17 / cousin

1.2K 108 36
                                    

"Jennie bunun abartılı olmadığına emin misin? Yani altı üstü bir doğum günü sonuçta."

Lisa ona zorla giydirdiğim Chanel elbiseye aynadan bakarken kaşları çatıktı. Normalde onun gibi süslenmeyen birine göre evet biraz fazlaydı ama gideceğim yer için gayet normal duruyordu ve göz kamaştırıcı.

Beyaz dar bir elbise giymişti. Elbisenin bel kısmından göğüs kısmına doğru çıkan ama abartılı durmayan tülleri Lisa'nın gıcığına gitmişti belliydi. Ama bana göre muhteşem görünüyordu. Sadece o alışık değildi.

"Harika görünüyorsun Lisa. Daha da irdelemeyi kesmelisin. Hadi şimdi sana güzel bir makyaj yapalım."

Lisa gülümseyerek bana döndü. Ben de ayağa kalkıp ona doğru ilerledim ve onu öptüm. Ayrılınca onu makyaj masama yönelttim ve küçük sandalyeme oturttum. Onu bebeğim gibi kullanmak çok eğlenceliydi.

Makyaj malzemelerimi çıkarıp sanki mümkünmüş gibi Lisa'yı daha da güzelleştirmeye başladım. Allıkla yanaklarını kızartıp güzel bir göz makyajı yaptıktan sonra yüzüne renk gelmiş ve normal halinden çok farklı durmuştu.

"Lisa... Çok güzelsin. Bazen seni kıskanıyorum."

Lisa iltifatıma ve kıskançlık itirafıma kıkırdadı ve ellerimden çekip beni öptü.

"Böyle düşünüyorsun çünkü kendinin ne kadar güzel olduğundan haberin yok." Saçlarımı elleriyle taradı ve omuzlarımdan dökülmelerine izin verdi. Ardından yüzümü okşayıp küçük bir öpücük daha kondurdu dudaklarıma.

"Her ne kadar seni tüm gün öpmeyi yeğlesem de gitmemiz gereken bir parti var Manoban."

*

"Tanıştığıma memnun oldum Lalisa."

"Ben de öyle Eva."

Lisa'yı arkadaşım ve doğum günü kızı Eva'yla tanıştırdıktan sonra nihayet biraz baş başa bir köşeye çekilebilmiştik. Havuz kenarındaki masalardan birine dayanmış ayaklarımın ağrısını geçirmeye çalışıyordum.

"Eva çok tatlı bir kızmış."

Gülümsedim ve Lisa'yi onayladım.

"Evet öyledir. Onu küçüklükten beri tanırım."

Lisa'nın suratı düşer gibi olmuştu. Bir saniye kıskançlık mı seziyordum ben yoksa? Ah Lisa ve Lisa'nın geniş hayal dünyası. Bu kızı sevmemin nedenlerinden biri de her şeyi bir romanmış gibi görmesiydi. Çok geniş bir hayal gücü vardı. Ama bazen aramızı bozacak diye çok korkuyordum. Yani bu gibi durumlardan.

"Bana kıskanmadığını söyle."

Hemen omuz silkti ama tavırlarından bir şeyler olduğunu hala seziyordum.

"Yoo. Sadece sana bakış şekli garibime gitti."

"Hadi ama Lisa öyle bir şey yok." Ama partiye dönüp Eva'yla göz göze gelince belki Lisa'nın biraz haklılık payı olduğunu kabul etmiştim. Tekrardan ağzımı açmıştım ki birden sustum. Ben mi hayal görüyordum yoksa şu an karşımdaki kişi o muydu?

"Jennie iyi misin?"

Lisa'nın sorusunu es geçip karşımdaki kişiyle göz göze gelmemek için bakışlarımı çektim. Ama geç kalmıştım. Çoktan beni fark etmişti.

"Ah harika."

Lisa şaşkınca bir bana bir etrafına bakıyordu. Anlamamıştı ama bunu ona sonradan açıklayabilirdim. Şu an bana doğru yürümekte olan çok sevgili kuzenim Rose ile ilgilenmeliydim.

Roseanne Park. Küçüklüğümden beri nefret ettiğim kuzenim Rose yıllar sonra karşıma çıkmıştı. Onu en son lisenin ilk yılı görmüştüm. Ardından o okul değiştirince bir daha da görüşmemiştik. Teyze çocuklarıydık ve aramızda hep bir rekabetle büyümüştük. Bunun sebebi ailelerimizdi. Her zaman bizi yarıştırırlardı ve bu da Rose ve beni düşman yapmış sayılırdı.

"Selam Jennie."

Kaçmanın bir mantığı yoktu. Gözlerimi devirip ona sıkıldığımı gösteren bir bakış attım.

"Sana da merhaba Rose."

Lisa ise şaşkınca ama yine de sessizce bir şey demeden bizi izliyordu. Hayır o ikisini tanıştırmayacaktım. Onu tanıyordum kesinlikle Lisa'ya benimle ilgili kötü şeyler anlatırdı.

"Beni arkadaşınla tanıştırmayacak mısın Jennie?"

Ultra sahte bir gülücükle onu yanıtladım.

"Buna hiç gerek yok Rose."

Aynı gülümsemeyi o da suratına yerleştirip Lisa'ya döndü. Lisa şaşkınlığı atmış onunla bakışıyordu şimdi de. Harika! Elimi alnıma koyup sadece onları izledim.

"Merhaba ben Rose. Roseanne Park. Jennie'nin kuzeniyim."

Lisa gülümsedi ve Rose'la el sıkıştılar. Ah Lisa keşke bilsen o kızın ne kadar sinsi olduğunu.

"Ben de Lisa Manoban. Jennie'nin kız arkadaşıyım."

Rose kaşlarını kaldırarak bana baktı. Bunu beklemediği kesindi.

"Tebrik ederim Jennie. Hiç de arayıp sormuyorsun bak neleri kaçırmışım böyle."

"Pekala artık sevgilimle de tanıştığına göre ikilesen mi Rose?"

Rose gülümseyerek bu-kadar-kaba-olma-şekerim bakışı attı ve hemen cevabı yapıştırdı.

"Pekala pekala. Zaten arayı kapatmam gereken birçok kişi var. Size iyi eğlenceler."

Uzaktan bana öpücük yolladı. Ah keşke bu kadar güzel olmasaydı. Ondan daha da çok nefret etmemi sağlıyordu çünkü. Ayrıca onunla daha çok rekabet etmemi de. Her şeyde hemen hemen eşittik ve ben bundan hiç hoşlanmıyordum.

Bana öpücük attıktan sonra Lisa'yla gereksiz ve samimi bir şekilde sarıldı. Elinin belindeki duruşunu hiç beğenmemiştim işte. Çok istekli bir şekilde Lisa'ya sarılıp yanaklarından öptü. Ardından masamızdan ayrıldı.

Pekala şimdi az önce olanlar neydi? Lisa'ya öyle samimi mi davranmıştı yoksa ben mi farklı algılamıştım? Umarım ben yanlış algılamıştım çünkü eğer o Lisa'yı gözüne kestirecek kadar ileri gittiyse ben de kendime hakim olamayıp saçına yapışabilirdim.

Sinirle soluk verip önümdeki şampanya kadehini kafama dikledim. Buradan gitmek istiyordum.

"Jen iyi misin sen?"

Kafamı hışımla sallayıp Lisa'ya döndüm. Onu endişelendirmemek için gülümsemeye çalıştım fakat becerebildiğimi sanmıyordum.

"Gidelim mi sevgilim?"

Lisa kafasını salladı ve bana sarıldı. En azından az önce olanlardan sonra şimdi daha iyi hissediyordum.

*

Haaiii şey merak ettim. JiRose destekleyen var mıdır aranızda?

angel / jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin