20 / pay back

1K 73 21
                                    

Dersteyken gelen mesaj dikkatimi dağıtmıştı. gözlerimi profesörden kısa süreliğine ayırıp telefonuma çevirdim. Jennie'den mesaj vardı. İşte sevineceğim bir haberdi.

Hemen mesajlara girip ne attığına baktım.

nini:
Lisa ders çıkışı kampüste olacağım

Ders bitince direkt uç

Kaşlarımı çatarak telefona bakmayı sürdürdüm. Ne demekti bu? Anlam verememiştim ama çok merak etmiştim. Kötü bir şey değildir diye umuyordum. Aramız şu sıralar her zamankinden çok iyiydi ve bunu kimsenin bozmasına izin vermezdim. Hele Rose vakasından sonra.

Dersin geri kalanı su gibi akıp geçmişti. Mesajdan sonra dikkatim dağıldığından not tutamamıştım ama bunu önemseyecek vakit yoktu. Hızla eşyalarımı toparlayıp koşarak amfiden çıktım. Koridoru koşarak geçtim ve kapıya çıktım. Küçücük sevgilim beni ileride bekliyordu. O benden büyüktü ama bunu umursamıyordum. Çünkü minicik bedeniyle ve suratıyla onu yavru kedimmiş gibi görmekten kendimi alamıyordum.

Gülümseyerek yanına gittim. O pek gülümsemiyordu ama takmadım. Dudaklarına şimdilik yetecek kadar bir öpücük kondurdum ve onu dinlediğimi bakışlarımla belirttim.

"Pekala." Kolumdan çekti ve yolun ortasından kenarına geçtik. "Diyeceklerimin hoşuna gideceğini sanmıyorum ama..."

Kalbimin atış hızı daha da artarken hışımla karşımdaki kızı dürttüm. Niye sadece söylemiyordun ki Nini?

"Aslında aması yok. Rose'la olanlardan sonra bunu kafama çok takmıştım. İlk başta intikam almak istiyordum ama sonradan sinirimin geçtiğini fark ettim." Şu ana kadar gayet güzel ilerlemişti. Peki hoşuma gitmeyecek şey neydi? "Dediğim gibi boşvermiştim. Ama dün bir şey öğrendim. Rose geçen ay kürtaj yaptırmış."

Duyduğum şeyle gözlerimi pörtleterek Jennie'ye baktım. Bunu nasıl öğrenebilmişti? Kim demişti? Rose'un hamile kalmış olması çok garipti ve kürtaj yaptırması beni düşündüğümden çok etkilemişti.

"Ve?"

"Ve belki de intikamımı alabilirim?"

İkinci bir şok dalgası yine üstümden geçmişti. Tabi ki de Jennie'nin böyle bir şey yapmasına izin vermeyecektim. Birincisi hiç ona göre bir hareket değildi ikincisi Rose ne yapmış olsa bile bunu hak etmiyordu. Bu yüzden Jennie'nin omzularından tutup ona dikkatle baktım ve konuştum.

"Jennie, hayır. Bu çok ileri gitmek olur." Kafamı iki yana salladım. "Yapma bunu."

Sızlanır gibi olunca onu daha da sıkı tutup benimle göz teması kurmasını sağladım. Israrlı çabam işe yaramış gibi gözlerini devirdi.

"Pekala bir şey yapmayacağım. Ama en azından böyle bir şeyi bilip de sessiz kalamam."

Bunda haklıydı ama kesinlikle Rose'a karşı kötü bir hareket yapacak olursa ona izin vermezdim.

"Ne yapacaksın peki?"

"Sadece Rose'la konuşacağım." Ardından sırıtarak ekledi. "Ve bir daha bizi rahatsız etmemesini sağlayacağım."

İstemsizce gülümsedim. Jennie tam bir şeytandı ve ondan korkulurdu. Keşke bu tavrı beni bu kadar tahrik etmeseydi.

"Jennie bana söz ver. Ailesine bir şey demeyeceksin. Ona zarar verecek hiçbir şey yapmayacaksın. Sadece konuşacaksın. Tamam mı?"

İkinci kez göz devirdikten sonra omzundaki kollarımı aşağı indirdi ve kafasını sallayarak bana söz verdi. Ardından yüzümü ellerinin içine alıp beni öptü.

"Şimdi kaçmam lazım. Çıkışta Rose'la konuşacağım. Sen de gel ama uzaktan izle."

Kafamı sallayıp onu gönderdikten sonra okula geri döndüm.

*

Pekala yaklaşık on beş dakikadır Jennie ve Rose karşı masamda oturuyordular ve hala ortalık savaş meydanına dönmemişti. Jennie her ne yapıyorsa bu işte iyi olduğu kesindi.

Rose'un tepkisini ölçmeye çalışıyordum. İlk öğrendiğinde geçirdiği şok belli olacak şekilde yüzüne yerleşmişti ama şu an daha çok korku hakimdi yüzüne. Ailesinin bunu öğrenecek olma düşüncesinin onu ne kadar korkuttuğunu görebiliyordum. Bu işin bir parçası olmak üzücüydü ama Jennie'nin dediği gibi bu Rose'un Jennie'yi sonsuza kadar rahat bırakmasının tek yoluydu.

Bir süre daha konuştuktan sonra Rose hışımla ayağa kalktı. Gitmeden önce bana da son bir bakış attı ve başka da bir şey demeden çıkıp gitti. Sanırım bu beladan da kurtulmuş olmuştuk.

Jennie zafer gülümsemesiyle yanıma dönerken istemsizce gülümsedim. Çok tatlıydı. Hemen yanıma oturdu ve olanları kısaca özet geçti.

"Sonuç olarak Rose bir daha beni rahatsız edemez." Masanın üstünden elimi tuttu. "Bizi rahatsız edemez."

"Senden korkmalı mıyım?"

Jennie bunun üstüne kıkırdadı ve cevapladı.

"Benden tek korkmaması gereken tek kişi sensin."

Bana doğru eğildi ve dudaklarımızı birleştirdi. Bu his beni zevkten dört köşe yapıyordu. Jennie'yi öpmek benim için uyuşturucu etkisine değer bir şeydi.

"Sana asla zarar vermem bunu biliyorsun."

Kafamı sallayıp ona baktım. Kafede olduğumuzu unutmuş ve dünyada sanki sadece ikimiz varmış gibi hissediyordum artık.

Onu kafamı sallayarak onayladım. Bana bir zararı gelmeyeceğini biliyordum. Jennie bunu asla yapmazdı.

"Pekala Rose'dan kurtulduğumuza göre kutlama yapmaya ne dersin?"

Sorduğu soruya anlamlı bir şekilde güldüm. Bu ne demekti peki?

Cilveli bir ses tonuyla konuştum.

"Olur derim. Ne zaman istersen."

O da aynı havaya girmişti artık.

"Bu akşam, sizin ev."

Gülümseyerek onayladım. Bu akşam fazlasıyla güzel bir kutlama olacaktı.

*

Bu bölüm nedense hoşuma hiç gitmeyen bir ara bölüm oldu ama başka bir şey de yazamadım doğru düzgün :(

Umarım sıkılmamışsınızdır çok.

Finale gidiyoruz......

angel / jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin