Bölüm 4

234 72 58
                                    



Merhaba!Yaz tatilinizin son günleri nasıl gidiyor? Okul için heyecanlı mısınız?Ben çok heyecanlıyım !

Çok beklettim biliyorum ama olabildiğince uzun bir bölümle sizlerleyim. Umuyorum ki bölümü seversiniz. 

lütfen bol bol satır arası yorumu bırakın düşünceleriniz benim için altından farksız ve de oradaki küçük yıldızcığada dokunmayı unutmayın sizin yorumlarınız ve oylarınız bana daha çok yazma isteği veriyor .

iyi okumalar dilerim  .. :) 


Sırlar ve yalanlar dünyadaki panzehiri olmayan tek zehirdir , bir yalan söylersin ve o yalanı kapatmak için bir yalan daha söylersin .Bir bakmışsın  yün gibi bir birine dolanmış bir sürü yalanların var .Bu yalanlar en büyük sırlarınız olur , sizi içten içe fetheder ve kavurur.Sizi yönettiklerini bile fark etmeden yaşarsınız lakin bir an gelir o sırrınız gün yüzüne çıkar ve gerçekler tüm sertliği ile yüzünüze çarpar.

Tıpkı keskin rüzgarın acımasızca yüze vuruşu gibi etinizi sızlatır. Kanatmaz , yara oluşturmaz ama öyle bir iz kalır ki o izi kaburgalarınızın altında acı acı inlediğini hissedersiniz.Tıpkı benim hissettiğim gibi , yaklaşık yarım saattir bir motorsikletin üstünde doğruları öğrenmek adına gidiyordum.Rüzgar yüzüme çarpıyor hiç acımıyordu ama zaten buna gerek yoktu uzun süredir yalanlar içerisinde yaşamak daha acı vericiydi zaten.

Yol ıssızdı , daha önce gelmediğim ve de görmediğim bir yerde olduğumuzdan emindim.Yanımızdan ağaçlar hızla geçip gidiyor ardımızda kalıyordu.Ne tuhaf bir şanstı Atlas ile tanışmak .Hiç ummadığım şeyler yaşarken hayatıma atlayıvermişti. Ona karşı çok tuhaf bir şekilde güven hissediyordum ama bu güven bir dosta duyulduğu güvenden fazlası değildi.Hayatıma bir dost girmeyeli sanki bin asır geçişti.

Dalmış bir vaziyette kafamın içindeki seslerle boğulurken motorun durduğunu Atlasın aniden önümden kalkması ile fark edebilmiştim.Etrafta sakince göz gezdirip motordan indim.

"Neredeyiz biz ?Burada ağaçtan başka bir şey yok "

Kafamdaki kaskı çıkarmaya çalışırken gözlerim merakla etrafta geziniyor anlamaya çalışıyordu.Atlas bana gülüp kaskı çıkarmam da yardımcı olurken "Biraz yürümemiz gerekecek, ormanın  içinde bir kulübe var hedefimiz orası " kaskı yavaşça çıkardı ve genişçe gülümsedi "İşte oldu"

Kaskı motorun üstüne koyup yürümeye başladı , bense bir ördeğin annesini izlemesi gibi paytak adımlarla onu takip ettim.


                              ❄  ❄   ❄             

Uzun bir  süredir yürüyorduk ya da çok sıkıldığım için dakikalar bana özel yavaşlamıştı.Derin bir nefes doldurdum ciğerlerime "Ne zaman varacağız  şu kulübeye ?"Atlas etrafına bakındı ve keskin bir soluk verdi.Keskin gözleri bir şey görmüş gibi büyüdü ve kaşları hilal şeklinde anlını süsledi "Geldik!" arkasına dönüp bana baktı , gözleri uzun uzun bende dolaştı "Hazır mısın?" hazır mıydım? bilmiyordum ama bildiğim bir şey vardı.Kim olduğumu merak ediyordum ve bu konuda ilk barajım gerçekler ile harmanlanmış bir zehir içmekti.Boğazımı yakacak , üzüntü ile karnımı kramplar girmesine neden olacaktı , belkide dramaya sokup ağlatacaktı ama elbet sonunda yüzüm gülecekti çünkü yalan ve sırların ne kadar panzehiri yoksa gerçeklerin panzehiri bir o kadar çoktu.

Kafamı usulca salladım "Hadi gidip gerçekleri öğrenelim !" yüzüne geniş bir gülümseme yerleştirdi ve önüne dönüp hızla kulübenin önüne doğru ilerledi.Beş dakika bile geçmeden vardığımız kulübenin kapısını cebinden çıkardığı bir anahtar ile açtı .Kapı uğursuz bir gıcırtı ile açıldı bize içeriyi gösterdi.İçeride pek bir şey yoktu sanki burası öylesine varmış gibiydi sanki kimse yaşamıyormuş gibi.

Başlangıç(DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin