KARINCA MASALI
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde köyün birinde iyiliksever ve merhametli bir adam yaşarmış.
Bu yaşlı adam küçük bir kulübede kalmasına rağmen köyündeki herkese elinden geldiğince yardım eder, onlara hem maddi hem manevi destek olurmuş. Bu güne kadar yaşlı adamın kötülüğünün dokunduğu kimse görülmemiş. Hayvanlara da çok iyi davranırmış. Hatta evine giren karıncaları onlara zarar vermemek için kovmamış ve karıncalara evinde yuva vermiş. Böylelikle yaşlı adamın evi karıncalarla dolmuş, taşmış.
Evine gelen misafirler, her yeri kaplamış karıncaların nedenini sorduğunda adam sürekli ''Ben karıncaları bile incitemem. Karıncalara bile zararım dokunmaz'' dermiş.
Köy ahalisi artık ona 'Karıncacı' olarak anmaya başlamış. Karıncacı adamın iyilikseverliği ve ünü zamanla köyü aşmış ve devrin padişahına kadar gitmiş. Padişah kendisine anlatılanlardan çok etkilenmiş ve hemen bu adamı ziyaret etmek istemiş.
Bir gün ayarlanmış ve padişah karıncacı adama misafir olmuş. Padişah kendisini en güzel şekilde ağırlayan yaşlı adamdan çok memnun olmuş. Çaylar içilip, hoş sohbetler edildikten sonra tam müsaade isteyeceği anda padişahın eline bir karınca çıkmış. Bunu fark eden padişah bir hışımla hemen onu savurmuş ve yere atmış. Padişah adamın karıncalarından habersizmiş. Sonra da adama dönüp sormuş:
''Bu karıncaları neden evinden atmazsın bre? Her yer karınca!''
''Padişahım, ben karıncaları bile incitmem. O nedenle evimden atmadım.''
Padişah adamın merhametinden çok mesut olmuş ve bin akçe hediye etmiş.
Yaşlı adam padişahı yolcu ettikten sonra evine girmiş ancak ne gariptir ki o gün hiç karınca görmemiş. Karıncalar birden ortadan kaybolmuşlar sanki. Yaşlı adam karıncaların yuvasına bakmış ama orada da tek bir karınca bile yokmuş. Ertesi gün de görememiş.
Yaşlı adam üzüntüye boğulmuş. Acaba onlara zarar mı verdim? Yanlışlıkla üzerilerine mi bastım? Yoksa padişahın davranışına mı kızdılar? Diye kara kara düşünmeye başlamış.
Aradan günler geçmesine rağmen yaşlı adamın evinde hiç karınca görülmemiş. Bu duruma dayanamayan adam hastalanmış ve yataktan kalkamaz hale gelmiş. Aklında sürekli karıncaları varmış. Adamın haline endişelenen köy halkı adamın evine gizlice karınca sokmayı denemiş ancak eve giren karınca hemen dışarı kaçıyormuş. Kimse bir anlam verememiş bu duruma.
Aylar sonra adam evde perişan bir şekilde yatarken içeriden sesler duymuş. Ne olduğunu merak eden adam kalkıp doğrulmaya çalışmış ama nafile...
Yerinden kalkamıyormuş. Sesler gittikçe artıyor ve daha da yakından geliyormuş. Adam iyice meraklanmış. Çok geçmeden odasına binlerce karınca girmiş. Karıncalar adamın öleceğini anlayınca vefa borcu olarak son bir kez ortaya çıkmışlar. Adam mutluluktan ağlamaya başlamış. Karıncaları onu ziyarete gelmiş.
''Neden beni tek ettiniz karıncalarım!'' diye bağırmış karıncacı gözyaşları içerisinde.
Bunu duyan karıncalar birden harekete geçmişler. Binlerce karınca sanki birbirine yaklaşıp bir şekiller oluşturmaya çalışıyormuş. Adam yatağından biraz doğrularak incelemeye başlamış. Evet! Karıncalar bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Yavaş yavaş yaptıkları şekiller anlamlanmaya başlamış. Karıncalar birbirleriyle yan yana gelerek yazı yazıyorlarmış.
Adam, karıncaların yazısını zorlanarak okuyunca yaptığı hatayı, karıncaların onu neden terk ettiğini anlamış ve kendinden utanmış...
Yazılan cümle şuymuş:
Karıncayı bile incitmem deme, 'bile'den incinir karınca

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİKÂYELER KİTABI
ChickLitEtkileyici gençlik öyküleri arşivi. HER HAFTA YENİ BİR HİKÂYE.