Biraz daha zaman

735 9 0
                                    

Yaklaşık 1 hafta olmuştu. Eylül'le berber zaman çok hızlı geçiyordu. Artık onunlaydım ve her an yanımda olabiliyordu. Bazen yemek için restoranlara gidiyorduk bazense evde yiyorduk. Artık 12. sınıfın sonlarına yaklaşmıştık. Sınavlar bize adeta baskı yapıyordu ve bu benim hoşuma gitmiyordu. Artık Eylülü göremiyordum. Bir gün eylülü arayıp ona eskisi gibi beraber ders çalışmak istediğimi belirttim. O bunu büyük bir samimiyetle kabul etti. O gün bize geldi onla beraber dersleri yaptık ve sınavlara çalıştık. Sonunda yorulmuştuk. Ben uyuya kalmıştım. Eylülse başka bir yerde uyuya kalmıştı. Sabah erkenden uyanan Eylül kahvaltıyı hazırladı ve beni uyandırdı. Ben şaşkın bir şekilde ona bakıyordum. O kahvaltıya başlamıştı bense ona bakmaktan kendimi alamazken birden saati fark ettim ve kahvaltımı yapıp hemen eylülü öpüp koşmaya başladım. Aksam eve geldiğimde eylül yoktu. Nereye gittiğini merak ettiğimden hemen onu aradım telefonu kapalıydı. Bir taraftan korkuyordum. Bir taraftan da bir şey olmaz diyordum. Günler yavaşça geçiyordu. Eylülden hala haber alamamıştım. Onu çok özlemiştim. Artık tek başımaydım hikayem yoktu tek anlatacağım geçmişti ve size bunları anlattım hayatım artık bomboş. İşte zaman geçiyordu ve ben bunu fark etmiyordum. Ne yapmam gerekiyordu. Ne olursa mutlu olurdum. Artık eylül yoktu tutunacak dal kalmamıştı. Her gece dışarıdaydım artık ve ailem bu durumdan rahatsız oluyordu. Ben neden rahatsız olduklarını anlamıyordum sürekli onun eylülün gitti zaman aklıma geliyordu. Sabah kahvaltıyı yapmıştım. Okula doğru yol almıştım. Okula vardığımda bana herkes "ne oldu?" "İyi misin?" Diye soruyorlardı. Artık bu olaydan çok rahatsız olmuştum. Her kim sorarsa kaba bir şekilde onları uzaklaştırmaya başlamıştım. Günler geçmişti mezuniyet gelmişti. Ben ise mezuniyet partisine katılmamıştım. Hayatım bana zehir olmuştu resmen. Artık içim acımıyordu. Beni her sevenin gittiğine alışmıştı kalbim ve bundan nefret ediyordum. Seviyordum, ayrılmak zorunda kalıyordum ve asla tam olarak bağlanamıyordum. Herkesi anlıyordum. Ama kimse beni anlamıyordu. Yine yaz tatiline girmiştik. Yaşım 19 olmuştu. Artık zaman baya beni eline geçirmişti. Sevda'da olduğu gibi duvarlara bakar olmuştum. Günler geçiyordu bense kendimden geçmiş bir vaziyette bekliyordum elbet bir gün gelir diye fakat gelmedi. Daha yaz tatilinin başındaydım. Bu benim moralimi azda olsa düzeltiyordu. Bir gün kendime aşırı derecede güvenmeye başladım. Odadan normal bir şekilde çıktım ve dışarıya doğru yol aldım. Mutlu değildim ama üzgün de değildim. Dolaşmaya başladım. Bir çok insan gördüm hepsi çok mutluydu. Bazıları sevgili, bazıları ise yakın kanka. O zaman anladım sadece sevdiklerim yokmuş. Beni sevebilecek bir sürü kişi varmış. Tanımadığım kişilerden böyle bir his duymak cidden çok tuhaftı ama bir taraftan da hoştu. O gece eve gittim. Mutlu bir şekilde yatağa atladım ve olanları düşünürken uykuya daldım. Sabah olmuştu, erkenden kalkıp spor yapmaya çıktım.kahvaltı olarak çay ve simit aldım. Kahvaltıyı yaptıktan sonra spora devam ettim. Saat daha erkendi ve benim sporum bitmişti. Bir bankta oturup denizi izlemeye başlamıştım. Mükemmel bir gündü ve çok sakindi. Oracıkta dalı vermiştim denizin aşina ile dans edişine. Sonra bir anda kendime gelmiştim. Sebebiyse yanımda aniden beliren bir amcaydı. Görünüşe göre açtı. Bana bakmıyordu sadece olduğu yerde duruyordu. Bense onun aç olduğunu anlamıştım ve aniden oradan ayrılmıştım. Hemen oradaki simitçiden 2 simit 2 çay söylemiştim. Geri oraya geldiğimde amca hala orada oturuyordu. Hemen onla sohbet etmeye başladım. Amca çok iyi biriymiş ailesini aç bırakmamak için her gün çalışıyormuş fakat eşi memnun değilmiş daha çok para istiyormuş. Adam ne kadar çalışsa da ona yettiremiyormuş sonunda eşinden ayrılmış. Adamın bir kızı varmış. O 12. Sınıf öğrencisiymiş fakat ona bakamayacağımdan dolayı annesinde kalmış. O arada çaylar ve simitler gelmişti. O anlatıyordu ben dinliyordum. O anlatırken kendimden geçmiştim ama her dediğini anlıyordum. Yaklaşık 1-2 saat konuştuk ve sonra kalktık. Amca çok mutluydu, aynı şekilde bende öyleydim. Amca giderken arkamdan "Yarın yine gelirsen buralardayım." Diye seslendi. Bense "Gelirim yarında." Diyerek cevap verdim. Oradan uzaklaştım. 11.47 ben hala spor yapıyordum. Yine uzun bir süre yürüdüm ve bir bankta oturdum. Bu sefer ortalıkta kimsecikler yoktu. Cebimde de fazla para yoktu. İçimden "Acaba bir işe girsem ne olur?" Dedim. Sonraki gün kahvaltı yaptığımız dayıların oraya gidip. "Burada çalışabilir miyim?" Diye sormuştum ve oranın sahibinin cevabı olumluydu. Parayı günlük alıyordum. Günlük param 40 TL idi. Ben paramdan memnundum. Adamda benden memnundu. Öğleyin dinlenebiliyordum. Dinlenme saatim 12'den 1'e kadardı. O arada ise sohbetine doyum olmayan o amcanın yanına gidiyordum. O amca her gittiğimde o bankta beni bekliyordu. Nedenini merak ettiğimde ise "seni bekliyorum kimsem yok" diyordu. Ben bu dediklerinden çok etkilendiğim için her dinlenme zamanında onun yanına gidiyordum. O sırada elimde baya para birikmişti.
Yine bir akşam eve gittim. Bu sefer televizyonu açtım eylülle olduğumuz zamanki gibiydi...

GünaydınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin