18 / bitchin'

1.4K 91 74
                                    

"Şunu da uzat bakalım."

Jennie'nin uzattığı kolileri alıp el arabasına yükledim. Ardından ikimiz de dolu birer el arabası çekerek içeri girdik. Alt kattaki ilgili rafları bulup kolileri açmaya başladık. İkimizin de sıska olduğunu düşünürsek biraz ağır kaçıyordu ama iyi hallediyorduk yine de. Hele de Jennie gibi bir kızın bile böyle bir işte çalışması beni özellikle şaşırtıyordu. Benimle barıştıktan sonra işten ayrılır sanıyordum ama hala burada çalışıyor ve bana yardımcı oluyordu. Sanırım beni cidden seviyordu yoksa buradaki işler uğraşılacak gibi değildi.

"Geçende azıcık bahsetmiştim ama umarım unutmamışsındır. Bu akşam ailemin verdiği yemeği biliyorsun değil mi?"

Elimdeki kitapları yerleştirirken kıkırdadım.

"Bana mı öyle geliyor yoksa sen beni sosyete dünyasına mı sokmaya çalışıyorsun?"

İğnelememe gülerek yanıt verdi.

"Böyle olmadığını biliyorsun."

"Sadece dalga geçiyordum Jen. Geleceğimi biliyorsun."

Bu akşam Jennie'nin ailesi bir yemek veriyordu. Sanırım benim şerefimeydi. Emin değildim ama büyük ihtimalle böyleydi çünkü Jennie ailesine daha yeni benden bahsedebilmişti ve ailesi de destekleyici ailelerden olduğu için bir kutlama yemeği vermeye karar vermişti. Yani tahminimce böyleydi işte. Açıkçası ailesi ile tanışmaya da çok heyecanlıydım.

"Güzel. Zaten neredeyse kimse olmayacak. Sadece annem, babam ve birkaç akrabamız olur."

Kafamı sallayarak işime devam ettim. Aile demişken aklıma geçende tanıştığım Jennie'nin kuzeni gelmişti. Jennie bana bu konuda hiçbir şey söylememişti fakat bir şeyler olduğunu anlayabiliyordum. Rose denen o kızdan hoşlanmadığı belliydi ama bununla ilgili sorularıma cevap vermekten kaçıyordu ve açıkçası bunu neden yaptığını bilmiyordum.

Rose... Rose tatlı ama biraz şımarık bir kıza benziyordu. İkisinin arasında bir şeyler olduğu kesindi ama Rose bunu takmıyor gibi duruyordu. Jennie'nin aksine. Ayrıca çok güzeldi. Gerçekten güzeldi ve Jennie ve onun ailesinin ne kadar mükemmel genlere sahip olduğunu kanıtlamıştı.

"Ne düşünüyorsun öyle?"

Afallayarak kafamı kaldırıp Jennie'ye baktım. Ne düşündüğümü söylersem muhtemelen aramızda bir savaş başlatırdı. Bu yüzden aklıma ilk gelen yalanı söyledim.

"Ne giysem diye düşünüyordum."

"Benim dolabımdan alabilirsin?"

Güldüm ve kafamı hayır anlamında salladım.

"Teşekkürler kendi daha az süslü kıyafetlerimle yetinebilirim."

Jennie de bunun üstüne gülerken kitapları raflara dizmeye devam ettik.

*

"Anne, baba, bu Lisa."

Jennie beni ailesine takdim ederken gülümseyerek başımla selam verdim. Ailesi de aynı şekilde gülümseyerek baktılar. Annesi önce lafa girdi.

"Seninle tanıştığımıza çok memnun olduk canım. Jennie senin sayende daha mutlu ve dışa dönük biri oldu. Bunun için ne kadar teşekkür etsek az."

Utangaçlığım baş gösterip kızarmıştım yine. Teşekkür ettikten sonra ikimizi de masaya davet edip kısa bir duyuru yaptılar.

"Değerli konuklar, verdiğimiz yemeğin onur konukları..." Bay Kim eliyle Jennie ve beni işaret edince gözler üzerimize döndü. Jennie ben daha fazla utanmayayım diye elimi tutup güven verircesine sıktı. "...sevgili kızım Jennie ve tatlı kız arkadaşı Lalisa Manoban."

angel / jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin