“Savaş bitmiş olmalıydı.” diye düşünüyordu Kral Raken Bardok. Kral Raken Bardok güçlü bir yapısı olan esmer saçlı biriydi. Saçlarında seyrek’de olsa beyaz saç vardı. Yüzü üçgen şekilliydi, yaşlılık belirtileri yüzünde’de belirmeye başlamıştı.
Bardok Hanedanın ve ülkesinin kralı veliahtını yolladığı savaşın haberini bekliyordu. Odasının penceresinden şehrin bekleyişini izliyordu. Savaşa neredeyse tüm erkekler gitmişti. Yaşlılar, çocuklar dışında genç delikanlı savaşa katılmak isteyen herkes gitmişti. Savaş için şehrin askerleri dışarıdaki garnizonlardan gelen askerler yeterliydi fakat insanlar bu savaşa katılmak istiyordu. Paralı askerler bile kendi rızaları ile gelip savaşa katılmak istemişti. Ganimetin paralı askerlerde ilgi uyandırdığı söylense de. Onlar sadece ganimet için gitmediklerini söylüyorlardı. Doğru olabilir yada olmayabilirdi dedikleri , bir yandan bu kralı sevindirmişti. Bu savaşta olan birliğin geleceği daha olumlu etkileyeceğini düşünmüştü diğer yandan ise savaşın oluşturacağı birlikten şüpheliydi. Savaş ile oluşan birlik ne kadar doğruydu.
“Giden onca insan” diye düşündü ve odasına yüzünü döndü Raken Bardok.
Odasına baktı. Odanın dışarıya açılan kapısı, kralın yaprak deseni örtüleri ile örtülmüş yatağı ve giysi dolabı vardı. Odanın içinde bir kapı daha vardı o kapı ise kralın çalışma odasına gidiyordu.
Raken Bardok odadan dışarı çıkmak için kapıya yöneldi. Odadan dışarı çıktı, uzun koridoru geçti ve aşağıya inen merdivene yöneldi. Merdiven aşağı inerek tarihi eşyaların bulunduğu müze ve kütüphanenin iç içe olduğu kata indi. Bu katta daha önce boş odaların bulunduğu Bardok Hanedanın Savaşçı Kralı Kras Bardok tarafından yapılmıştır. Kras Bardok savaşçı olmasıyla ünlü olup turnuvalarda yada boş vakitlerinde talim yapmasıyla bilinirdi. Bir yandan da sanatçı kişiliğiyle ön plana çıkmıştır. Resim yapıp heykeltraşlıkla’da uğraşmıştır. Bu iki özelliği bir arada taşıyabilmesi etrafındakileri şaşırtıyordu. Krass Bardok odaların bulunduğu katı müze ve kütüphaneye dönüştürerek kendi ve bildiği önemli insanların sanat eserlerini, eski tarihi eserleri’ de oraya koydurmuştur. Şehrede bir kütüphane yaptırmıştır. Şehirde müze yapmayı düşünmüş ama yağmalanıcağını düşünmüştür. Şehirdeki kütüphane dışarıdan ve şehirde yetişen alimler tarafından ilgi görmüştür. Sadece alimler değil şehirde yaşayan insanlarda kütüphaneye uğramaktadır. Kralın kalesinde bulunan kütüphanede daha önemli eserler bulunmaktaydı. Alimler buraya gelmek için izin alıp kontrollerden geçilerek girebiliyordu.
Kral müze ve kütüphanenin içine bakınca birkaç kişi dışında kimseyi göremedi. Ardından merdivene yöneldi ve aşağı kata inmek istedi. İnerken eski arkadaşı Odrin Rys yukarı çıkmaktaydı. Kralı görünce “ Efendim “ diyerek reverans yaptı, sarı saçlı mavi gözlü geniş omuzlu iri adam Odrin.
“ Odrin eski dostum nasılsın ? “ diye sordu gülümseyerek.
“ İyiyim efendim siz nasılsınız ? “ diye o da gülümseyerek sordu.
“ İyiyim Odrin ” dedi Raken Bardok ardından hemen “ Toplantı salonuna gidelim dedi ve iki arkadaş mermer merdivenlerden aşağı indiler. Toplantı odasına doğru gittiler. Kapıda iki muhafız vardı. Üzerlerinde parlak gri zırhları ve zırhlarının üzerinde Bardok Hanedanın Parsı vardı.
Kral Raken toplantı salonuna girdi. Ardından Odrin içeri girdi. Raken toplantı masasının başındaki ahşap koltuğa ilerledi. Koltuğa oturdu. Odrinin’de oturmasını söyledi. Odrin, Rakenin güvendiği en önemli insanlardan biridir. Savaşlardaki kararlarında ve yönetimdeki kararlarda Odrin Raken Bardok’a yardım etmiştir. Raken Bardok ‘da onun fikirlerini önemsemiştir.
“ Konuş Odrin şehirde ki durum nedir ? “ diye konuşmaya başladı Kral Raken Bardok.
“ İnsanlar haber bekliyor efendim ” dedi Odrin.
“ Bende bekliyorum Odrin “ Masada duran sürahiden gümüş bardağa su doldurdu. Odrinin önündeki bardağa’ da doldurdu. Raken Bardok doldurduğu gümüş bardaktan suyu içti. “ Bekleyeceğiz Odrin, savaşı kaybetme ihtimalimiz yok. En yakın zamanda haber gelir. “ dedi Raken Bardok.
“ Bu bekleyiş uzun sürmedi mi efendim. “ dedi Odrin.
“ Sende biliyorsun ki yol uzun belki zaferi orda kutluyorlardır. “ diyerek gülümsedi ve ardından. “ Tarih artık insanların zaferini anlatacak eski dostum. “ dedi Raken Bardok.
“ Evet. Bu muhteşem bir şey tarihi ve tanrıların yarattığı ırklar savaşını kazandık ama çok kolay geliyor efendim. “ dedi ilginç bir karamsarlık ifadesiyle Odrin. Ardından “ Vampirlerle babanız, dedeniz neredeyse tüm aileniz ve insanoğlu savaştı. Serdkan Bardok’da neredeyse vampirleri yeniyordu fakat onlara acıdı ve geri çekildi. Vampirler onu bir suikast sonucu öldürdü. “ diye düşüncelerini ya da belki bir kısmını belirtti.
“ Ne demek istiyorsun eski dostum “ diye sordu.
Odrin su bardağını aldı ve içti. Bardağı masaya bırakırken “ Kafras’a ve diğer tanrılara dua etmeliyiz demek istiyorum efendim. “ dedi Odrin.
“ Sana fikirlerini sorduğumda yada sen fikirlerini söylediğinde bana Kafrasa yada Tanrılara dua etmemi söylememiştin. “ dedi şaşırarak.
“ Böyle kolay bir zafer beni korkutuyor efendim. “
“ Korkmak ? Sen ve korku. Gördüğüm en korkusuz adamsın “ dedi tekrar şaşırarak Raken Bardok.
“Ben korkularımı mağlup etmiş biriyim ama yok edebilmiş değil efendim.” dedi Odrin Rys.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Topraklar
FantasíaKrallıklar ve bu krallıkları oluşturan iki farklı tür; insanlar ve vampirler. Uzun zamandır süren bu iki türün savaşı son mu bulacak yoksa alevlenecek mi ? Bozkır toprakları ve diğer diyarlarda süren maceralar.