" Babam geldiğinde herşey hazır olmalı. Bozkırlarda sofralar kurulmalı. Şehrimizde şenlik olmalı. " dedi Yaki Kralının oğlu Yukan.
" Elbette efendim fakat kervanlarımıza saldırı düzenlendi, bu yüzden yiyecek sıkıntımız var." diye konuştu Kuptar Şehrinin Ticaret birliği yöneticisi Likra.
" Peki ya hayvanlar ?" diye sordu Yukan merakla.
" Hayvanlarımız bildiğiniz gibi her yıldız günü kontrol ediliyor efendim ve problem çıkmadı." diye cevap verdi deneyimli saçları beyazlamış Likra.
" Kervanlarla olan sıkıntımız çözülsün babam burda olduğu zaman sorun olsun istemiyorum Kikan"
" Elbette efendim" dedi, deneyimli komutan Kikan. Kikan, Kralın en önemli ve sadık adamlarından biridir.
" Maten, haitanların bir sıkıntısı var mı? " Haitanlar Bozkır şehirlerindeki din adamlarına Haitan denirdi. Büyücülükle ve din işleriyle uğraşırlar. Bozkır şehirlerinin başkent olarak kabul ettiği Kuptar şehrinde toplantılar yapılır ve sorunlar iletilirdi. Burdaki Mukra adındaki okulda haitanlar yetişir, büyücülük konusunda eğitim verilirdi. Mukra Bozkırın en önemli okuludur. Haitanlar ilim yönündende eğitim görür. Sadece ilim yönünden eğitim görenlerde vardı.İlim adamları haitanlar gibi aynı saygıyı görümuştur. Mukra Bozkırın en önemli okuludur.
" Efendim Haitanlardan gelen bir şikayet veya sorun yok. " dedi Maten. Kızıl sakalı dizine kadar gelmiş olan yaşlı Maten Yakilerin saygı duyduğu bir adam olmuştur. Kral Kikarın babası Tarasardan beri Bozkıra hizmet vermiştir. Bozkırda gittiği her yerde her zaman saygıyla karşılanmıştır.
" Efendiler şimdi gidebilirsiniz. " diyerek toplantıyı bitirdi Yukan. Önce Maten salondan ayrıldı. Sonra Likra ardından Kikan. Toplantı kısa sürmüştü çünkü Yukan sadece vekildi. Fazla deneyimli değildi.
Toplantının ardından Yukan salonun penceresinden şehri izlemeye gitti. Pencereden koşuşturan çocuklar, çalışan insanlar,sokaklar, pazar yeri, ve silah dükkanları gözüküyordu. Ardından toplantı masasına gitti ve sandalyeye oturdu. Sandalye altından yapılmıştı diğerleri gümüştendi. Sandalyelerin etrafına zümrütler işlenmişti. Zümrütler ışıkla buluşunca canlanıyordu.
Yukan sandalyesinde otururken İstihbarattan sorumlu İlark izin isteyerek içeri girdi.
" Yaklaş İlark haberlerini bekliyorum."Kral İstihbaratla ilgili sorunları haberleri her zaman toplantı sonunda dinlemiştir. Yakilerin istihbarat örgütü her zaman sır gibi olmuştur. Herhangi bir sızma yaşanmamıştır. İstihbarat örgütünün başında olan yada istihbaratta çalışan elemanlar Yaki Hanedanının özel olarak yetiştirdiği askerlerdi. İlarkda özel olarak yetişen askerlerden biriydi.
" Efendim bozkır çeteleri kervanlarımıza saldırıyor bu saldırılar her geçen gün artıyor. Babanız savaşa gittiğinde daha da arttı. Bu çetelerin kaynağını bir türlü bulamadık ama hala araştırıyoruz efendim." dedi sıkıntıyla sarı saçlı ve yeşil gözlü İlark.
"Toplantıda bu konu konuşuldu. Kısa zamanda halledilmeli. Kervanların geçtiği yolda devriyeler artırılacak ve kervanların yanında askerler artırılacak. Senin onların kaynağını araştırmaya devam etmeni istiyorum. Sana güveniyorum, babam'da güveniyor."
"Güveninizi boşa çıkarmıyacağım" bu sefer kendinden emindi İlark.
"Umarım. Şimdi gidebilirsin İlark" İlark kapıya tam varırken kapı açıldı ve kahverengi deri giymiş olan muhafız içeri girdi.
"Efendim, gözcü kulelerinden birinden bir Yaki askerinin Larkalon bayraklı bir gemi tarafından Lmiyn Şehrininin Limanına getirildiği haberini aldık."
" Larkolon gemisi mi? " diye düşündü Yukan. "Atımı hazırlayın Lmiyn Şehrine gidiyorum."Muhafız emri alınca hazırlıkları yapmaya gitti.İlark muhafız gidince" Efendim bizde sizle gelelim mi?" diye sordu.
"Sadece sizle gidicem hazırla adamlarını. Muhafızlar burada kalıcak." diyerek fikrini değiştirdi. Ardından İlark dışarı çıktı. Biraz panik ve biraz tedirgin olan Yukan ne yapıcağını şaşırmıştı. Haberi aldığında İlarkın yanında bunu belli etmemeye çalıştı ama İlark çıkınca panik ve tedirgin halini daha fazla içinde tutamadı. Toplantı salonunda dolandı durdu. İlark kapıdan içeri girdikten sonra eski haline döndü.
" Efendim herşey hazır."
" Tamam İlark hemen gidelim." diye karşılık verdi Yukan.
Aslan kürkünü giydikten sonra İlarkla birlikte kalenin dışına çıktılar. Atlara bindikten sonra şehrin çıkış kapısına doğru at sürmeye başladılar. Şehir insanı aç yada sefil değildi. Herkes kraldan memnundu. Vekil kralı görenler selam veriyordu. Vekilde olsa Kraldı ve babası gittiğinden beri çok iyi bir şekilde yönetmişti şehri. Bu selamlara karşılık Yukan'da selam veriyordu. Şehirden çıktıklarında akşam oluyordu.
Lmiyn Şehri Kuptar Şehrine iki günlük uzaklıktaydı. İlark ve adamları üzerlerinde Yaki arması gri kıyafetleriyle Kralın arkasında at sürüyorlardı. Tam on kişiydiler. Kimse onları istihbarat askerleri olduğunu bilmiyordu.İlarkda o yüzden Yukanın yanından at sürmüyordu.Şehirden çıktıktan sonra İlark Yukanın yanına gelerek " Efendim hangi gözcü kalesinde kalacağız" dedi.
" Uvanın bulunduğu gözcü kulesinde kalıcağız, geceye kadar oraya varmış oluruz zaten" dedi Yukan ve ardından hızla atını sürmeye başladı.
Yukan az sonra kaybolacak güneşe bakarak içinden " Kaos başlıyor." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Topraklar
FantasíaKrallıklar ve bu krallıkları oluşturan iki farklı tür; insanlar ve vampirler. Uzun zamandır süren bu iki türün savaşı son mu bulacak yoksa alevlenecek mi ? Bozkır toprakları ve diğer diyarlarda süren maceralar.