Erva'dan
"Neden yaptın söylesene!" diye bağırdım uçurumun boşluğuna doğru.
"Neden sende gittin babamdan sonra! Hani bırakmayacaktın beni? Hani söz vermiştin! Aptal! Nefret ediyorum senden! Beni yarım bırakıp gitmenden nefret ediyorum! Ne yapacağım ben şimdi sensiz söyle ya söyle!"
Avazım çıktığı kadar bağırdım, duymazdı biliyorum ama içimden sadece bu geliyordu.
Boğazım yırtıldı, sesim kısıldı.
En sonunda çöktüm dizlerimin üstüne ve denize doğru baktım.
"Neden aldın onu benden? Başka kimsem yoktu ki benim. Neden acımadın bana?"
Şimdi de fısıltıyı andırır şekilde çıkmıştı sesim.
Sonra onun görüntüsü geldi gözümün önüne.
Dün, okul çıkışında ki hali geldi gözlerimin önüne.
"Bu yüzden mi gelmiştin yanıma sevgilim? Ölmeden önce son bir kez daha görmek için mi?"
Dudaklarımın titremesinden konuşamadım bile.
"Biliyorsun ki gözlerine bakarsam bir daha ölürüm, yaşayamam."
uzaktan uzaktan gördüğüm kızarık gözleri geldi aklıma, içimde tekrar bir şeyler koptu.
"Ben senin kadar güçlü değilim, peşinden gelemem biliyorsun."
Sessizliğe rağmen konuştum, susmadım.
"Ben ölümden çok korkuyordum, neden yaptın ki bunu?"
Ve aklıma onun sözleri geldi.
"Ölüm acıtır sevgilim. Ölüm acı'dır."
Titredim.
Kafamı kaldırdım ve gökyüzüne baktım.
"Orda mısın sevgilim?"
Kalbim sıkıştı.
"Yıldızlara dokunabilirsem, seni hisseder miyim?"
-
Ölüm kapında kol geziyor sevdiğim, nedir bu umutsuzluğun?
-
Son.
☾
ŞİMDİ OKUDUĞUN
son dans | texting
Cerita Pendek[texting, tamamlandı] Almir: Özür dilerim, Delibal. (Gönderilemedi) 298 | v'