2 / telephone number

2.3K 166 19
                                    

İşte yine oradaydı. Dikkatini çekmemeye çalışarak kafeye girdim. Ardından boş bir masaya oturdum. Bu sırada Lisa kulaklarında her zaman olduğu gibi kulaklıklarla işlerini yapıyordu. Ne kadar tatlı göründüğünü fark ettim. Saçlarını at kuyruğu yapmış ve kahkülleri alnından dökülüyordu. Üstünde genellikle tarzı olduğunu düşündüğüm oversize bir baskılı tişört ve tişörtten çok az belli olan dar kot şort vardı.

Sipariş için gelen garsonu gönderip önümdeki kitapla uğraşıyormuş gibi yaparken Lisa'yı izlemekten kendimi alıkoyamıyordum.

Ah biraz da kendime kızıyordum. İki yıldır eşcinsel olduğumu biliyordum. Bu yüzden etrafımdakilere daha da dikkatli davranıyordum. Kimsenin kalbini kırmamak için. Şimdiyse Lisa'yı daha tanımıyordum bile ama sürekli onu görmek istiyordum. Üstelik kız kızlardan hoşlanmıyor olabilirdi bile.

Dışarıdan görüntümün aksine kalbim çok hızlı çarpıyordu. Kalkmakla kalkmamak arasında kalırken siparişimi getiren garson büyük bir gürültüyle yere yapıştı. Bunun üzerine istemediğim kadar dikkati üstüme çekmiştim. Şöyle bir göz atınca Lisa'nın da buraya baktığını gördüm. Ah evet şimdi kaçamayacaktım.

"Özür dilerim efendim. Hemen yenisini getiriyorum."

Kafamı anlayışla salladım ve beni çoktan görmüş olan Lisa'ya baktım. Göz göze gelince bir kez daha o tatlı bakan gözlerinde kaybolacak gibiydim. Bu kız beni fazlasıyla geriyordu. Sadece gülümsedim ardından yerimden kalkıp ona doğru yürümeye başladım.

Özgüvenimin en iyi yanlarından biri de pat pat aklıma ne geliyorsa onu yapabilmemdi. Sonuçları kötü olsa da.

"Hey Lisa."

O da sanki gerilmiş gibiydi.

"Hey."

"Nasıl gidiyor?"

"Eh işte. Biraz ağır şartlarda çalışıyorum da denebilir."

Bunun üstüne güldüm. Bir süre bakıştıktan sonra diyecek bir şey bulamadık. İkimiz de bu durumdan rahatsız gibiydik.

"Siparişin gelmiş gibi görünüyor."

Kafasını omzumdan uzatıp az önce oturduğum masaya bakıyordu. Ben de o tarafa bakınca kahvemin gelmiş olduğunu gördüm. Bilerek şirin şirin Lisa'ya baktım.

"Acaba birazcık işini bırakıp bana eşlik etmenin bir sakıncası var mı?"

"Aslında çok isterdim ama Bay Sergio- yani patronum aylaklık yaptığımı görürse beni kovabilir."

Yüzümde buruk bir tebessüm yayıldı.

"Ah tabi anlıyorum. O zaman bir kahve borcum var sana? Ne dersin?"

Geldiğimden beri ilk kez rahat bir şekilde gülümsedi. Bunun üstüne keyfim yerine gelmişti.

"Olur derim."

"Pekala o zaman numaramı vereyim sana."

Numaralarımızı alırken heyecanlı gözükmemeye çalıştım. Kesinlikle bu kızdan hoşlanıyordum. Gülümseyerek bana baktı.

"Güzel olacağa benziyor."

angel / jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin