-10-

672 65 21
                                    


"Hadi ama Kyungsoo! Bizi kırmayacaksın değil mi?" dedi Baekhyun. Chanyeol'e arkadan sarılmıştı ve yüzünü göremiyordum. "Katılıyorum. Hem hyungun da burada. Onu da kırmak istemezsin herhalde?" diyerek karnının üzerindeki Baek'in kolunu okşamaya başladı. Tanrım onlar cidden...tatlıydı.

Size şuan ne oluyor onu açıklamalıyım değil mi? Ah kesinlikle uzun bir zaman boyunca kaçtığım bu şey sonunda gün yüzüne çıkmıştı. Çocukların provası için onları dinlemeye, tanıştığımız ve sürekli olarak takıldığımız bara gelmiştim. Jongin hyungumu da davet etmişti ve hep birlikte şuan sahneye çıkıp şarkı söylemem için baskı oluşturuyorlardı. Gerçekten ama gerçekten yapmak istemiyordum. İnsanların önünde şarkı söylemek falan umrumda değildi ama, artık zevk alarak söyleyemediğim için hiç içimden gelmiyordu söylemek. Bir şekilde hayat enerjim kaybolmuştu ve ben onu bulana kadar da şarkı söyleyebileceğimi sanmıyorum. Ta ki bu güne kadar sanırım.
"Jongin ve hyungun için bir şarkı söylemelisin. Hemde hemen." dedi Sehun kaşlarını da çatarak. Daha fazla dayanamazdım. Köşeye sıkışmıştım resmen.

"Pekala. Söyleyeceğim. Şimdi lütfen beni rahat bırakın." İstedikleri cevabı aldıklarından dolayı mutlulukla bağırıp sahneye çıkmam için kısa bir süre tanıdılar bana. Gerçekten de bunu yapmak istemiyorum.

Chanyeol yanıma elindeki gitarla geldi ve kolumdan tutarak beni sahneye sürükledi. Sahnenin ortasına geldiğimizde bana dönerek, "Neyi söyleyeceksin?" diye sordu. Ne söyleyebilirdim bilmiyordum. Biraz düşündüm ve Perhaps Love'ı söyleyeceğimi kulağına fısıldadım. Hyungum bu şarkıyı gerçekten çok severdi. Onun için bunu söyleyebilirdim sanırım. Chanyeol, usta hareketlerle çaldığı gitarıyla birlikte bana eşlik etti ve şarkıyı elimden geldiğince hissederek söylemeye çalıştım. Gözlerimi kapatmıştım çünkü karanlıkta daha güvende hissediyordum.

"Ne zaman başladı hatırlamıyorum,
Senin hakkında düşünürken başım dönüyor.
Bir veya iki kere düşündüm.
Büyümeye devam ediyorum, biraz utanmış kalbim.
Büyük bir şey olmayabilir, ufak tefek kalbim.

Benimle konuşmaya devam etmen garip.
Bu aşk mı?
Eğer benim gibi olursan, bu başlangıcımız olur.
Kalbim seni sevmeye devam ediyor.
Bütün dünyanın duyması için bağırıyor.
Neden bunu şimdi duyuyorum?
Sonunda karşılaştık, şimdi aşkı buldum."

Gözlerimi açtığımda Chanyeol gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. "Voah, sesin cidden inanılmaz Soo. Bu zamana kadar hiç sesime bu kadar uyan birisiyle tanışmamıştım." Gülümsedim. Sesimi bende seviyordum ama dediğim gibi bende hep bir şeyler eksikti. Diğerleri beni coşkulu bir şekilde alkışlarken hyungum ayağa kalkmış gururlu bir anne edasıyla beni alkışlıyordu. Gülümsedim. Bu hissi gerçekten seviyorum. Jongin öylece yüzüme bakıyor ve tek alkışlamayan olarak kabak gibi ortada duruyordu. Hah, sesimi beğenmemişti anlaşılan. Aslında bu umrumda bile değildi. Ne de olsa yüzümü de beğenmemişti beyefendi. Kendisi sanki neyse...

"Kesinlikle bize katılmalısın!" dedi Minseok Hyung heyecanla. Bunun olacağını biliyordum. Bundan dolayı söylemek istememiştim. Tanrım lanet olsun!

"Çocuklar kardeşimi zorlamayın lütfen." Hyungum yüzüme bakarak konuştu. Rahatsız olduğumu görmüştü ve dikkatleri üzerimden çekmeye çalışıyordu.

"Jongin sende sevgilin için şarkı söylesene." Sehun sırıtarak Jongin'in kolunu çekiştirdi. Jongin ölümcül bakışlarla Sehun'a bakarken diğerleri de Sehun'u destekleyici çığlıklar atıyorlardı. Hyungum gülerek olumsuz anlamda başını salladı.

"Rahatsız etmeyin sevgilimi. O bana özel olarak söylüyor şarkı." Jongin utanarak başını kollarına gömerken, Jongdae tiz sesiyle herkesin sesini geride bırakıp kulaklarımızın zarını patlattı.

aşkın çabası boşuna/kaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin