angel / jenlisa

12 / party again

Jennie gelene kadar heyecandan ilk kahvemin sonuna gelmiştim. Gergindim çünkü utanıyordum. Yaptıklarım yüzünden yani. Özür dilemek ve onu bir arkadaşımın partisine davet etmek için çağırmıştım.

Ben kahvemin son yudumunu içerken Jennie kafeye girdi. Sadece şort ve omzu açık sade bir üst giymesine rağmen göz kamaştırıcı duruyordu. Upuzun dalgalı saçlarını masaya otururken önüne gelmesin diye tek omzuna attı. Kesinlikle o saçlara dokunmak istiyordum.

"Merhaba."

Gülümsemeye çalışarak ona cevap verdim.

"Sana da." Yutkunarak direkt konuya girdim. "Jennie biliyorum çok aptalca davrandım. Gerçekten üzgünüm-"

Sadece elime dokunması beni susturmaya yetmişti. Bana gülümseyerek bakıyordu. O kahverengi gözlerinin içinde kaybolabilirdim.

"Lisa gerek yok. Sadece küçük bir anlaşmazlık çıktı sanırım. Tabi bilmiyorum ne olduğunu ama..."

Soru sorar gibiydi bu biraz. Utanarak elimi geri çektim ve göz temasını kestim. Bunu söylemek istemiyordum. Ona bir kere kızlardan hoşlanmadığımı söylemiştim. Şimdi salakça olacaktı. Yani durup onu kıskandığımı söyleyemezdim.

"Ben... Bunu söylemek istemiyorum. Önemli de değil zaten."

Jennie çok bilmiş bir şekilde gülümseyerek gözlerimin içine inatla bakıyordu.

"Pekala. Bunun Hannah'yla bir ilgilisi var mı peki?"

Çok büyük bir salaklıkla birden ona gözlerimi pörtleterek baktım ve inkar etmeye giriştim. Ah! Cevap vermesem daha az belli ederdim.

"Ne? Hayır! Hannah'yla hiçbir alakası yok."

Tam emin olamadığım bir şekilde hmm dedikten sonra konuyu uzatmadı ama büyük ihtimalle her şeyi anlamıştı. Kızarmam, bakışlarımı çekmem, birden savunmaya geçip olanları inkar etmem... Tanrım tam bir maldım!

Hemen konuyu değiştirdim. Ona partiden söz etmeliydim.

"Şey- Çağırmamın sebeplerinden biri de şeydi, bir arkadaşımın partisi var yarın akşam. Benimle gider misin diyecektim."

Kulağa fazla randevu gibi geliyordu ama bundan başka nasıl sorabilirdim ki? Umarım kızarmam geçmiştir diye düşünerek Jennie'den bir yanıt bekledim.

"Evet gelirim. Eğlenceli olur!"

Karşılığında gülümsedim. Bence de güzel olacaktı. Jennie'yle aram düzeldiğine göre her şey güzel olacak gibiydi. Hem belki de yarın bir şeyler olabilirdi.

"Peki, ben hemen içecek bir şey alıp geliyorum. Sen de ister misin? İçeceğin bitmiş."

Hayatımın en utanç verici anlarından sonra Jennie'nin konuyu bambaşka bir yere çekmesi beni rahatlatmıştı. Acilen beni çarpacak bir şey istiyordum. Böyle çarpsın ki biraz akıllanayım ve kendimi rezil etmeyeyim.

"Koyu kahve." Daha da dibe batarak ekledim. "En koyusundan olsun lütfen."

*

Shipleyenleriniz varsa eğer Chaelisa ve Chaesoo hikayelerime bakarsanız sevinirim :)