"Kyungsoo! Jongin ve Sehun geldi, seni bekliyorlar." Hyungum aşağıdan bana seslenirken aceleyle aynadan son kez yansımama baktım. Saçlarımı kaldırıp kaldırmamak arasında o kadar sıkışmıştım ki, bir erkeğe göre daha uzun bir sürede hazırlanabilmiştim. Nefeslerimi düzenli hale getirebilmek için çabalayarak odamdan çıktım. Bugün...heyecanlıydım."Sonunda Kyungja. Hadi çabuk, geç kalıyoruz." dedi Sehun aceleci bir tavırla. Özür dileyerek yanlarına ulaştım. Hyungum ve Jongin'in de vedalaşmasını bekleyerek evden ayrıldık. Canlı müziğe geç kalıyorduk ve Byun Baekhyun'un bundan hoşlanmadığına adımdan daha çok emindim.
"Yine uyuya kaldın değil mi? Bu kadar uykucu olmak zorunda mısın acaba? Baekhyun ateş saçan gözleriyle bizi küle döndürecek. Bittik biz." Sehun söylenmeye devam ederken suçlulukla başımı eğdim. Kesinlikle çok aptaldım. "Özür dilerim, Hun. Bütün sorumluluğu üstleneceğim merak etme." dedim.
Jongin ilk defa söze karışırken beni de şaşırtmıştı. "Sorumluluğu üstlenmene gerek falan yok. O bacaksız hiçbir şey yapamaz sana." Katı çıkan sesi ne kadar ciddi olduğunu gösterirken sadece baka kaldım suratına. Bu çocuk niye böyleydi?
"Evet, tabi." dedi Sehun alay dolu sesiyle. "Evet tabi, Jongin."
Yol boyunca bir daha aramızda bir konuşma geçmedi. Acele etmeye çalışıyorduk ama Jongin'in böyle bir amacı asla yokmuş gibiydi. Yavaş adımları aramızda belirgin bir fark oluşturmuşken, Sehun aniden koluma girdi ve sırıttı. "Görüyor musun, sırf Baek'e uyuzluk olsun diye yavaş yürüyor. Biliyor çünkü vardığımızda ben ona suçu atacağım ve sen azar yemiş olmayacaksın." Duyduklarım daha da şaşırtırken beni, Jongin'in neden böyle bir şey yaptığını anlayamıyordum. Hyungum için miydi? O zaman yapmasındı çünkü bu çok sinir bozucuydu. Hyungum için beni başkalarına koruması veya zorla benimle gelmesi, eve bırakması ve daha fazlası. Bunların hiçbirini istemiyordum. Bu beni bilmediğim bir nedenden dolayı üzüyordu ve daha da sinirlendiriyordu. Sehun'a bir tepki vermeden yola odaklamaya devam ettim kendimi. Düşünmeyecektim. Şimdi değil.
Sonunda vardığımız mekana hızlıca girdik ve gerçekten de Byun Baekhyun'un alev alan gözleriyle karşılandık. Bizi öldürecek gibi bakıyordu ve ben birazcık ürkmüştüm yalan yok. Konuşmamıza fırsat olmadan yanımdaki Sehun ve Jongin'i kaptığı gibi sahneye ilerlemeye başladılar. Bende son bir ayda hep oturduğum masaya ilerleyip sandalyeme kuruldum.
Performansa başladılar ve büyük bir fan kitlesi oluşturdukları kızlardan da yüksek çığlık ve tezahüratlar aldılar. Gülümsedim çünkü çok havalı gözüküyorlardı. Baekhyun aldığı gazla sahnede daha da parlarken, Jongdae yüksek notalarıyla herkesin aklını başından aldı. Minseok Hyung yapısı gibi yumuşak sesiyle kendini ön plana atmak istemese bile kızlar arasındaki popülaritesi tartışmaya kapalıydı. Oturduğum yerden onlara destek oldum ve koca üç saat boyunca çok eğlendim.
Çocuklar sahneden indiklerinde oturduğum masaya geldiler ve biralarımızla birlikte gecenin güzelliğinin keyfini çıkarmaya başladık.
"Vay canına Minseok hyung kızlar resmen sana aşık!" dedi Baekhyun kıskanmış gibi yaparak.
"Yapma lütfen. Şu devler dururken benim aşıklarımı konuşmak mantıklı mı?" diye hayıflandı Minseok hyung. Baekhyun omuz silkti ve "Chanyeol'e bakan bütün gözleri oyasım geliyor." diye mızmızlandı.
"Aynısı benim için de geçerli hayatım." dedi Chanyeol ve Jongdae kusuyormuş gibi hareketler yaparak öğürme sesi çıkardı. Herkes buna gülerken, şimdi de başlamasına az kalmış üniversiteleri hakkında konu açılmıştı. Sıkkınlıkla başımı eğdim çünkü bu durum beni gittikçe daha da sinirlendiriyordu. Seçmeleri kazanamadığım ve dilimi tutamadığım o güne lanet ederken, dönen muhabbeti kaçırmamaya çalıştım. Pek başarılı olamadım ama en azından çokta belli etmedim üzüntümü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
aşkın çabası boşuna/kaisoo
Fanficdünya dönerken biz hep ters koştuk, tersten konuştuk....