Bölüm 5

207 66 37
                                    


Şarkı ; 

Colbie  Cailliat - When The Darkness Comes 

 30 Ağustos Zafer Bayramınızı  kutlar , iyi okumalar dilerim ... :)



Fotoğraflar...

Fotoğraflar yüzyıllar geçse bile o anı yaşamamızı sağlar. Günler,aylar hatta ve hatta yıllar geçer ama siz o ana hapis kalırsınız.

Bir zaman yolculuğuna çıkar,geçmişe dönersiniz. Çocukluğunuz,gençliğiniz her anınız aklınızdan bir film şeridi gibi geçer lakin hiç bir zaman gitmez. Orada bir acı gibi kalır.

Neden mi acı gibi kalır?

Çünkü isteseniz bile artık geri dönüşünüz yoktur.Zaman hızla akar geçer ve bir ömür geçse bile o fotoğraflarda, o insanlarla bir asır asılı kalırsınız.Komiktir ya yanınızdaki kişiler hayatınızdan çıkıp gider ama siz o fotoğrafta hala birbiriniz için gülümsüyor olursunuz.

Ne kadar zamandır bilmiyorum, zaman benim için yaklaşık bir kaç gündür yoktu.Odamdan çıkmıyor, yemek yiyemiyordum sadece odamda oturuyor ve fotoğraflara bakıyordum. Eski aile albümüne.Onlara hala öğrendiğimi söylememiştim, söyleyememiştim dilim bir türlü varmamıştı o cümleleri kurmaya.Onları üzmek istemiyordum her ne kadar öz olmasa ailemdi onlar benim nasıl yıkardım kalplerini.

Elime beş-altı yaşlarımda olduğum bir fotoğrafı aldım.Bir parktaydık, babam bana ilk bisikletimi almıştı.Bisikletin koruma tekeri olduğu halde sıkı sıkı bisikleti tutmuş düşmeme katiyen izin vermemişti.Hemen sürmeyi öğrenememiştim bu  nedenle de ağladığımı anımsıyordum.Zaman çok hızlı akan bir işgence gibiydi acı verici yanı ise gözümü açtığım an geçip gitmesiydi.

O an aklıma su damlasının bir su birikintisine damla damla düşüşü gibi düşünceler damladı.Onlarla öz ailemle hiç böyle bir anım olamayacaktı, hiç bir zaman benim ilk adımlarımı göremeyecek, ilk anne mi ? yoksa babamı? dediğimi bilemeyeceklerdi. Öğrenecekler ama yaşayamayacaklardı çünkü bizden bu anıları çalmışlardı.

Fark etmeden akmaya başlamış olan yaşlarımı elimle sildim.Çok ağlayan yada aşırı duygusal olmamıştım hiç bir zaman hatta arkadaşlarım tarafından duygusuz olar görülürdüm.Filmlere ağlamayı bırakın bir duygu kıpırtısı göstermezdim,korku filmlerinden korkmazdım şimdi ise yüreğim yılların acısını biriktirmiş gibi ağlamak,kusmak istiyordu.Bağırmak ve hınçla savaşmak için yüreğim kabarıyordu.Ailemi kurtarmak için çabalamam gerekiyordu ama her şeyin bir başlangıcı vardı ve bu işin başlangıcı da sırların beni ele geçirmesine izin vermeden  gerçeklik ile gün ışığına sunmaktı.İlk kez gün ışığı bu kadar can yakıcı ve acımasız gelmişti.

Gerçekler acıydı ve benim gerçekliğin dikenleri yüzünden ellerim kanlar içindeydi.Gerçeklik bir güldü ve ben bu akşam ellerim dikenlerden yarılsa da tutacak ve kanlı ellerimle gülü bir yürek gibi yüreğim de taşıyacaktım.

Çünkü gerçekler ne kadar acı olsa da en iyisini hak ederdi.

                                              🌸🌸🌸 


Yaz kendi yerini sonbahara bırakmaya başlamış gökyüzünü gri bulutlar ile süslemişti.İnci tanelerini andıran yağmur damlaları camıma vuruyordu. Kulaklıklarım kulağımda müziğin eşliği ile yağmurun dansını izliyordum.

Kapım bir kaç çalındı ardında annem güzel gülümsemesi ile kafasını kapı aralığından uzattı "Benim güzel kızım.Biraz konuşalım mı?" kafamı onaylar anlamda sallayınca içeriye girdi ve yatağıma doğru adımladı bense kulaklıklarımı çıkarmış onun gibi yatağıma oturmuştum.

Başlangıç(DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin