여섯

2.2K 217 258
                                    

Tüm hafta boyunca ders çalışmıştım. Sınav olduğunu söylemiştiler ve pazartesi günü sınavımız olan matematik sınavı vardı. Az sonra Bay Park gelecekti.

Annemin zoru ile erkenden kalkmak zorundaydım. Tatilken hemde...

Zil çaldığında kitaplarımı alıp aşağı indim. Annem çoktan kapıyı açmıştı.

Bay Park içeri girdi. Bende onu selamlayıp oturma odasına doğru yol aldım. Annem yiyecek bir şeyler getirmişti

"Teşekkürler." dedi Bay Park. Annem ise 'Rica ederim.' manasında kafasını sallayıp odadan dışarı çıktı.

"Nasılsın?"

"İyiyim Bay Park, ya siz?"

"Ben de. Yarından sonra sınavın var, güzelce anlatacağım. Anlamadığın kısımlarda beni durdur."

Kafa sallayıp önüme döndüm.

•••••

Bay Park'ı kapıdan geçirdikten sonra koşa koşa odama gittim. Yatağıma atlayıp gözlerimi kapadım. Tanrım, çok uykum vardı.

Yatağımın yanındaki komidinin üzerindeki telefonum çaldığında oflayarak gözlerimi açtım. Arayan Woo Young idi.

"Efendim?"

"Ya! Yeo Sang. Seni on kere aradım! Neden açmıyorsun?"

Aklıma ilk geleni söyleyip geçiştirdim.

"Görmemişim."

"Şey diyecektim..."

"Evet?"

"Biz şeye gitmek istiyoruz ama San ile tek başımıza gitmek istemiyoruz."

"Neye?" dedim meraklı bir şekilde çıkan sesimle.

"Bar."

"Ne?"

"Evet."

"Yaşımız bile tutmuyor. Ben gelemem. Size iyi eğlenceler."

Başıma bela alamazdım. Ayrıca... Bar hiçte masum bir yer değildi. Hayatımda hiç gitmemiştim.

"Dur! Ya nolursun. Bir kerelik. Hatrıma, hatrımıza. Öleyim mi ben?"

"N-ne saçmalıyorsun Woo Young?"

"İyi ben öleyim."

"Ya saçmalama."

"Geliyorsun değil mi? İtiraz istemiyorum. Saat onbir de."

"Ne?! Anneme ne diyeceğim?"

"Arkadaşımda kalıyorum de. Woo Young'un annesi beni görmek istiyor falan de."

"Eve geri geleceğiz. Farkında mısın?"

"Eve gelirken bizde kalırsın o zaman."

"Ya..."

"Hadi görüşürüz! Gelmezsen bir daha konuşmam."

Telefonu yüzüme kapamıştı.

Saat yaklaşıyordu ve çok tedirginleşmiştim. Arkadaşlarımı kaybetmemek adına kabul etmek zorunda kalmıştım. Aşağı inip annemin yanına gittim.

"Anne."

"Efendim?"

"Ben... Ben Woo Younglarda kalacağım. İzin verir misin?"

"Tabii, senin adına sevindim. Ne zaman?"

"Az sonra..."

"Seni götürmemi ister misin?"

teacher-seongsangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin