Jane The Killer

Kim Bu Gelen?

Jane' den...

Güvenlik odasında geçirdiğimiz 3. günün de sonuna gelmek üzereydik ve hala biraz erzağımız vardı fakat bu bize 1 hafta için yeterli olmayabilirdi. Jeff bana polislerin kulübeyi arayıp, bizi bulamayınca çoktan çekip gitmiş olduklarını söyledi. Biraz olsun rahatlamıştım ki Jeff: ''Ama güvenlik açısından 2-3 gün daha burada kalmamız gerekir. Hatta belki bir hafta'' diye ekledi. Burası gerçekten bir kulübenin yeraltına göre oldukça iyi bir güvenlik odasıydı. Büyük ve konforluydu. Sadece erzağımız azdı ki Jeff dışarı çıkıp bolca yiyecek birşeyler alacağını söyledi. Ben tepki bile vermiyordum. Jeff yürümeye başladı ve yukarı doğru tırmanırken küfrettiğini duydum. Yanıma gelip birinin kulübeye girdiğini söyledi. Şaşırmamıştım bu kulübeye girmek o kadar da zor değildi. Zor olan bu güvenlik odasına girmekti. Tepki vermemekte ısrar ediyordum ve sonunda merakıma yenik düşerek ''kimmiş?'' diye sordum. Jeff yanındaki bilgisayarla birtakım görüntüler inceliyordu. Yok artık! Bir kulübeye güvenlik kamerası taktıracak kadar zeki ama bir o kadar da psikopat biriydi. Güvenlik kamerası gizli olmalıydı çünkü kulübeyi gözetlerken etrafı çok dikkatli incelememe rağmen görememiştim. Bu düşüncelerimden, yukarıdan gelen sesle sıyrıldım. Jeff' e sertçe ''kim bu gelen?'' sorusunu yönelttim ve onun da çok şaşırdığını farkettim. Jeff' e aynı soruyu üçüncü kez bu sefer biraz daha sinirli sorunca bana ''Nina'' diye cevap verdi. ''Ne!'' Nina' nın burada ne işi vardı? Bizi görürse tanıyabilecek miydi? Tanırsa ne düşünürdü? ben bu sorularla uğraşırken Jeff' in az önce markete gitmek için açık bıraktığı kapıdan birinin girdiğini duydum. Jeff bana sadece sakin olmamı ve Nina' ya şimdilik güvenmekten başka şansımızın olmadığını söyledi ve ben cevap veremeden içeri tıpkı benim gibi bembeyaz tenli olan bir kız geldi. Saçlarının arasından bir tutam pembe saç görünen bu kız Nina' ydı. Nina' nın da şaşkın olduğu gözlerinden okunuyordu.