🌠
5. RENK: GÖZLERİNDE KIRILIP DENİZE YANSIYAN GRİ KEDER
Ertesi gün annemin yaptığı sandviçi yerken şu son zamanlar devamlı aklımda olan Rose zihnimi kurcalıyordu. Bunu nasıl yapıyordu bilmiyorum –sanırım o bahsettiği gibi mavi gözlü bir cadı!- ama bir sırrı varsa benimle arkadaşı olarak paylaşmalıydı. Sabah uyanır uyanmaz beyaz tavanımda onun rengarek saçları ve küçük sevimli yüzünü görmek istemeyeceğim bir durum değildi ama belli bir zaman sonra delirdiğimi düşünmeye başlıyordum.Galiba son zamanlar ölüm yerine zihnime o düşmüştü.
İlaçları zorla yuttuktan sonra odama geçmiş ve kimseye göstermediğim çekmeceyi açmıştım. Pek güzel olmasa da karikatür ya da çizgi romana benzeyen şeyler çizmeyi seviyordum. Bunu bilen kimse yoktu gerçi olmamasını da tercih ederdim. Eğer annem öğrenirse –Tanrı korusun(!)- beni kesinlikle resim kursuna göndermek için elinden gelen ne varsa yapar ve başarırdı. Küçükken öğrenmeye çalıştığım keman dersleri gelince ürperdiğimi hissettim.
Birkaç çizdiğim dosya kağıdının arkasından temiz bir sayfa aldım. Kalemlerden birini de elime alıp zihnime düşen onu çizmeye başladım.Aslında bu çizmekten çok hayal etmek gibiydi bence. Yani çizerken onu hayal ediyordum ve ellerim benden bağımsız kağıda hayal ettiğim şeyi kopyalıyordu. Her an tavanıma bakamazdım ya da üst kata gidip duramazdım sonuçta.
Saçlarını ilk gördüğüm günkü gibi kıvırcık ve asi yapmıştım. Gözleri büyük, burnu küçük, dudakları kalp şeklinde ve alaycı kahkahası dudaklarına dolanıp gözleri kısıkken... Onu neden gülerken çizdiğimi bilmiyorum ama zihnimde en canlı görüntüsü bu olmuştu. Sanırım ona en çok yakışan yüz ifadesi kimseyi önemsemeyip attığı kahkasıydı.
Telefonuma gelen mesaj sesi ile karaladığım kağıdı bıraktım ve yatağın üzerinden telefona uzandım.
"Hazırlanıyorum! Yanına denize girmelik bir şeyler al."
-Rose
Tamam kabul ediyorum, ona yüzmeyi ben öğretecektim ve buraya kadar her şey her insanın günlük hayatta yapabileceği gibi fazlasıyla doğaldı. Fakat ne yazık ki biz hastalıklı doğal olmayan insanlardık. Ona yüzmeyi öğretmem bu açıdan bakarsak doğal değildi. Bir an için fikrimi bir kenara atıp onunla hiç gitmemeyi düşündüm ama bunu yapmadım. Onun yerine sırt çantamı alıp içine denizle ilgili olan şeyleri tıktım ve sırtıma atıp odamdan dışarı çıktım.
Hava diğer günlere göre oldukça sıcak ve bunaltıcıydı.
"Evan nereye gidiyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONUN RENKLERİ
Teen FictionBir gün ölmeye hazır hayatımdan beni bileğimden çekip kurtaran bir kızla tanıştım. Dibe vurmak üzereyken benimle birlikten o dipten kurtulmaya çalışıyordu. Yüzünde eksik olmayan gülücük, ruhunun etrafına gezegenler dizilmişti. Her bir gülüşünde yen...