"Bugünlük, bu kadar. Zil çaldı zaten. Çıkabilirsiniz."
Kitaplarımı alıp koltuk altıma yerleştirdim.
"Yeosang, bizimle gelsene!"
"Nereye?" dedim San'a.
"Kafeye gideceğiz. Sen de gel." dedi Wooyoung.
Asla. Onlarla asla bir daha bir yere gitmezdim.
"Gelemem. Gitmem gerek. Görüşürüz."
Hızla oradan uzaklaştım. Onlara güvenmiyordum.
=•=
Uyandığımda saat 5:40'tı. Erken uyanmıştım. Çantamı toplayıp annemin yanına gittim. Uyuyordu.
"Anne, ben uyandım. Bir şeyler hazırlayabilir misin?"
Annem gözlerini açıp sinirli bir şekilde baktı.
"Daha erken. Git uyu."
"Ama hazırlandım."
"Televizyon izle." diyerek beni başından savmaya çalışıyordu. Kafamı eğip oturma odasına gittim. Bir şeyler açıp ayaklarımı koltuğa uzattım ve izlemeye başladım. Annem uyandığında bir şeyler hazırlayıp duş almaya gitti. Yedim ve beni götürmesi için annemi bekledim. Duştan çıkıp hazırlandıktan sonra beraber arabaya bindik.
"Görüşürüz." diyerek onu öptüm ve aşağı indim. Okulun içine girdim. Biri, -kimdi bilmiyordum- ben nereye gidersem oraya gidiyordu ve onu tanımıyordum. Aynı sınıfta değildik. Arkamdan geliyor gibiydi. En son dayanamayıp arkamı döndüm. Bana sırıtarak bakıyordu. Utanarak önüme geri döndüm.
Fakat, sınıfıma giderken Bay Park'ı, Bayan Lim ile gördüm. Çok yakındılar. Ve Bayan Lim, onu öptü. Kafamı eğip sinirle yumruklarımı sıktım. Gözlerimin dolmasına izin vermemeye çalışıyordum.
Arkamı dönüp erkekler tuvaletine girdim. Ve çocuk, peşimden geldi.
"K-kimsin?" dedim ağlarken.
"Makyajın akacak, ağlama."
"Makyaj y-yapmam ben." dedim burnumu çekip.
"Neden ağlıyorsun?"
Sessiz kaldım.
"Onu mu seviyorsun?"
"Hayır!" dedim düşündüğümden yüksek çıkan sesimle.
"Evet!" dedi, beni taklit eder gibi.
"S-sana ne..?" dedim bitkin bir halde. Yüzümü yıkamıştım. Uzun süre aynadan izledik birbirimizi. O cevap vermeyince arkamı dönüp soğuk zemine oturdum. O da yanıma geldi.
"Ben Hyun Ki." dedi elini uzatıp.
Uzattığı eli tuttum.
"Ben Yeo-"
dememe izin vermeden konuşmaya başladı.
"Biliyorum."
Bu da kimdi?
"N-nereden biliyorsun? Neden peşimden geliyorsun?"
"Yeosang, belli değil mi? Bilmiyorum. Seni seviyorum. Ama eğer sevdiğin, Bay Park ise..."
Şaşırmıştım. Gözlerimi şokla açtım. Sonra, şoktan çıkınca devam etmesini bekler gibi kafa salladım.
"Sana yardımcı olurum." dedi.
"Neden bir anda çıktın? Bu sabah, az önce. A-anlamadım. Anlayamıyorum sizi! Siz çok değişik insanlarsınız, bu okuldakiler çok değişik."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teacher-seongsang
Fiksi PenggemarBen Kang Yeosang, bir adama tutuluyorum. Gördünüz, kandırılması kolay bir çocuğun tekiyim. •선생• •SeongSang•