliyor olacağım.
Sana bir fotoğrafımızı bıraktım. Olur da geri dönmezsen sende saklı kalmak istedim. Karşında duran fotoğraf, evimizin yapımından sonra önünde çekildiğimiz fotoğraf. Ben beyaz elbisem ile kameraya gülümserken, sen bana sarılıp alnımdan öpüyorsun. Arkamızda, evimizin büyük çiçeklerle örtülü, ön bahçesi var. Ne kadar mutluyduk. Tabi bu mutluluğu hatırlamıyorsun. Ama bu anları, mutluluklarımızı anlatmaktan asla yorulmam. Sana en ufak anlarımızı bin kez de olsa anlatırım sevgilim.
Artık evimizi de gördün. Adresi, eğer bana dönmek istersen fotoğrafın arkasında yazılı. Ben bir kumar oynadım. Gelirsen, aşkımız kazanacak. Ama gelmezsen... Bu oyundan kimse galip ayrılamayacak sanırım. Bunu öğrenmenin tek bir yolu var. Seni beklemek. Geleceğin güne kadar seni, en sevdiğin bahçemizde bekleyeceğim.

Nefes'in...

Tahir, buraya Nefes ile yüzleşmek için geldiğini sanarken, aslında Nefes'in oynadığı kumar ile yüzleşmeye gelmişti. Oysa ne ümitlerle gelmişti bu kapıya... Fotoğrafı aldı eline. Gerçekten çok mutlu görünüyorlardı.

İçi acıdı bu fotoğrafı görünce. Karısı yanındaydı ama o, hastalığına o kadar kaptırmıştı ki kendini, kalbinin sesine sağır olmuştu. Sahiden, bu kadar mutlu olabilir miyiz gidersem dedi. Adrese baktı...

Buraya neden gelmişti? Karısı olduğuna inandığı için değil mi? Neden düşünüyordu şimdi? Düşünme konusunda başarısız olduğunu anlamasına rağmen hem de. Karısının üzüldüğü yetmemiş miydi? Ya da kendisinin yarım kalmışlığı... Hızla ayaklandı...

_______

"Bugün nöbet sende mi, baba?" Nefes'in arkadaşı işi dolayısıyla yanından ayrılmak zorunda kalmıştı. Tabii ki onu yalnız bırakmak istememişlerdi. Şimdi bahçede baba kız kahve içerlerken sohbet ediyorlardı.

"O ne biçim söz öyle küçük hanım? Kızımızı göremeyecek miyiz?" Ahmet Bey ise kızına takılarak ciddi ifadeye büründü.

"Her zaman gel, canım babam. Sinirlerim bozuk biraz, biliyorsun." Babasına sokularak sığındı hayatta ikinci güvendiği adama. Kocasından önceleri de tek güvendiği adama.

"Bilmez miyim, meleğim. Senin kadar olmasa da hepimiz çok özledik onu." Kızının saçlarını okşarken, damadıyla tanışma zamanlarından bu yana düşünceleri hızla değişmişti.

"İlk başlarda hiç öyle demiyordun ama... Evlenmemize karşı çıkmıştın." Babasının o zamanları geldi aklına. Hayatında belki de ilk kez babası ile kavga etmişti. İlk kez sesini yükseltmişti.

"Sonrasında çok pişman olduğumu biliyorsun. Özür diledim ikinizden de." Baba kız ilk zamanları hatırladılar. Acı tatlı günler geride kalırken tebessüm ettiler.

KAYIPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin